Bilim İnsanları, Yalnızlığın Beyinde Nasıl Göründüğünü Gösteriyor

0
Anonim

Bu yıl, COVID-19’un devam etmesi yüzünden uygulanan sosyal mesafe sebebiyle pek çok insan için yalnız geçiyor ve izolasyonun sağlığımızı nasıl etkilediğini anlamak önem taşıyor. İki gün önce Nature Communications bülteninde yayımlanan yeni bir çalışma, farklı beyin bölgelerindeki hacim değişimlerinin yanısıra bu bölgelerin beyin ağları boyunca birbiriyle nasıl iletişim kurduğuna da dayalı olarak; yalnız insanların beyinlerinde bu kişileri temel yönlerden ayrı kılan bir imza bulunduğunu gösteriyor.

Araştırmacılardan oluşan bir takım, bilgilerinin UK Biobank veri tabanına aktarılmasına izin veren (dünya çapındaki sağlık bilimcilerin kullanımına açık olan, açık erişimli bir veri tabanı) yaklaşık 40.000 orta yaşlı ve daha yaşlı insanın manyetik rezonans görüntüleme (MRI) verilerini, genetiğini ve psikolojik öz değerlendirmesini incelemiş. Bilim insanları daha sonra, kendini sıklıkla yalnız hissettiğini belirten kişiler ile böyle bir durum belirtmeyen kişilerin MRI verilerini karşılaştırmışlar.

Araştırmacılar, yalnız insanların beyinlerinde çeşitli farklılıklar olduğunu bulmuş. Beyinde ortaya çıkan bu işaretler, varsayılan ağ biçiminde adlandırılan bir beyin devresinde yoğunlaşıyormuş. Hatıraların anlatılması, geleceğin planlanması ve diğer kişileri hayal edip düşünme gibi iç düşünceler, bir dizi beyin bölgesini kapsayan bu devre ile ilgili. Araştırmacılar, yalnız insanlardaki varsayılan ağın daha güçlü bağlantılar sergilediğini ve bu kişilerin varsayılan ağ bölgelerindeki gri madde hacminin, şaşırtıcı biçimde daha fazla olduğunu bulmuşlar. Yalnızlık, fornikste meydana gelen farklılıklar ile de bağlantılıymış. Forniks, hipokampüsten varsayılan ağa sinyal taşıyan bir sinir lifi demeti. Bu lif bölgesinin yapısı, yalnız insanlarda daha iyi muhafaza edilmiş.

İnsanlar geçmişi hatırlarken, geleceği kafasında canlandırırken veya şimdiki zamanı farazi biçimde düşünürken varsayılan ağı kullanıyor. Bu ağın yapı ve işlevinin yalnızlık ile olumlu ilişki sergilemesi; yalnız insanların sosyal izolasyonlarının üstesinden gelmek amacıyla hayal güçlerini, geçmişin hatıralarını ve geleceğe yönelik umutları daha fazla kullanmasından kaynaklanıyor olabilir.

 

 

 

 

Kaynak: McGill Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz