Şimdi onları aşağı çekelim.
Dünya liderleri, küresel ısınmayı 2°C’nin altında tutmak için 2 yıl önce yeni bir uluslararası iklim değişimi anlaşması imzalamışlardı. Üzerinde tartıştıkları verinin çoğu, tamamen ümit verici olmasa da, en azından yapılan bir parça yeni çevre araştırmaları, iklim değişikliği üzerindeki insan davranışlarının güçlü bir etkiye sahip olduğuna dair umut veriyor.
Küresel CO2 yayılımlarındaki on yıllık hızlı bir yükselişten sonra, sonunda duraksama gibi görünen bir yere ulaştık. Avrupa Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi tarafından sunulan yeni bir rapora göre, geçen sene dünya ekonomisindeki büyüme devam etmesine karşın salınımlar durgunlaştı.
CO2 salımları, en son tahminleri geçerek, 2013 yılındaki miktarla karşılaştırıldığında sadece 0.5 artarak 2014’te neredeyse tamamen hız kesti. 2013’teki yükselişlerin sadece yüzde 1.5 ve 2012’de sadece 0.8 olmasından sonra, duraksama son yıllarda belirgin hale geldi.
Buna zıt olarak, küresel CO2 salınımları geçen on yıllık süre boyunca ortalama olarak yaklaşık yüzde 4 yükseldi, bu yüzden yavaşlamanın gerçekleşmesi dikkate değer bir başarı. Fakat raporu yazan bilim insanları, durumların değişim halinde olduğuna ve her ülkenin yayılımını düşürmediğine dikkat çekerek, görünüşteki düzlüğün istatistiksel bir eğilim olduğunu söylemek için henüz çok erken olduğunu iddia ediyorlar.
Özellikle Hindistan, salımlarını yüzde 7.8 oranında artırıp küresel olarak dördüncü büyük yayımcı olmasıyla bu konuda göze çarpıyor. Aynı zamanda, öncekilerde hatalar olduğu ortaya çıkan Çin’den gelen yeni rakamlar da endişe konusu. Yani aslında, bundan önce gösterilenden yıllık yaklaşık bir milyar ton daha fazla CO2 yayıyor. (İyi ki yeni rapor, gözten geçirilen veriyi hesaba katıyor.)
Raporda bulunan küresel rakamların, ağaçları yok etme, tomrukçuluk, orman ve turba yangınları ile diğer katkıların da dahil olduğu başka CO2 yayımı kaynaklarını içermediğini, temel olarak fosil yakıt yakımı ve enerji üretimi gibi karbon yayımına yapılan insana dayalı katkıları hesaba kattığını akılda bulundurmak önemli.
Fakat insana dayalı rakamlar konusunda umut var gibi görünüyor. 2014’te dünyanın fosil yakıt enerji tüketimi azaldı ve toplam CO2 salımları 35.7 milyar tonda durdu. Avrupa Birliği’nde bulunan neredeyse tüm ülkeler ile Japonya, Rusya ve Avustralya salımlarını azalttı.
Hep beraber küresel CO2 yayımlarının neredeyse üçte ikisinden (yüzde 61) sorumlu olan dört büyük kirleticiden (Çin, ABD, AB ve Hindistan) sadece AB kendi yayımını azalttı. Yine de AB ve Çin’in sadece çok küçük artış gösterdirdiğini belirtmekte fayda var.
Bu ivmenin elden kaçırılmamasını, olumlu ve sürekli bir yere doğru yönlendirilmesini umalım. CO2 yayımlarında yaşanacak sürekli bir küresel düşüş, gerçekten kutlanacak bir şey olacaktır. Burada gördüğümüz şeyi henüz kimse bir gidişat olarak adlandırmasa da, bu yüzyılın çoğundaki rakamlardan daha olumlu olduğu kesin.
Yazarlar şöyle yazıyor: “Bildiğimiz şey, ortalama olarak 2003’ten 2011’e kadar gözlenmiş ve çok yüksek olan yıllık yüzde 3’lük miktarın (küresel gerileme yılları 2008 ve 2009 çıkarıldığı zaman olan yüzde 4’ün bile) çok yüksek ihtimalle, gelecekteki pek çok yılın kesinlikle üstünde olduğudur. Oysa 1980-2002 dönemi arasındaki ortalama küresel artış oranı yıllık 1.2 idi.”
ScienceAlert