Uzay Boşluğunda Sürüklenen Ölü Galaksilerin Kaynağı

0
İncelenen ultra yayılı galaksilerden biri olan DF2. Görüntü: ESA/Hubble

Ultra yayılı galaksiler (UDG), gökbilimciler için gizemli yapılar.

Yıldız sayısı bakımından ufak olan bu galaksiler, yine de çok büyük mesafelere yayılıyor ve bu yüzden sönük hale gelip zor gözleniyor. Nasıl oluştukları veya oluşmalarına yardımcı olan karanlık madde haleleri yönünden özel bir durum olup olmadığı ise belli değil.

Kısa süre önce yayımlanan bir araştırma, UDG’lere ve özellikle de sönük UDG’lere yönelik bazı öne çıkan soruların cevaplanmasını sağlayabilir (sönük UDG’ler yeni yıldız üretmiyor.) Gökbilimciler, yürüttükleri bir dizi canlandırma yoluyla bu tanıma uyan bazı yeni galaksileri belirleyip analiz etmeyi başarmış.

Yapılan gözlem ve modellemeler, bu sönük UDG’lerin ters sıçrama yörüngesi şeklinde bilinen bir bölgede doğduğunu ortaya çıkarmış. Konak galaksinin sınırlarından çok uzakta olan sönük UDG’ler, galaksiye halen gevşek biçimde bağlı. Diğer bir ifadeyle bu galaksiler, izole olmadan önce daha büyük bir sistemin parçasıymış. Bunun yanısıra, esas sistemle bazı ortak özellikler de taşıyorlar.

Riverside – California Üniversitesinde çalışan gökbilimci Laura Sales, “Tespit ettiğimiz şeyler, galaksi oluşum kuramlarıyla çelişiyor çünkü sönük cücelerin gazlarının kaybolması ve bu yapıların yıldız oluşturmayı bırakması için kümeler veya grup ortamlarında bulunmaları gerekiyor” diyor.

“Fakat bizim tespit ettiğimiz sönük UDG’ler soyutlanmış durumdaydı. Bu sönük UDG’lerden birkaçını bu alanda tespit ederek, evrimlerini geriye doğru takip ettik ve geri sıçrama yörüngelerinden çıkmış olduklarını gösterdik.”

Araştırma takımının kullandığı ve TNG50 adını taşıyan canlandırma sisteminde, önceden gözlemlenenlere benzeyen UDG sistemleri başarılı şekilde tahmin etmiş. Canlandırma sistemi, söz konusu galaksileri geri sarıp milyarlarca yıl önce nereden geldiklerini gösteren bir zaman makinesi şeklinde de davranabiliyor.

Bulgular Nature Astronomy bülteninde yayımlandı.

 

 

 

 

Yazar: David Nield/ScienceAlert. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz