Bose şirketinin önde gelen mühendislerinden Dan Gauger, Popular Science dergisinden Claire Maldarelli’ye sahadan hikayesini anlatıyor: Bose’un gürültü engelleme teknolojisini geliştirmeye yardımcı olan Gauger, bu teknolojinin engellemeye çalıştığınız sesin tam tersi dalga biçiminde ses üretilmesiyle çalıştığını söylüyor. Bu durum, sıradan seslerden tuhaf seslere kadar dünyadaki her tür gürültüyü sınıflandırmaları gerektiği anlamına geliyor.
Gauger ne zaman dışarı çıkıp ilginç bir gürültü duysa onu kayıt altına aldığını belirtiyor. Telefonunda bu seslerden oluşan birkaç gigabayt veri var. Gauger’ın ekibinin laboratuvarında, amplifikatör ve hoparlörler ile kaplı bir konteyner bulunuyor. Trenlerin ve otobüslerin çıkardığı gürültü seslerini çalmak için kullanılan bu konteyner, tasarlanan ürünlerin gürültüyü engellediğini anlamalarına yardımcı oluyor.
Fakat beklenmedik olaylar da yaşanıyor. Gauger bir keresinde bir müşterinin, 2013 yılında çıkan ilk kulak içi gürültü engelleyici kulaklıklarını Japonya’daki bir trende yolculuk ettiği sırada taktığını, vagon bir tünele girdiğinde ise tıkırtı ve gürültülü gıcırtılardan oluşan ilginç bir ses duyduğunu söylediğini aktarıyor. Müşterinin deyimiyle, “kulağında bir bazuka patlamış.”
O sırada Japonya’da bir iş konferansı için bulunan Gauger, trene binip aynı noktadan geçtiğini söylüyor. O konumda, tünel ve tren vagonu arasındaki çok dar bir boşlukta tam da müşterinin dediği gibi oluyor. 25 santimetreden daha kısa olan bu ufak aralık, kulak ve kulaklık arasındaki havaya baskı yaparak akustiği gürültü engelleme sisteminin başa çıkamayacağı şekilde değiştirmiş olabilir.
Daha yeni modeller daha fazla stresle başa çıkabilirken, bu gibi tuhaf olaylar her zaman yaşanabiliyor.
Yazar: Claire Maldarelli/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.
