Çakılmalardan tutun da, dünya dışı pamuğa kadar 2019 yılı Ay araştırmaları açısından renkli geçti.
Daha önce Ay yüzeyine inişler yalnızca ABD, Rusya ve Çin tarafından yapılmışken şimdi diğer ülkeler de kendi uzay ajansları ve kendi bilimsel hedefleriyle, hatta özel şirketler de büyük, küçük girişimleriyle bu yarışa dahil oluyorlar. NASA ise Ay ile ilgili planlarını yenilemekte. Yani hem başarı, hem hüsranla dolu bir yıl geçti, planlar konuşuldu. Bunların çoğu ise yine havada kaldı.
İsrail’in İlk Girişimi
Bu yıl İsrail’in Ay aracı Beresheet, onu üretenlerin beklediği şekilde olmasa da, tarihe damgasını basmış oldu. Devlete ait savunma şirketi Israel Aerospace Industries ile güç birliği yapan bir STK olan SpaceIL, aracın üretimini ve operasyonunu gerçekleştirdi. Bu kuruluşun tek amacı ise 2007 yılında Google tarafından Ay’a iniş yapıp bazı görevleri gerçekleştirecek ilk şirkete vaad edilen 20 milyon dolarlık ödülü kazanmaktı. 2018 yılına kadar gerçekleştirilen uzatmalara rağmen hiçbir ekip bu parayı alamamıştı. Beresheet görevi yine de devam etti. 22 Şubat tarihinde SpaceX tarafından üretilen bir Falcon 9 roketi ile fırlatılarak 4 Nisan’da Ay yörüngesine giren Beresheet, böylece Ay yörüngesine oturan özel girişim ürünü ilk araç oldu. Bu olay İsrail’i de Ay yörüngesine araç gönderen 7. ülke yaptı. Ancak 11 Nisan tarihinde Beresheet yüzeye yaklaşmakta iken ufak bir sensör hatası sonucu motorları durdu. Dünya’dan yapılan müdahale ile motorlar hemen çalıştırılabilmiş olsa da araç yüzeye fazla yakındı ve çarpışma engellenemedi. Dünya ile bağlantı koptuğunda aracın yüzey ile arasındaki mesafe 150 metre kadardı ve saatte 482 kilometre hızla gidiyordu. Daha ilginç olan; bu araçta son derece yüksek ısı ve basınçta, hatta havasız ortamda yiyecek olmadan uzun süre yaşayabilen tardigradların bulunması idi. Çarpışma ile Ay yüzeyine dağılan canlı tardigradların akibeti hala bilinmiyor.
Hindistan Ay’a “neredeyse” indi.
22 Temmuz’da Hindistan Uzay Araştırmaları Vakfı (ISRO) ikinci Ay görevini başlattı. 2008 yılında Chandrayaan-1 uzay aracı, Ay’ın Güney kutbuna çarptırılmış ve kalkan tozlar incelenmişti. Chandrayaan-2 ise Güney kutbunun jeolojisini inceleyerek bu araştırmayı devam ettirmek için tasarlandı. Ancak iniş modülü Vikram ve rover aracı Pragyan, Eylül başında gerçekleşen sert iniş nedeniyle hasar görmüşlerdi: Vikram ve Pragyan’ın 6 Eylül’de Ay’a ulaşması hesaplanmıştı ancak araç Ay atmosferine girerken iletişimi koptu. Buna çarpışmanın neden olduğu bir gün sonra anlaşıldı. ISRO araçla bağlantı kurmaya çalışsa da çabalar sonuç vermedi. Ekip, başarısızlığın nedenini otomatik iniş prosedüründeki programlama hatasına bağladı. Vikram ve Pragyan, önceki tüm görevlerden daha güneye gitmeyi planlıyordu. Başarılı olsaydı, Hindistan Ay’a başarılı iniş yapan 4. ülke olacaktı ki bu ünvan birkaç ay önce İsrail tarafından kıl payı kaçırılmıştı.
Ay’ın öteki ucuna Çin çıkartması
Çin resmi basını, 3 Ocak tarihinde Chang’e-4 görevinin başarı ile sonuçlandığını bildirdi. Bu araç, Ay’ın karanlık yüzüne inen ilk uzay aracı oldu. Ay’ın en büyük krateri olan Güney kutbu Aitken (SPA) havzasındaki Von Kármán kraterine inen araç, inişten yalnızca 12 saat sonra Yutu-2 adlı rover cihazını çalıştırdı ve çevreyi araştırmaya başladı. Avuç içi kadar bir kutu içinde farklı bitki ve böcek yumurtaları dolu bir biyosfer de Ay yüzeyine taşınmış oldu. Dünya’ya gönderilen fotoğraflarda pamuk tohumlarının yeşerdiği görülse de bu tohumları koruyan biyosfer, öngörülen 100 gün yerine yalnızca 9 gün sonra Ay’ın dondurucu gece soğuğuna yenik düştü. Görevin geri kalan kısmı ise başarıyla tamamlandı. Rover için planlanan 3 aylık çalışma ömrü fazlasıyla yetti ve iniş modülü de bir yıl boyunca işlevini yerine getirdi. Her iki araç da halihazırda Dünya’ya fotoğraf göndermeye ve Ay toprağını radar ve diğer cihazlarla incelemeye devam ediyor. Mayıs ayında araştırmacılar, Ay yüzeyinden çok daha derinde, uydunun merkezine yakın bir katmanda oluşmuş olabilecek bir kaya parçası bulduklarını duyurdular. Bu, SPA havzasının oluşmasına neden olan çarpışmanın, Ay’ın kabuğunu delerek iç kısımdaki sıvı katmana ulaşmış olabileceği yönündeki teoriye açıklık getirebilecek.
Özel sektör de pastadan dilim istiyor
Bu yıl Ay üzerinde hak iddia edenler arasında özel şirketleri de görmüş olsak bile İsrail’in kar amacı gütmeyen oluşumu SpaceIL dışında hiçbiri henüz Ay’a ulaşamadı. SpaceX, yıllardır kendi Starship cihazı üzerinde çalışmaya devam ediyor. Temmuz ayında SpaceX CEO’su Elon Musk, Ay’a iki yıldan daha kısa bir süre içinde insansız, 4 yıl içinde ise insanlı bir araç indireceğini iddia etmişti. İlk Starship testleri, Starhopper adı verilen bir prototip ile yapıldı. 16 Temmuz’da gerçekleştirilen bir testte, kablolu itki yöntemi ile (uzay aracı fiziksel olarak kablo ile bağlı iken) fırlatma gerçekleştirildi. Sonunda Starhopper alevlere boğuldu fakat kazadan kurtulabildi. 25 Temmuz’da yapılan kablosuz “zıplamayı” ise başarıyla gerçekleştirdi. Diğer taraftan, Mayıs ayında Blue Origin firmasının kurucusu ve Amazon’un sahibi olan Jeff Bezos, Ay yüzeyine 7 ton kargo (ve muhtemelen ekip) taşıyabilecek Blue Moon Lander aracını duyurdu. Bu araçla birlikte bir de BE-7 roketi tanıtıldı. Bezos bu roketin 3 yıldır geliştirme aşamasında olduğunu açıkladı. Blue Origin, roketin testlerini ilk kez geçen yaz gerçekleştirdi. Bezos, bu gelişmelerin insanları Ay’ın yüzeyine “bu kez kalıcı olarak” geri götüreceğini söyledi. Bu sözler, uzayın yalnızca yakın ucuna dokunabilmiş (ama yörüngeye hiç girememiş) bir firmanın sahibi için fazla cesur bulundu. Her iki özel girişim de insanlı uzay uçuşlarının sınırlarını zorlamak –ve NASA’yı diken üstünde tutmak- için birbiri ile yarışıyor.
NASA’nın Ay planları: Çok konuş, az çalış!
NASA’nın kendi planları ise bu yıl gayet açıktı. ABD’nin havacılık ve uzay dairesi, 1972 yılından beri Ay’a insan göndermemiş; son yıllarda daha çok Mars gezegenine odaklanmış ve Ay’ı yalnızca bir ikmal noktası olarak görüyordu. Ancak Mart ayında Başkan yardımcısı Mike Pence bu planları değiştirdi ve 2020 yılında Amerika’nın, hatta bir Amerikalı kadının Ay’da yürüyeceğini söyledi. NASA Başkanı Jim Bridenstine, “Artemis” adı verilen (Apollo’nun kızkadeşi ve Ay tanrıçası), bu yeni programın maliyetini 20-30 milyar dolar olarak açıkladı. Temmuz ayında NASA, zaten sürmekte olan Orion kapsülü ile ilk güvenlik testlerini başarıyla tamamladı. Aynı ay içinde Pence, aracın uçmaya hazır olduğunu duyurdu. İnsansız uçuş için Amerika’nın takvimi Haziran 2020’yi gösteriyor. İnsanlı uçuş ise 2022’de yapılacak. NASA, Orion kapsülünü uzaya taşıyacak olan SLS (Uzay Fırlatma Sistemi) roketini üreten Boeing şirketinin teslimatta gecikmesine rağmen bu hızladırılmış süreci korumaya niyetli. Pence ve Bridenstine sürekli vaatlerde bulunurken –ve Boeing zaman çizelgesinin gerisinde kalmışken- bu sözleri nasıl tutacakları konusunda kimsenin kesin bilgisi yok. Bu arada NASA, “ticari Ay yük taşıma hizmetleri” programı adı altında birkaç küçük bilimsel ve teknolojik tanıtım yaptı. Kuruluş, Ay yüzeyine ufak özel roketlerle yapılacak bu kargo görevlerinin 2019 sonlarında başlayacağını umuyordu. Bu da gerçekçi olmayan bir başka öngörü olarak tarihe geçmiş oldu.
Yazar: Korey Haynes. Bu yazının derlenmesine, Discover yardımcı editörlerinden Jennifer Walter katkıda bulunmuştur.