Bazı Binaların Girişinde Neden Soğuk/Sıcak Hava Rüzgarı Var?

0
baona/iStock

Bazı büyük kamu binalarında, özellikle de çalışma saatleri sırasında kapıları kısmen veya tamamen açık olması gerekenlerde; genelde bina girişinde sıcak veya soğuk bir hava rüzgarı hissedilir. Kapıdan geçip binanın içerisine adımınızı atar atmaz, üzerinize hücum eden bu rüzgarı hissedersiniz.

Dışarıdaki kavurucu sıcakta saatler geçirdikten sonra binaya giriyorsanız, vücudunuza yukarıdan vuran bu soğuk hava rüzgarı hayal edilebilecek en güzel şeylerden biri olur.

Benzer şekilde, girişin üst kısmından aşağı doğru sıcak hava üfleyen fanlar da vardır.

Binaya girerken gelen bu soğuk/sıcak havanın iyi hissetirdiği kadar, hava üfleyicilerin ardında bulunan amacı hiç merak ettiniz mi? Bunlar binaya giren insanlara kısa süreli bir mutluluk vermek için mi oraya konmuş, yoksa çok daha büyük ve önemli bir amaca mı hizmet ediyorlar?

Elbette ikinci seçenek geçerli. Fakat gerçek amaçlarına gelmeden önce, durumun altında yatan meseleye hızlı bir bakış atalım.

Enerji bakımından verimli binalara duyulan ihtiyaç

Enerji bakımından verimli binaların inşası ve geliştirilmesi, bugün hiç olmadığı kadar önemli. Hızla artan küresel bir nüfus ve çabuk sanayileşme ile birlikte, sınırlı doğal kaynaklar (enerji üretiminde kullanılabilenler) ve endişe verici hızda tükenen kaynaklar üzerinde eşi görülmemiş bir baskı oluşuyor. Bu yüzden, bu sınırlı doğal kaynaklara uyguladığımız baskıyı en aza indirmek için en sert önlemlerin alınması gerektiği açık. Enerji bakımından verimli binalar oluşturmak da bu adımlardan biri.

Büyük bir binanın iklimlendirme sistemi. Pixabay

Büyük binalar ile bloklarda iklimlendirme, binanın toplam güç tüketimine katkı yapan en büyük etmenlerden biri. Bu yüzden, bu binalara büyük iklimlendirme sistemleri kurmadan önce, bina konumunun hava durumu profilini çıkarmak için büyük bir uğraş veriliyor. Binanın tasarımına ve nasıl kullanılacağına bağlı olarak, binanın farklı bölümleri toplam elektrik tüketiminde daha ufak veya daha büyük paylara sahip olabilir.

Bu binaların giriş(ler)inin, elektrik tüketimlerinde önemli bir paya sahip olduğu gözlenmiş; özellikle de süpermarketler, nakliye merkezleri gibi sık kullanılan binalarda…

Bir binanın girişinde meydana gelen hava sızıntısı, enerji yükleri üzerinde ve sonuç olarak binanın enerji talebi ile enerji masrafında kayda değer bir etki oluşturuyor. MarkCWLui/Wikimedia Commons

Dış mekandaki havanın içeri sızması da bazı binalarda en büyük enerji kaybını oluşturuyor.

Hava kapıları da burada devreye giriyor.

Hava kapısı nedir?

Bir hava kapısı, adından da anlaşılacağı üzere; havanın veya kirletici maddelerin bir alandan diğerine hareket etmesini önleyen bir cihazdır. Amerikan Isıtma, Soğutma ve İklimlendirme Mühendisleri Derneği’ne göre (ASHRAE) hava kapısı şöyle tanımlanıyor: “İklimlendirilmiş bir alanın kapı aralığı boyunca dolaşan, sürekli ve geniş bir hava akışıdır. Bu hava akışı tabakası, perdeyi geçmeye çalışan havayı sürükleyen bir hız ve açıyla hareket eder.”

Hava perdesi olarak da bilinen bu yöntem, dış mekandaki havaya (ve içerdiği kirleticilere) karşı bir engel vazifesi görüyor ve bu yüzden hava kapısı şeklinde adlandırılıyor.

Bu hava perdesi, açık bir kapı girişini kapatmadan içerideki ve dışarıdaki havayı ayırmada kullanılıyor. Abodi009/Wikimedia Commons

En yaygın hava kapısı tipi, genelde girişte aşağı bakacak şekilde duran ve alışveriş merkezlerinin, süpermarketlerin, şirket binalarının vs. girişine kurulan üfleme fanıdır.

Hava kapılarının sadece bina girişinde kullanılmadığını; farklı sıcaklıklara ayarlanmış iki alan arasındaki girişlerde de kullanıldığını belirtmekte fayda var. Bu yüzden bir alışveriş merkezinin içerisinde yer alan ayrı dükkanların da kendi giriş noktalarında üfleme fanları bulunabildiğini farketmiş olabilirsiniz (bu sayede ‘alışveriş merkezinin havası’, ‘dükkanın havasına’ sızmaz).

Hava kapılarının avantajları

Bir hava perdesinin sunduğu en büyük ve en önemli avantaj, bütün giriş boyunca bir hava akışı uygulayarak, dışarıdaki havanın iklimlendirilmiş bir alana yaptığı sızıntıyı azaltmasıdır.

Hava kapısı bu sayede binanın ‘iç iklimini’, dış iklimden büyük oranda soyutlar. Girişte meydana gelen sızıntıyı önleme bakımından, hava kapısının verim oranı genelde %60 ila %80 arasında değişir.

Bir binanın girişindeki hava sızıntısını önlemenin, çoğunlukla elektrik tüketimini azaltmakla ilgili olduğunu artık biliyorsunuz. Hava kapıları, bu binaların elektrik faturalarını düşürme konusunda çok iyi bir iş çıkarıyor.

Fakat diğer bazı avantajlara da sahip olabilirler ki bunların, elektrik tüketimiyle bir ilgisi yok. Bu kapılar aynı zamanda dışarıdaki toz ve kirin içeriye girmesini de önlerler. Bu binaların, hava kapısı olmayan binalar kadar tozlu olmamasının sebeplerinden biri de budur. Bu hava bariyerleri, dumanları ve hoş olmayan kokuları da uzak tutabilir.

Dahası; hava kapıları ayrıca sayısız böceğin binaya girmesini engeller. Alışveriş merkezleri ve süpermarketlerin girişindeki bu “iyi hissetme” fanlarının, gördüğünden daha fazla takdiri hak ettiği aşikar; sizce de öyle değil mi?

 

 

 

 

Yararlanılan kaynaklar: Chalmers Teknoloji Üniversitesi, Illionis Üniversitesi, ScienceDirect, ResearchGate, Air Infiltration and Ventilation Centre. Yazar: Ashish/ScienceABC. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz