Toronto Üniversitesi, Johns Hopkins Üniversitesi ve Vanderbilt Üniversitesinde çalışan araştırmacılar, belli hücrelerin daha yoğun sıvılarda şaşırtıcı derecede daha hızlı hareket ettiğini keşfetmişler (suya karşılık balı veya kana karşılık mukusu düşünün). Bu durumun sebebi ise hücrelerin düzensiz köşelerinin ortamın akışkanlığını algılaması ve hızlarını artırmak üzere uyum sağlaması.
Araştırmacıların kanser ve fibroblast hücrelerinde (dokularda sık sık yara izi oluşturan hücre tipi) elde ettiği bu sonuçlar, bir hücrenin etrafında bulunan ortamın akışkanlığının hastalığa katkı yapan önemli bir etmen olduğunu gösteriyor. Bulgular tümörlerin ilerleyişinin, kistik fibrozdan etkilenen mukus kaplı akciğerlerdeki yara izi oluşumunun ve yara iyileşme sürecinin açıklanmasına yardımcı olabilir.
Geçtiğimiz hafta Nature Physics bülteninde yayımlanan çalışma, yeterince çalışma yürütülmemiş bir araştırma alanı olan hücre ortamlarına ışık tutuyor.
Toronto Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Hücre ve Sistemler Biyolojisi Bölümünde çalışan eş yazar Yard. Prof. Sergey Plotnikov, “Hücre akışkanlığı ve bağlanma arasındaki bu bağlantı daha önce hiç gösterilmeyen bir şey” diyor. “Civardaki ortam ne kadar yoğun olursa, hücrelerin bileşene o kadar güçlü bağlandığını ve o denli hızlı hareket ettiğini keşfettik; tıpkı buzlu bir yüzeyde çivili ayakkabılarla yürümeye karşılık buza hiç tutunmayan ayakkabılarla yürümek gibi.”
Hücrelerin neden böylesine şaşırtıcı bir şekilde davrandığını anlamak önemli çünkü kanser tümörleri akışmaz bir ortam meydana getiriyor ve bu sebeple yayılan hücreler, tümörlere kansersiz dokulardan daha hızlı gidebiliyor. Araştırmacılar kanser hücrelerinin yoğunlaşmış bir ortamda hızlandığını gözlemlediğinden, kanser hücrelerindeki düzensiz kenar gelişiminin, kanserin vücudun diğer alanlarına yayılmasına katkıda bulunabildiğine karar vermişler.
Yazar: Josslyn Johnstone. Çeviren: Ozan Zaloğlu.