Benjamin Franklin’in ünlü uçurtma çalışmasını gösteren üstteki resme bakın. Şimdi, aşağıdakine bakın. Farkları gördünüz mü?
Muhtemelen göremediniz ve bu konuda yalnız değilsiniz. Aslında, psikologların değişim körlüğü olarak adlandırdığı bu şey, gerçekten de beyinlerimizde meydana gelen bir güç mücadelesi.
Bir şeye baktığımızda, büyük detayları fark ederiz (insanları, insanların içinde bulundukları ormanı, belki de arkadaki evi) ve ormandaki çalıların sayısı ya da evin ince detayları gibi o kadar önemli olmayan şeylere yoğunlaşamayız (ipucu, ipucu). Illinois Üniversitesi’nde psikolog olan Dan Simons, durumun sebebini şöyle özetliyor; eğer her şeyi belirleseydik, dikkatimizi odaklayamazdık. Bu yüzden beynimiz, önemsiz olduğunu varsaydığı detayları kaydetmeyi başaramıyor. Bunları bulmak üzere resimlere tekrar tekrar baktığımızda, bulamıyoruz çünkü daha baştan hiç tespit etmemiştik. Fakat uyumsuzluğu gördüğümüz zaman, belirgin nesnelerden biri olarak kaydediliyor ve o zaman görmemezlik edemiyoruz.
Simons, gördüğümüz her şeyi kodlamadığımıza şaşırmadığını söylüyor. Onu şaşırtan şey, insanların böyle olduğunu düşünmesi. Çalışmasındaki deneklerden bazıları, Hollywood’daki süreklilik hatalarını her zaman fark ettiklerini iddia etmiş; tıpkı John Connor’ın kaçtığı Cessna 172 Skyhawk uçağındaki rakamın, üçüncü Terminatör filminde değişmesi gibi… Aslında Simons, bu kişilerin böyle şeyleri sıklıkla kaçırdığını söylüyor. “Hiç görmediğimiz değişimler var ve bunların hepsini fark etmiyoruz.”
Cevaplar: Üst resimdeki evin en sağında dört penceresi var, alttakinin yok; alt resimde soldaki iki ağacın gölgesi yok; Benjamin’in ayağının solundaki çalılarda bir bitki eksik.
Dikkatli bakıldığında bulunan farklar var. Ben hepsini bulmuşum çok kolaydı …..