PETER DOCKRILL
Radyo güdümlü otomatik iniş sistemleri, ticarî yolcu uçaklarının onlarca yıldır sahip olduğu bir özellikti. Ancak daha önce hiç bu kadar yürekleri ağza getiren bir iniş görülmemişti.
Yayınlanan yeni bir videoda araştırmacılar; deneysel bir optik konumlanma sistemiyle donanmış dört koltuklu küçük bir uçakla yapılan test uçuşunda, uçağın tamamen otomatik bir şekilde başarıyla indiğini gösteriyorlar.
Ticari uçaklarda ve diğer büyük jetlerde yer alan otomatik iniş düzenekleri, çoğunlukla Araç İniş Sistemi (ILS) adı verilen bir sisteme dayanıyor. Bu sistem; radyo sinyallerini ve dahili otomatik pilotu kullanarak, uçakları piste yaklaştıkları zaman yönlendiriyor.
Başka türlü otomatik iniş sistemleri de bulunuyor ancak bunlar her ne kadar iniş hizalaması konusunda yüksek isabeti mümkün kılsa da (ve görüş imkanının yetersiz olduğu havalarda inmeyi mümkün kılsa da); genellikle pistlerin karmaşık ve pahalı anten altyapısıyla donatılmasını gerektiriyorlar ve bu durum, küçük havalimanları için her zaman mümkün veya uygulanabilir olmuyor.
Bu sorunun üstesinden gelmek ve ayrıca emniyetli, güvenilir ve tamamen özerk olan bir iniş sistemi hayalini gerçekleştirmek isteyen bir ekip, Münih Teknik Üniversitesi’nde (TUM) çalışan araştırmacıların önderliğinde; ILS ile aynı şeyi yapan fakat yer temelli antenlere ihtiyaç duymayan bir alternatif geliştiriyormuş.
Takımın ‘C2Land’ adını verdiği bu deneysel sistem, uçuş kontrolü için GPS ve iniş için görsel yönden zenginleştirilmiş bir yön bulma sistemi kullanıyor.
Bu yıl yayınlanan üç ayrı makalede anlatılan bu teknoloji, “konumlanma bilgisine ilave bir kaynak olması amacıyla, 60 metrenin altında ve inişten sonra zeminde faaliyete geçirilen bir optik konumlanma sistemi kullanıyor”.
Bu bilgisayarlı görüş sistemi (kendisi hem görünür ışığı; hem de sis, güneş ışığı veya buğu yüzünden görüş kaybı olursa diye kızılötesi ışığı işliyor); C2Land sisteminin pisti tanımasına ve inişe yaklaşırken sanal bir süzülme güzergâhı hesaplamasına olanak sağlıyor.
Kulağa kapsamlı bir donanım gibi geliyor fakat burada asıl sınanan şey; kontrol insan bir pilotun elinde olmadığı zaman uçak yere doğru düşerken, tüm bu algoritma ve algılayıcıların aslında istendiği gibi çalışıp çalışmadığını görmekmiş.
Neyse ki; Mayıs ayında yürütülen bir test uçuşuna ait olan video görüntüsü, bu şeylerin bunu yapabildiğini gösteriyor.
Diamond DA42 model değiştirilmiş bir pervaneli uçağı, C2Land sistemiyle donatan araştırmacılar; test pilotu Thomas Wimmer’ı, bu otomatik iniş teknolojisini ilk defa denerken seyretmişler.
Videonun gösterdiği üzere Wimmer, iniş sırasında uçağın kontrolünü eline almıyor ve devreye giren otomatik sistemin, alçalma ve inişin icabına bakmasına izin veriyor.
“Kameralar, zaten havaalanından çok uzaktayken pisti tanıyor” diyor Wimmer.
“Ardından sistem; uçak iniş yapmak için alçalırken, onu tamamen otomatik bir biçimde yönlendiriyor ve pistin orta çizgisine kusursuz şekilde indiriyor.”
Bazı basın organları bunu, bir uçağın şimdiye kadar gerçekleştirdiği ilk özerk iniş şeklinde adlandırsa da; daha önce en az bir deneysel Boeing prototipi bunu başarmıştı; tabi çok farklı ve kontrollü şartlar altında (ayrıca içinde insan yolcular olmadan).
Bunun aksine, TUM’un yaptığı deneme uçuşu; gerçek ve faaliyette olan küçük uçakların aslında sürekli yapmak zorunda oldukları türden bir inişi andırıyor ve bunu tamamen özerk bir şekilde gerçekleştiriyor.
Elbette bu tür bir sistemin, deneysel testler dışında bir yerde kullanılmasına daha zaman var; ancak araştırmacılar, endüstrinin bu yolda ilerlediğini söylüyorlar.
TUM uçuş sistemi dinamikleri araştırmacısı Martin Kügler şöyle söylüyor: “Otomatik iniş gerekli bir şey; özellikle de havacılığın gelecekteki rolü açısından.”
Araştırma, Proceedings of the ION 2019 Pasifik PNT Toplantısı‘nda burada ve burada; ayrıca AIAA SciTech Forum‘daki bir makalede anlatıldı.
ScienceAlert