Nükleer silahlar, global politika için anaokulu yemekhanesine getirilen çikolata gibi. Buna izin verilmiyor, ama çocuklar yine de yemekten kaçınmıyor. Bunun çok zararlı olduğunun herkes farkında. Ancak biri onların okula çikolata getirmemeleri yönünde ısrarcı olduğunda tabii ki öfke krizine tutuluyorlar.
Çocukları – çok pardon – politikacıları nükleer silahsızlanmaya ikna etmek çok zor, çünkü ellerinde ne kadar nükleer silah bulundurdukları gibi önemli sırların açığa çıkmasını istemiyorlar. Bilim insanları bununla ilgili teorik bir çözüm geliştirdiler. Bu çözüm nükleer silah müfettişlerinin, herhangi bir sırrı açığa çıkarmadan savaş başlıklarının aktif olup olmadığını anlamalarını sağlayabilir.
80’li yıllarda günümüzde olduğundan çok daha az nükleer silah vardı. Amerikan Bilim İnsanları’na (FAS) göre bu kıyas 15.000’e 70.000. Muhtemelen bu rakamın 0 olması bizim için çok daha iyi olurdu. Ülkeler silahsızlanmaya çalışıyorlar, ancak şu an silah müfettişlerinin başlıkların aktif olup olmadığını anlamak için kullandıkları yöntemler mükemmel değil.
Proceedings of the National Academy of Science‘ın 19 Temmuz 2016’da yayımladığı bir çalışmaya göre hali hazırda kullanılan metotlar, savaş başlıklarının yapımı ile ilgili gizli bilgileri açığa çıkarabilir veya sahte başlıklar yapılarak aldatılabilirler.
Bu sorunları çözecek olan yeni yöntem, işe bir X-ray ışın demeti ile başlıyor. Savaş başlığına doğrultulan bu ışın, başlıkla ilgili bilgileri de beraberinde götürerek yüzeyden geçip gidiyor ve metal bir folyoya çarpıyor. Metal, foton olarak da bildiğimiz x-ray ışığı parçacıklarının bir kısmını emiyor, ve dışarıya gama ışınlarını saçıyor. Bu ışınlar genellikle folyonun atomik çekirdeğinden yayılan daha yüksek enerjili ışık parçacıklardan oluşuyor. Gama ışınları, bir dedektör yardımıyla okunuyor. Metal folyo, savaş başlığı hakkındaki önemli bilgileri karmaşık bir şekilde sunuyor.
Dedektör ise buna rağmen yine de savaş başlığının aktif, inaktif veya sahte olup olmadığını tespit edebiliyor.
Çalışmanın yazarı R. Scott Kemp’in Science Magazine‘e yaptığı açıklamaya göre, bu tip “sıfır-bilgi” savaş başlığı test sistemlerini daha onlarca yıl boyunca görmemiz mümkün değil. Umarız daha önce parçacıklarımıza ayrılmayız da, bunu görecek kadar yaşayabiliriz.
Ceren Güzelgün