‘Bej Yağ’ Üretimini Artıran Sitokin, Hücrelerin Daha Fazla Enerji Yakmasını Sağlıyor

0
Sol tarafta beyaz yağ, orta kısımda bej yağ, sağda ise kahverengi yağ görülüyor. Fotoğraflar: Kajimura laboratuvarı/San Francisco - California Üniversitesi

Çin’deki Sun Yat-Sen Üniversitesi’nde çalışan Zhonghan Yang ve meslektaşlarının dün açık erişimli PLOS Biology bülteninde yayımlanan yeni çalışmasına göre bir bağışıklık sinyali, enerji yakan “bej yağın” üretimini teşvik ediyor. Bulgular, obeziteyi azaltmanın ve metabolik bozuklukları tedavi etmenin yeni yollarını keşfetmeye yol açabilir.

Bej yağda bulunan bej renk, hücrenin enerji tesisi olan mitokondrinin yüksek yoğunluğundan kaynaklanıyor. Yağ ve şeker gibi yüksek enerji barındıran molekülleri oksijen ile birlikte yakan mitokondri, bu sayede enerji açığa çıkarıyor. Bu enerji normalde, hücrenin neredeyse tüm faaliyetlerinde kullandığı enerji birimi olan ATP şeklinde depolanıyor. Fakat bej yağda mitokondri, ATP üretimini sınırlandıran ve bunun yerine ısı üreten “ayrılan protein-1” isimli bir protein biriktiriyor.

Bebekler, omuz bölgesinde biriken benzer bir doku olan “kahverengi yağ” ile doğuyor ve bu durum, vücutlarının sıcak kalmasına yardımcı oluyor. Fakat kahverengi yağ, yaş ilerledikçe kademeli olarak kayboluyor. Ancak daha geniş dağılım gösteren ve hem soğuğa hem de sinirsel ya da hormonel uyarıma cevap olarak ömür boyu üretilebilen bej yağ böyle değil.

Yeni çalışmada yer alan yazarların da bulunduğu son çalışmalar, sitokinlerin (bağışıklık sisteminin sinyal molekülleri) bej yağın düzenlenmesinde rol oynadığını ortaya çıkarmış. Bu düzenlemeyi daha fazla araştırmak isteyen bilim insanları sitokin interlökin-25 seviyelerini değiştirmiş ve sitokinde meydana gelen bir artışın, farelerdeki bej yağ üretiminin artırılmasında hem soğuğun, hem de bir hormon reseptörünün uyarılmasının etkilerini taklit edebildiğini göstermiş. Bu sinyal zincirini daha fazla takip ettiklerinde, IL-25’in diğer iki sitokin üzerinde etki yarattığını ve bu durumun ise karşılığında makrofaj adı verilen bağışıklık sistemi hücrelerini düzenlediğini göstermişler. Bej yağ dokusunda son bulan nöronlara etki eden bu hücreler, halihazırda bej yağ üretimini desteklediği bilinen norepinefrin nörotransmitterinin üretiminde artışı teşvik ediyor. Bilim insanlarının çalışması, bu sebeple IL-25 ile başlayan ve norepinefrin salınımı ile bej yağ artışıyla son bulan düzenleyici sinyal dizisini ortaya çıkarıyor.

Araştırmacılar son olarak, yüksek yağ tüketen farelere IL-25 uygulanmasının, farelerin obez olmasını önlediğini ve kronik obezitede zayıflayan insülin hassasiyetini sürdürme kabiliyetlerini iyileştirdiğini göstermiş.

“Elde ettiğimiz sonuçlar, interlökin-25’in bej yağ üretiminde anahtar rol oynadığını gösteriyor” diyor Yang, “ve interlökin-25 sinyalleşmesini artırmanın, muhtemel bir obezlik tedavisi olduğuna işaret ediyor.”

 

 

 

 

Kaynak: PLOS. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz