![Utopia_Planitia_on_Mars[1]](https://popsci.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/Utopia_Planitia_on_Mars1-696x392.jpg)
Kızıl Gezegen, ‘mikrobiyal yaşama elverişli koşullara ev sahipliği’ yapmış olabilirdi.
Mars günümüzde çorak ve yaşanılmaz bir gezegen. Fakat bir zamanlar kumlu sahilleri ve huzur dolu okyanus manzaraları olabilirdi. Bugün Proceedings of the National Academy of Sciences bülteninde yayımlanan bulgulara göre Kızıl Gezegen, onlarca milyon yıl boyunca tatil yapmaya değer bir yer şeklinde kalmış ve aynı zamanda mikrobiyal yaşamı destekleyen uygun koşulları sağlamış olabilir.
Bulgular, 2021 yılında Mars’ın Utopia Planitia bölgesine konan Çin’in Zhurong Mars keşif aracının topladığı verilerden geliyor. Gezegende dolaşan diğer keşif araçlarının aksine Zhurong, Mars’ın yüzeyini geçerek yüzey altı taramalar gerçekleştirmesine olanak sağlayan yüksek ve düşük frekanslı radar sistemleri taşıyor. Keşif aracının verilerini inceleyen uluslararası bir araştırma takımı, Dünya genelinde bulunanlarla kayda değer bir benzerlik sergileyen katmanlı yapılar tespit ettiklerini düşünüyor.
Penn Eyalet Üniversitesinde çalışan ve makalenin yazarlarından olan yardımcı jeoloji profesörü Benjamin Cardenas, “Mars’ta eskiden antik sahiller ve antik nehir deltaları gibi görünen yerler buluyoruz” diyor çalışmaya eşlik eden bir açıklamada. “Rüzgarın, dalgaların ve bolca kumun kanıtlarına ulaştık; tatil yerine benzeyen düzgün bir sahilin kanıtlarına.”
Cardenas ve meslektaşları özellikle antik ve uzun süre önce toprağa gömülmüş “ön kıyı çökeltileri” gibi duran yapılara odaklanmışlar. Dünya genelindeki kıyı şeritlerinin yaygın bir özelliği olan ön kıyı çökeltileri, gelgit ve dalgalar tortuları kademeli şekilde büyük bir su kütlesine sürükledikçe oluşan ve aşağıya doğru eğimli olan jeolojik oluşumlar.
Cardenas şöyle ekliyor: “Bu hemen gözümüze çarptı çünkü orada dalgalar olduğunu düşündürüyor; yani hava ve suyun dinamik bir etkileşiminin olduğu anlamına geliyor.”
[İlgili: Mars Bir Zamanlar 300 Metre Derinliğinde Okyanuslarla Kaplıydı]
Makalenin yazarlarına göre hem Mars’taki ön kıyı çökeltilerinin açısı hem de çökelti kalıntıları, tam da Dünya’dakilerin aralığında yer alıyor. Yapılan ek analizler de Mars’taki bu ön kıyı çökeltilerinin nehir akıntıları, volkanik faaliyet veya rüzgarın sonucunda oluşmadığına işaret etmiş ve okyanus kıyıları en muhtemel açıklama haline getirmiş. Eğer doğruysa bu durum, bir zamanlar Mars’ın kuzey kutbunun önemli bir kısmının okyanusla kaplı olduğu hipotezini daha da çok destekliyor. Dalgalar ve gelgitler meydana getirecek kadar büyük olan bir su hacmi, gezegenin yaşamı destekleme ihtimalini de artırıyor.
“Hava ve suyun dinamik bir etkileşimi olduğunu akla getiriyor” diyor Cardenas. “Dünya’daki ilk yaşamın nerede geliştiğine baktığımızda, kara ve okyanuslar arasındaki etkileşimde geliştiğini görüyoruz. Doyasıyla bu durum, mikrobiyal yaşama elverişli şartlar barındırma kabiliyetine sahip antik, yaşanabilir ortamların bir tablosunu çiziyor.”
Yaşam için elverişli olan bu sıcak ve sulak koşullar, muhtemelen Mars’ta on milyonlarca yıldır hüküm sürmüş ve kıyı şeritlerinin değişimi için bol miktarda zaman sunarken, canlıların da gelişmesini teşvik etmişti.
Cardenas şöyle açıklıyor: “Mars’ı durağan görünümlü bir gezegen şeklinde düşünme eğilimimiz var ama gezegen evrimleşiyordu.”
Yazar: Andrew Paul/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.