Yağlardan kurtulmak yorucu olabilse de, nefes alıp vermek kadar doğal bir şey.
Yemeğe giriştiğinizde veya yolda giderken bir şeyler atıştırdığınızda, yediğiniz yiyecekler vücudunuza yakıt sağlamaya gider. Sevdiğiniz (veya o kadar sevmediğiniz) yiyecekler sindirim sisteminizden geçerken, vücudunuz besinleri emer ve bunları gündelik rutininizde size güç vermek için kullanır. Geriye kalan atıklar, idrar torbanız veya bağırsaklarınızdan dışarı gönderilir. Bu sistem, iyi bir sistemdir.
Peki bir öğünü atladığınızda veya son atıştırmanızda aldığınız enerjiden daha fazla enerji harcamak zorunda kaldığınızda ne olur? Hiç düşünmeye bile gerek duymadan tam da böyle bir durum için biriktirdiğiniz yağ sayesinde, vücudunuz buna hazırdır. Yağ, en çok ihtiyaç duyduğunuzda sizin için enerji sağlamaya hazır olan bir pil görevi görür. Peki bu stratejik depoyu kullandığınız zaman gerçekte neler olur?
Yağ hücresi nedir?
İnsanlarda, kahverengi ve beyaz olmak üzere iki farklı çeşit yağ hücresi var. Bunlardan beyaz olanı çok daha yaygın.
İnsanlardaki yağ hücreleri, çoğunlukla çocukluk ve ergenlik döneminde gelişiyor. Bu aşamadan sonra, vücudunuzdaki yağ hücreleri nispeten durağan kalıyor. Adipoz dokusunu meydana getiren bu hücreler vücuda, metabolizmanızdan kilonuza kadar her şeyi düzenlemeye yardımcı olan hormonlar gönderebiliyor.
Bu hücreler genelde belli bir sayıda bulunduğundan, kilo aldığımız zaman genelde daha fazla hücre oluşmuyor. Sindirim sistemi besini ayrıştırıp daha sonra kullanmak üzere depoladıkça, bu hücreler genişliyor. Sonrasında ise vücut ihtiyaç anında yağ hücrelerine başvurduğunda küçülüyorlar. Bu ihtiyaç maraton koşarken, dağda yürüyüş yaparken veya sokakta amaçsız şekilde gezerken oluşabilir.
Yağ yaktığımız zaman ne oluyor?
Peki bu küçülme sürecinde, gerçekte bir miktar yağ kaybettiğiniz zaman ne oluyor? Yaygın inanışların aksine, vücudun kullandığı yağın tamamı doğrudan enerjiye çevrilmiyor, sihirli şekilde kasa dönüşmüyor ve diğer katı atıklarınızla birlikte çıkmıyor.
Başka bir yere gidiyor. Burada, kütlenin korunumu yasası devreye gidiyor. Bazılarımız ne kadar istese de, yağ öylece kaybolamaz.
Adipoz dokunuzun içerisinde depolanan yağ, daha sonra trigliserit şeklinde vücudunuza geri gönderiliyor. Bunlar enerjiye dönüştürülürken bir dizi kimyasal tepkimeden geçiyor fakat bu işlem yüzde 100 verimli olmuyor. Vücutlarımız iyi çalışıyor fakat o kadar da değil.
Yağ depolarını kullanma süreci, bacağınızı kaldırmanızı veya çantanızı sırtlamanızı sağlayan enerjiyle beraber yan ürünler meydana getiriyor. Bu ürünler de su ve karbondioksit.
Nereye gidiyor?
Vücut yağ kullanırken oluşan bu suyun bir kısmı, idrar ve ter yoluyla olağan şekilde harcanıyor. Fakat 2014 yılında British Medical Journal bülteninde yayımlanan bir çalışmada, yağdan çıkan çoğu yan ürünün (tüm o karbondioksit de dahil) vücudu solunum sistemiyle terk ettiği bulunmuş.
Evet, doğru okudunuz. Yaktığınız yağın çoğunun yan ürününü nefesle dışarı veriyorsunuz. Bu süreçte çıkan CO2, akciğerleriniz oksijeni işlediği sırada üretilen CO2’ye karışıyor. Spor salonuna giderken veya bir yürüyüş yolunda yürürken bunu düşünün: Yağdan kurtulmak yorucu olabilir ancak bu, nefes alıp vermek kadar doğal bir süreç.
Yazar: Mary Beth Griggs/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.