Bilim İnsanları, Büyük ‘Nüfus Ayarının’ Geldiğini Tahmin Ediyor

1
Fotoğraf: Zach Castillo/Unsplash

İki asırdan biraz daha öncesinde, 1800 yılında, yaklaşık bir milyar insan Dünya’yı evi benimsemişti.

Sadece bir asır sonra bu sayı 600 milyon daha arttı.

Günümüzde ise gezegende yaklaşık 8 milyar insan var.

Yeni bir çalışmaya göre ekosfer için sürdürülemez olan bu tip bir büyüme, yüzyıl bitmeden önce bir ‘nüfus ayarının’ gerçekleşme riskini de beraberinde getiriyor.

Bu tahmin, British Columbia Üniversitesinde çalışan William Rees’in yeni araştırmasında ortaya çıkmış. Dünya’nın kaynaklarını sürdürülemez bir hızda tükettiğimizi aktaran Rees, insanlar olarak taşıdığımız doğal eğilimlerin bu “ileri ekolojik aşırılık” sorununu çözmeyi zorlaştırdığını söylüyor.

Sonuç ise dünya nüfusunu ‘ayarlayan’ bir çeşit medeniyet çöküşü olabilir Rees’e göre. En kötü senaryoda bu durum, yüzyıl bitmeden önce gerçekleşebilir.

Böyle bir olayda Rees, en zengin toplumların bile tamamen savunmasız kalacağını düşünüyor.

Rees yayımlanan makalesinde şöyle yazıyor: “Homosapiens katlanarak çoğalmak, coğrafi olarak yayılmak ve mevcut tüm kaynakları tüketmek için evrimleşmiş.”

“İnsanlığın evrimsel geçmişinin büyük bir kısmında, böyle genişlemeci eğilimler olumsuz geri beslemeyle dengelenmiş. Fakat bilimsel devrim ve fosil yakıtların kullanımı, pek çok olumsuz geri besleme biçimini azalttı ve üssel büyüme potansiyelimizi sonuna kadar gerçekleştirmemizi sağladı.”

Rees gezegen üzerinde kurduğumuz hakimiyetin, halen doğal seçilimle yönetildiğimizi unutmamıza sebep olduğunu söylüyor. Dahası evrimsel geçmişimizde bize fazlasıyla yarar sağlayan kısa vadeli düşünmeye yönelik doğal yatkınlığımız, bizi mümkün olduğu zaman alabildiğimiz kadar fazlasını almaya zorluyor.

Rees’e göre bu durum, mevcut dünya nüfusunun bir kısmının sorumlu olduğu, finansal güvenlik ve nüfus boyutları yükseldikçe artmaya ayarlanmış aşırı tüketimi ve çevre kirliliğini körüklüyor.

Değişen iklimin, gezegenin halihazırda üzerinde bulunan baskının kanıtı olduğunu söyleyen Rees, bu durumun denge noktasını geçme probleminin sadece küçük bir kısmını oluşturduğunu ifade ediyor.

Rees’in belirttiğine göre bol miktarda fosil yakıt kullanmaya devam ettikçe, denge noktasını aşmanın diğer belirtilerini de görmezden geliyoruz. Biyokütle tüketimimizden gezegensel besin döngülerinin bozulmasına kadar birbirine bağlı olan bu problemlerin tümü, Dünya’nın altıncı büyük yok oluş olayına itici güç sağlıyor ve gezegenimizin gerekli yaşam destek sistemlerinin kaotik biçimde yıkılması tehlikesini getiriyor.

Dahası; yenilenebilir enerjilere geçmek gibi ileri sürdüğümüz çözümler, aslında katlanan nüfus büyümesi problemini ele almıyor ve gerçekte kendisiyle el ele giden aşırı tüketime daha da çok katkı yapıyor.

Sorulması gereken soru (iklim değişimiyle mücadeleden besin üretiminin artırılmasına kadar her şeydeki) teknolojik gelişmelerin, tüketim alışkanlıklarımızın gezegene yüklediği ve giderek artan taleplerle başa çıkıp çıkamayacağı.

Çalışmada teknolojik gelişmeler çözüm sağlayamazsa gıda kıtlığının, doğal yaşam alanlarında dengelerin bozulmasının, savaşın ve hastalıkların nüfus sayısını etkilemeye başlayabileceği tahmin ediliyor.

“Dengeyi aşma konusundaki hiçbir büyük belirti diğerlerinden izole şekilde ele alınamazken, doğrudan dengeyi aşmayı hedeflemek tüm önemli belirtileri aynı anda hafifletecektir” diyor Rees.

Rees’in öne sürdüğü bir diğer nokta (ki kendisi bunu yapan ilk kişi değil), içinde bulunduğumuz tehlikenin çok daha farkında olmamız ve gezegen ile olan alışveriş ilişkimizle daha iyi bir denge kurmanın yollarını bulmaya çalışmamız gerektiği.

“Olası tüm iyi senaryolarda, bu bütün değişim süreci aslında milyonlarca (belki de milyarlarca?) insanın gereksiz yere acı çekmesini önleyecek şekillerde yönetilebilir. Fakat böyle bir şey, kendi badiresine kör olan bir dünyada gerçekleşemez” diye yazıyor Rees.

Araştırma World bülteninde yayımlandı.

 

Yazar: David Nield/ScienceAlert. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

1 Yorum

  1. Ya kusura bakma bilmiyorduk
    İnsanoğlu yapılamayacak kadar iğrenç bütün pislikleri yapsın sonra vay efendim
    İneğin götüne bez bağlayalım
    Yaşayın dümdüz ne o kadar dünyada deney gökyüzünde bilmem ne denizin toprağın anasını ağlatırsan oda sana kimin büyük olduğunu hatırlatır
    Yaşasam yaşasam bir 50 daha yaşarım ondan sonra fosil olacağım bende sonrada sizin probleminiz kendi belirlediğiniz kurallar kendi çizdiğiniz sınırlar kendi mahvettiğiniz dünya

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz