Kesinlikle tuhaf bir şeyler oluyor.
Geçen sene dünya, çok düzensiz şekilde sönen ve parlayan, bilinen herhangi doğal bir olgu ile açıklanamayan bir yıldızın keşfiyle aklını kaybetmişti. Bir biliminsanı, bunun bir tür mega uzaylı yapısının kanıtı olabileceğini ileri sürmüştü.
Ardından yapılan çalışmalar, hiçbir uzaylı davranışı işareti ortaya çıkarmamıştı fakat NASA’nın Kepler Uzay Teleskobu, az önce 1.600 günü yıldızı gözlemleyerek harcadı ve işler çok daha tuhaf hale geldi.
Araştırmacılardan biri olan Caltetch’den Ben Montet, Gizmodo’dan Maddie Stone’a şöyle söylüyor: “Bunun gerçek olmadığına kendimizi ikna etmeye çalışarak uzun bir zaman harcadık fakat başaramadık.”
Bu son gözlemlerin sonuçları, az önce arXiv’in baskı öncesi sitesinde çıktı, bu yüzden gökbilim camiasının diğer üyeleri, bunları delik deşik etmek için ellerinden gelenin en iyisini yapabilir; yani, şimdilik bunlardan çok fazla anlam çıkaramıyoruz.
Fakat Kepler’in gördüğü şey, Tabby yıldızı olarak da bilinen KIC 8462852’nin, elimizdeki başlıca varsayımlardan sadece herhangi biriyle açıklanamayacak denli inanılmaz bir oranda sönükleşmesiydi. Bu varsayımlar kuyrukluyıldız kümeleri veya yoldan sapan bir yıldızın etkileriydi.
Bu durum, mega uzaylı yapısı varsayımı için daha fazla kanıta sahip olmadığımız anlamına gelmiyor. (Mega uzaylı varsayımı, gelişmiş bir medeniyetin, bir yıldızın etrafında onun enerjisini toplamak için kuramsal Dyson küresi gibi devasa bir şey inşa ediyor olması hakkında internet destekli bir fikirdir.)
Fakat bunun öne sürdüğü şey, yıldızın etrafında daha önce evrenin hiçbir yerinde asla görmediğimiz bir şeyler, yani çok büyük ihtimalle bilinmeyen bir olgunun bir bileşimi olduğu.
Yapılan en son çalışmadaki Kepler verisi, teleskobun kendi yönüne çevrildiği dört yıldan fazla süre boyunca, yıldızın parlaklık bakımından nasıl değiştiğini anlamak için iki Caltetch bilim insanı tarafından çözümlendi.
Gördükleri şey, yıldızın ışık çıkışının sadece ara sıra yüzde 20 oranında sönükleşmediği (bilim insanları bu tuhaf davranışı ilk defa geçen sene tespit etmişti), aynı zamanda gözlemler boyunca kendi yıldız akımının tümünün sahiden sönükleştiğiydi.
Kepler’in yıldızı gözlemlediği ilk 1.000 gün, bu sönükleşme çok uç noktada değildi; yıldızın parlaklığı yılda yüzde 0.34 düşmüştü.
Fakat yıldız, bir düzlüğe gelmeden önce sonraki 200 gün boyunca yüzde 2’den fazla sönükleşmişti. Yıldız toplamda, dört yıllık dönem boyunca toplam parlaklığının yaklaşık yüzde 3’ünü kaybetti.
Araştırmacılar 193 çevre yıldız ve Tabby yıldızına benzer olan 355 yıldız üzerindeki veriyi çözümledi ve bunun gibi başka herhangi bir şey bulamadı.
Peki bu ne anlama geliyor? Hâlâ gerçekten bilmiyoruz.
En muhtemel cevap, bir etmen bileşiminin buna yol açtığı ve saptırılmış bir yıldızın etkileri, bir kuyrukluyıldız kümesi veya patlamış bir gezegenin enkazı gibi mevcut varsayımlardan herhangi birini gözardı edemiyoruz.
Fakat bunlardan tek başına biri, Kepler’in gördüğünü açıklayamıyor.
Aslen bütün mega uzaylı yapısı olayını başlatan Penn State Üniversitesi araştırmacısı Jason Wright, Gizmodo’ya şöyle konuşuyor: “Yeni tez, benim de kabul ettiğim üzere, bu davranış türü için gerçekten iyi olan hiçbir modelimiz olmadığını belirtiyor. Bu heyecan verici!”
Bilim insanları, Tabby yıldızının tuhaf şekilde sönükleştiğini ilk defa tespit etmiyor. Bu yılın başlarında bir tez, yıldızın geçen 100 yıl boyunca açıklanamaz şekilde yüzde 19 sönükleştiğini gösterdi, fakat bu sonuçlar o zamandan beri geniş ölçüde şüpheliydi.
Diğer taraftan yeni Kepler gözlemleri, yıldızın aslında iki kat hızlı sönükleştiğini öne sürüyor, fakat onları çok ciddiye almadan önce bu sonuçların da bağımsız olarak doğrulanması gerekiyor.
İyi haber ise, araştırmacıların, ışığını titrerken yakalama umuduyla şimdi Las Cumbres Küresel Teleskop Gözlem Ağı’nı bir yıl boyunca Tabby yıldızına çevirmek için bir araya geliyor olmaları. Eğer bu gerçekleşirse, son kez neler döndüğü hakkında bir fikir elde etmek için dünya çapındaki teleskoplar yıldıza döndürülebilir.
Bu arada, tuhaf şekilde titreyerek yanan bu yıldızın uzaylılarla ilgisi olmasının çok ama çok az muhtemel olduğunu hatırlatmak isteriz (eğer böyleyse, bu durum çok daha heyecan verici, çünkü yeni uzay olgusuna merhaba deriz!). Fakat nasıl olsa bizi dinlemeyeceğinizi biliyoruz, bu yüzden gidin ve capsleri hazırlayın.
Sonuçta, bilime meydan okumaya devam eden bir yıldız sistemini her gün bulmuyorsunuz.
ScienceAlert
Sınırlı teknolojimizle biz böyle bir gezegeni keşfederken, ve o gezegen de eğer gelişmiş bir uzaylı ırkı varsa bizleri çoktan tespit etmiş olmaları ama bizlerle neden iletişime geçmedikleri hep beynimi kemirir durur! Oysa bizler ne kadar da hevesliyiz onlarla tanışmaya!