ABD’nin Masaçusets eyaletinde yer alan bir orman, yaklaşık 30 yıldır dünyanın en uzun soluklu toprak ısıtma deneyine ev sahipliği yapıyor. Söz konusu deneyde; sıcaklık artışının, toprakta yaşayan küçük yaşam biçimlerini nasıl etkilediği ölçülüyor.
İklim değişikliğinin gittiği yöne bakarsak, geleceğin bu toprakta gömülü olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu toprakta, gelecekten başka şeyler de gizli.
Bilim insanları, bu büyük boyutlu araştırma laboratuvarında beklenmedik bir şey keşfetmişler ve bilim için tamamen yeni olan, 16 tane ‘dev’ ve ender bulunan virüs keşfetmişler.
Massachusetts Amherst Üniversitesi’nde (UMass) çalışan biyolog Jeff Blanchard şöyle söylüyor: “Bu dev virüsleri beklemiyorduk. Bizim amacımız; bakterileri bulundukları ortamdan doğrudan soyutlayarak, mikrobiyal toplulukların, toprağın ısınması karşısında ne şekilde tepki verdiğini anlamaktı.”
Eskiden, toprağın ısınmasını anlamanın belki de bu kadar önemli bir olgu olmadığı zamanlarda; bilim insanları bütün virüslerin çok küçük, bakterilerden çok daha küçük varlıklar olduğunu düşünüyorlardı.
Ayrıca virüsler, temel bakımdan üç tane olan ‘üst yaşam alemi’ne (bakterilere, arkelere ve ökaryotlara) benzemiyor gibi göründüğünden, teknik bakımdan canlı olup olmadıklarına karar verilemiyordu.
Ancak daha yakın zamanda dev virüslerin keşfedilmesi, bazı bilimsel görüşlere meydan okudu. Araştırmacılar, fiziksel olarak çok daha büyük (bakterilerle boy ölçüşecek kadar büyük) şekillere ve çok daha büyük, daha karmaşık genomlara sahip olan, şimdiye kadar bilinmeyen virüs suşları buldular.
Bu dev virüsler, daha bu yüzyılda keşfedildi ve şimdiye kadar genelde sucul ortamlarda bulundular.
Harvard Ormanı’nda yapılan keşif, sadece bu sebeple bile dikkate değer. Çünkü bu keşif, dev virüslerin ilk defa karasal bir ekosistemde keşfedilişini temsil ediyor. Üstelik virüslerin hepsi de, tek bir toprak yığınından geliyor.
Takım üyesi olan ve ABD Enerji Bakanlığı’nın Ortak Genom Enstitüsü’nde çalışan (JGI) biyoenformatikçi Frederik Schulz, şöyle söylüyor: “Burada sadece bir örnek bölgesinden oluşturulan metagenomik veriler, bugüne kadar gördüğüm diğer tüm veri kümelerinden çok daha fazla dev virüs içeriyordu”
“Bu çalışmada 16 ayrı dev virüs genomu topladık fakat bunlar daha buzdağının görünen kısmı. Eğer aynı bölgede daha fazla örnekleme yaparsak, bu rakam kolaylıkla iki, üç hatta dört hatına çıkabilir.”
Araştırmacılar, mikropları tanımlamak için onları bir çözeltiye batırmışlar. Çözeltide, DNA’ya bağlanan ve zehirli olmayan bir boya bulunuyormuş. Ardından ise, tekil hücreleri soyutlamak amacıyla, ışınımla faaliyete geçen hücre sınıflandırması (FACS) adlı bir yöntem kullanmışlar.
Mini metagenomik olarak bilinen ilave bir yöntemle, yaklaşık 2.000 tane tekil hücrenin DNA’sını sıralamışlar ve böylelikle, daha önce bilinmeyen 16 dev virüs keşfetmişler.
Araştırmacılara göre bu yaklaşım, gelecekte bu toprak metagenomunda yer alan virüsleri tanımlamayı çok daha kolay hale getirebilir.
Fakat bu yaklaşım; dev virüslerin toplam filogenetik çeşitlilik kayıtlarını yüzde 20’den fazla artırarak ve şimdiye kadar keşfedilen en büyük virüslerden bazılarını ortaya çıkararak, bu mikroplar hakkındaki genetik bilgilerimizi şimdiden zenginleştirdi.
UMass araştırmacılarından biri olan Lauren Alteio, şöyle söylüyor: “Toprakta, son derece fazla miktarda çeşitlilik var ve bizler, toprağın içinde yaşayan canlılar ile virüsleri daha yeni yeni keşfetmeye başlıyoruz.”
Bulgular Nature Communications bülteninde sunuldu.
ScienceAlert
Mükemmel bilgiler için teşekkür ederiz