Yıllardır, deri üretiminden büyükbaş hayvancılığın çıkartılıp yerine daha sürdürülebilir biyoteknolojik alternatiflerin getirilmesine yönelik girişimler hakkında yazıyorum. Çevresel bir bakış açısıyla baktığımızda, ineklerin beslenmesi ve yetiştiriciliği pahalı, derilerinin tabaklanması zehirli ve birçok kişi de öldürülmelerini acımasızlık olarak görüyor. Yine de tüketici olarak bizler, derinin lüks hissinin ve dayanıklılığının bağımlısı olmuş durumdayız. Yalnızca yeni bir arabadaki deri döşeme kokusunun bizlerde oluşturduğu içgüdüsel tepkiyi düşünün.
Bu problemin üstesinden gelmek için Modern Meadow gibi firmalar deriyi doğrudan cilt hücrelerinden üretmeye çalıştılar. Başka firmalar sentetik ikameler aradılar. Ve bir de sanatçı Phil Ross var.
Sanatçı ve Mycoworks’ün kurucusu Phil Ross, mantarların yoğun kök yapıları olan misellerden deri üretiyor. Ross’un deyimiyle ‘”Bu aslında mantarın cildi.”
Mycoworks‘ün misel derisi
Ross ve ekibi miselleri farklı sıcaklık ve nem koşullarında yetiştirip daha sonra da tabaklayarak elde edilen mantar keçelerinin inek, yılan ve devekuşu derisi gibi görünüp hissedilmesinin sağladılar. Ross ürettikleri derinin daha az enerji gerektirdiğini, daha küçük çevresel ayak izine sahip olduğunu ve doğada çözünür özellikte olduğunu söylemekte.
Aynı zamanda, mantar dokusu yetiştirildiği sırada değişikliğe uğratılabilir. Yani inkübasyon sırasında tasarımcılar fermuar, kanca gibi donanımları deriye ekleyebilir, parçaları dikmek yerine bitiştirebilir ve hatta materyalin dokusunu değiştirebilirler.
“Hayvan derisinde elde edemeyeceğiniz bir esnekliğe sahip’’ diyor Ross. Her ne kadar Ross ürettiği deriyi dana derisinin dayanıklılığına eriştirmek için halen geliştirse de yakın zamanda Mycoworks ‘ün ilk cüzdanını vitrine çıkardı.
Mycoworks’ün misel cüzdanı
Mycoworks, bir sanat pratiğinin nasıl koca bir endüstriyi kışkırtabildiğini gösteren bir model oldu. Bu noktada birçok sanatçı için hayatta kalma stratejisinin bir parçası da oldu. Şu anda bu çalışma iş dünyasında, sanat dünyasında olduğundan daha değerli.
Ross neredeyse 30 yıldır misel sanat eserleri yaratıyor. Başlangıçta reichi mantarlarının tıbbi özellikleriyle ilgilense de ardından mantarları talaş ve diğer atık materyallerle besleyerek katı heykeller, tuğlalar ve hatta mobilyalar üretebildiğini öğrendi.
Misel sandalye
Ecovative gibi firmalar benzer teknikleri paketleme materyalleri ve hatta miselden paneller üretmek için kullanıyor. Benim de ortak kurucularından olduğum Genspace gibi Kendin Yap Biyo firmalar mantar kalıpları yapımı ile ilgili dersler düzenlemekte. Biyotasarım öğrencileri bunlardan kitler yaptılar ve şimdi Ross uygulamayı modaya aktarmakta.
Temmuz ayında San Francisco Indie Bio’ da gerçekleşen yatırımcılar için tanıtım gösterisinde genel müdür Sophia Wang sahneye 180 cm boyunda hantal deri çıkardı. Deri o kadar kalındı ki kafasının üstünde zorlukla tutabiliyordu.
Philip Ross’un Mantar yapısı (Mycotecture)
Mycoworks ekibi bir şirket kurmalarının olası olmadığını düşüneceğiniz bir grup: Ross bir sanatçı, Wang Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’den İngiliz edebiyatı üzerine doktora sahibi ve yakın zamanda işe aldıkları iletişim danışmanları Joanna Steinhardt Berkeley’de antropoloji alanında doktora yapmış. Ross özgeçmişlerini bir avantaj olarak görmekte.
Ross ‘un geleceğin biyomateryal girişimcilerine tavsiyeleri şöyle:
Modern ticari mutfaklar ile çağdaş biyomühendislik donanımları ortak bir kökeni paylaşırlar. Aşçılar ve biyomühendisler mikrop teorisini Louis Pasteur’ den miras almışlardır. Bu, onlara kontrollü koşulların organik yetiştiricilikte nasıl yönetilebileceğinin yollarını göstermiştir.
Buhar temelli ekipmanlar ve mutfaklarda parlayan metal teknoloji, laboratuvarlara paralel durumdadır. Yemek tarifleri, organik malzemenin kesiminin boyutunu (büyük, orta veya küçük küp şeklinde, brunoaz, jülyen, şifonat, kıyılmış vb.) anlatan kesin protokollerdir. Zaman, belli karışımlar ve sıcaklık, bu malzemeleri bizim gıda adını verdiğimiz hale dönüşmelerini sağlamak için sıklıkla kullanılır. Ayrıca asitler, bazlar ve fermantasyon fiziksel ve kimyasal eldeler doğrultusunda değerlendirilmektedir. Karışımların viskozitesi ve akış bilimi gıda tanımına uyan materyallerin devamlı üretimi için çok önemlidir. Mutfak sanatlarında yetkinleşmiş kişiler genellikle daha da kesin yöntem ve ölçümleri olan pastacılığı öğrenmeye yönelirler; burada çözeltide köpük, jel ve kimyasal reaksiyon oluşturmak gibi geniş bir yelpazede uzmanlaşmaları gerekmektedir.
Biyomateryalleri öğrenme heveslisiyseniz size çift yönlü bir yol önerebilirim: yemek kurslarına katılmak ve bitki yetiştirme pratiği edinmek. Mantar yetiştiriciliği zordur. Bitkiler, organizmaların üremesinin temellerini öğrenmenin kolay yoludur ve bir bardak ve makastan daha fazlasına ihtiyacınız yoktur. Pastacılığı öğrenmek, büyüyen biyolojik bileşimlerin beceri ve biliminde ustalaşmak için mükemmel bir yoldur.
Yazar: Daniel Grushkin
Beril Güzel