Ultra inek ergen çocuğun bütün okuldaki en güzel kıza aşık olduğu o eski lise filmlerini hatırlamayan yoktur. Filmin başlarında kızın bu inek çocuktan haberi olmasa da, sonunda o da çocuğa aşık olur. Romantik filmlerin klasik formülüdür bu.
Fakat Missouri Üniversitesinde yürütülen yeni bir araştırmada, bu tür ilişkilerin filmlerde kalmasının daha iyi olabileceği öne sürülüyor.
Fen Edebiyat Fakültesinde çalışan insanbilim yardımcı profesörü Sean Prall, yarı göçebe çiftçi bir çoban grubu olan Himba’ların davranışlarını incelemek üzere Afrika’nın güneyinde yer alan Namibya’nın kuzeybatısına seyahat etmiş. Burada, benzer çekiciliğe sahip kişilerin ilişki kurmasının daha muhtemel olduğunu keşfetmenin yanında, bu kişilerin söz konusu ilişkide başarı göstermesinin de daha olası olduğunu görmüş.
Güzellik Bakanın Gözünde: Kimi Çekici Bulduğumuzu Kişisel Deneyimlerimiz Belirliyor
Kuzey Namibya’da bulunduğu sırada, insanlar ile topluluktaki diğer kişilerin çekiciliği konusunda görüşmeler yürütmüş. Bilim insanları bu bilgiyle beraber herkesin, insanların biriyle ilişki kurmayı ne kadar istediğini tarif eden bir ölçüt olan “eş değerini” tahmin etmiş. Ardından bu kişilerin ilişki durumunu analiz etmişler.
Benzer eş değerlerine sahip kişilerin birbirleriyle ilişki kurmasının daha muhtemel olduğunu ve ayrıca bu kişilerde ilişkinin daha iyi sonuç getirdiğini keşfetmişler. Prall bu çalışmanın, belirtilen tercihlerden ziyade insanların eylemlerine odaklanıldığı için albeni konusunda yürütülen çoğu araştırmadan farklı olduğunu çünkü kişilerin belirttiği tercihlerin, sosyal baskıların etkisi altında olabileceğini söylüyor.
“Bu konuyla ilgilendik çünkü insanlardaki eşleşme örüntüleri üzerinde yapılan insanbilimsel çalışmaların çoğu, yalnızca insanların tercihlerine dayanıyordu” diyor Prall. “Bu araştırma ise insanların eylemlerine odaklanıyor. Elbette gerçekten çekici olan birini tercih edebileceğinizi söyleyebilirsiniz fakat toplumsal ölçütler bunu ağır biçimde etkiler. O ilişkide ne yapıyorsunuz? Gerçekte nasıl yürüyor? Bizim incelediğimiz şey buydu.”
Çalışma geçtiğimiz ay Science Advances bülteninde yayımlandı.
Kaynak: Missouri-Columbia Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.
