Antik İnsülin Örümceklerde Zehire Evrimleşti

0

Zehirler son derece güçlüdür ve genelde sinir sisteminin hedef alır. Kanımıza karıştığında ölümcül olan bu kimyasallar yılanlar, örümcekler ve akreplerin vücudunda üretilebilir. Bu canlılar, zehirleri kullanarak kendini savunurlar, avlarını avlarlar. Çoğu yılan için ise zehir sadece bir sindirim sistemi ögesidir.

Fakat örümcek zehrinin antik zamanda beslenmeye yardım etmek için kullanıldığı düşünülmüyor.  Yeni yapılan bir araştırma ise örümceklerdeki zehirin, antik zamanda beslenmeye yardımcı olan bir hormondan evrimleştiğini öne sürüyor.

Zehirler hareketsizliğe sebep olabiliyor, kanın pıhtılaşmasını engelleyebiliyor, proteinlerin yapısını bozabiliyor. Bu sebeplerden dolayı da bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmak için biçilmiş kaftan. Araştırmacıların zehirlerin nasıl evrimleştiğini anlamasının yeni tedavi yöntemlerinin bulunmasına ve tedavi edici kimyasalların üretilmesine yardımcı olcağı hakkında hiçbir kuşkumuz yok.

Toksin kökenli yeni kimyasallar üretmek amacıyla Avusturalya Queensland Üniversitesi’nden ve Lewis & Clark Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı güçlerini birleştirdi. Örümcek zehiri ve diğer zehirleri birbirleriyle karşılaştırarak proteinleri arasındaki benzerlikleri bir bilgisayar programı yardımıyla karşılaştırdılar. Program bazı kimyasallar ile zehirler arasında benzerlikler buldu.

Aslında kullanılan bilgisayar programı ilk aşamada hiçbir bilgiye ulaşamadı, fakat Queensland Üniversitesi’nden Glenn King’in liderliğini yürüttüğü araştırmanın devamında ekip proteinlerin fiziksel özelliklerini karşılaştırdı. Araştırmanın sonunda örümcek zehrinin yapısına çok benzeyen bir hormon tespit ettiler. Bu hormon örümceklerde insanlardaki insülin hormonunun görevini görüyor, yani örümceğin şeker metabolizmasını düzenliyor. Araştırmacılar evrimsel süreçler sonunda ise bu tarz kimyasalların bir silaha dönüştüğünü düşünüyorlar.

Enteresan olan da, kırkayakların da hormonlardan evrimleşmiş zehirlere sahip olması. Yapısı örümceklerinkinden biraz daha farklı tabii ki. Bu araştırmaların hepsi Structure dergisinde yayınlandı.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz