Bir Asteroitten Daha Fazlası: Dinozorların Yok Oluşunda Yeni İpuçları

0
Tasvir: Deposit Photos

Dinozorları yok eden şey neydi? Yeni bir araştırmaya göre Dünya’ya düşen bir asteroit, hikayenin yalnızca bir kısmını temsil ediyor. Dev volkanik patlamalarla tetiklenen iklim değişimi, dinozorların yok olmasına zemin hazırlamış olabilir.

McGill Üniversitesi Dünya ve Gezegen Bilimleri Bölümünde çalışan ve Science Advances bülteninde yayımlanan yeni makalenin eş yazarı olan Profesör Don Baker’a göre bu durum, antik devlere son darbeyi indiren şeyin sadece bir meteorit olduğuna yönelik geleneksel anlatıya meydan okuyor.

Araştırma takımı, çalışma kapsamında Hindistan’ın batısında yer ve erimiş lavlarla oluşan devasa ve engebeli bir plato olan Dekkan Traplarının volkanik püskürmelerini incelemiş. Bir milyon kilometreküp kaya püskürten bu traplar, 65 milyon yıl kadar önce küresel iklimin soğumasında önemli bir rol oynamış olabilir.

Araştırmacılar Dekkan Traplarındaki kayalara şekil vermekten, numuneleri İngiltere ve İsveç’te analiz etmeye kadar dünya çapında birçok çalışma yürütmüş.

Yeni bir mevsim mi?: ‘Volkanik kışlar’

Bilim insanları laboratuvarda, dinozorların yok olmasından 200.000 yıl önce meydana gelen devasa volkanik patlamaların atmosfere ne kadar sülfür ve flor püskürtmüş olabileceğini tahmin etmişler.

Kayda değer bulgulara ulaşan araştırmacılar, yayılan sülfürlerin dünya genelindeki sıcaklıkların düşmesini tetiklemiş olabileceğini keşfetmiş. Bu olgu volkanik kış şeklinde biliniyor.

“Araştırmamız, dinozorların yok oluşundan önce onlarca yıl sürmüş olabilecek tekrarlı volkanik kışlarla birlikte, iklim koşullarının neredeyse kesin biçimde istikrarsız olduğunu gösteriyor” diyor Prof. Don Baker. “Söz konusu istikrarsızlık, yaşamı bütün bitkiler ve hayvanlar için zorlaştırmış ve dinozorların yok oluş olayına zemin hazırlamış olmalı. Bu sebeple çalışmamız, memelilerin yükselişine ve türümüzün evrimine yol açan bu önemli yok oluş olayının açıklanmasına yardımcı oluyor.”

Yeni yöntem

Antik kaya örneklerinin içerisindeki ipuçlarını ortaya çıkarmak kolay olmamış. Aslında, bu volkanik tarihin şifresinin çözülmesine McGill Üniversitesinde geliştirilen yeni bir yöntem yardımcı olmuş.

Sülfür ve flor yayılımlarının tahmin edilmesini sağlayan (karmaşık bir kimya ve deney bileşiminden oluşan) bu yöntem, bir nevi makarna pişirmeye benziyor.

Baker şöyle açıklıyor: “Evde makarna yaptığınızı hayal edin. Suyu kaynatır, tuz ekler ve sonrasında makarnayı koyarsınız. Sudaki tuzun bir kısmı makarnaya geçer ama fazla geçmez.”

Benzer şekilde, volkanik bir püskürmeden sonra bazı elementler de soğuyan minerallerde hapsoluyor. Tıpkı makarnanın içindeki tuzu analiz ederek makarnanın pişmesini sağlayan sudaki tuz yoğunluğunu hesaplayabildiğiniz gibi, yeni yöntem de bilim insanlarının kaya numunelerindeki sülfür ve floru ölçmesini sağlıyor. Bu bilgiyle beraber bilim insanları, püskürmeler sırasında yayılan bu gazların miktarını hesaplayabiliyor.

Araştırmaya İtalya, Norveç, İsveç, İngiltere, Birleşik Devletler ve Kanada’da çalışan bilim insanları katılmış.

Araştırmacıların bulguları, Dünya’nın antik sırlarını bir araya getirme yönünde atılan bir adımı temsil ediyor ve değişen iklimimize karşı daha bilgi tabanlı bir yaklaşım sergilemenin yolunu açıyor.

Kaynak: McGill Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz