Bir Yıldızın Etrafında En Fazla Kaç Gezegen ‘Halay Çekebilir’?

0
Canlandırma: NASA/JİL-Caltech

Dünya’nın kardeşleri olsa da (Güneş sistemimizdeki diğer yedi gezegen), uzayda takip ettiği çemberi paylaşacak bir ikizi yok. Dünya kendi yörüngesinde yalnız başına seyrediyor. Ancak diğer yıldız sistemlerinde, güneşin etrafında birbirini kovalayan daha maskara aileler olabilir: İkizler, üçüzler ve hatta yirmidördüzler: Tek bir yörüngede giden, Dünya benzeri 24 gezegen!

Monthly Notices of the Royal Astronomical Society bülteninde yayımlanan bir makaleye göre gökbilimcilerden oluşan uluslararası bir araştırma takımının bilgisayarda yürüttüğü canlandırmalar, aynı yörüngeyi iki düzine gezegenin paylaşabileceğini gösteriyor. Bu çılgın sistemler milyarlarca yıl boyunca istikrarlı kalabilir ve hatta etrafında döndükleri yıldızlardan bile daha uzun yaşayabilirler. Fakat doğanın böyle sıkışık yörüngeler meydana getirmesi oldukça ihtimal dışı. İşte bu yüzden araştırmacılar, böyle bir sistemin tespit edilmesi durumunda uzaylıların izine rastlayabileceğimizi düşünüyor. Hatta bu yapı, çok uzun zamandır var olan yıldızlararası bir mesaj bile olabilir.

Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) Bordeaux Astrofizik Laboratuvarında çalışan makale baş yazarı Sean Raymond, “Var olabilecek gezegen sistemlerinden bir tanesini inceliyoruz” diyor. “Pek çok gezegenin aynı yörüngeyi paylaşması, sistemi hiç beklenmedik ve tuhaf bir yapı haline getiriyor. Benim çok hoşuma gitti.”

Güneş sistemimiz gibi birden fazla gezegenin bulunduğu sistemler bezelye taneleri şeklinde adlandırılıyor. Fakat Kansas Üniversitesinde çalışan ve yeni araştırmada yer almayan gökbilimci Jonathan Brande, yörüngede eşgüdümlü şekilde dönen bu gezegenlerin “kolyedeki inci taneleri” olabileceğini söylüyor.

Yine de geçen hafta basım öncesi makale sunucusu arXiv‘de böyle bir makale çıkana kadar, hiç kimse aynı yörüngede iki gezegen gözlemleme fikrini ortaya atmamış. Fakat ötezegenler üzerinde çalışan çoğu gökbilimci öneriye kuşkuyla yaklaşıyor çünkü TESS gibi ötegezegen bulan diğer önemli teleskopların verilerinde böyle bir sinyale rastlanmamış. Makale, gözlemleri ufak ve piyasada bulunabilen teleskoplar ile yapan bir grup amatör gökbilimci tarafından kaleme alınmış. Bu sözde tespitle ilgili konuşan Brande, “Arka bahçenizde kotarabileceğiniz türden bir şey olduğunu zannetmiyorum” diyor.

Daha ufak cisimlerin yer aldığı birtakım eşgüdümlü yörünge örnekleri var. Güneş sistemimiz aslında birkaç tane böyle tuhaf yörüngeye sahip. Söz konusu yörüngeler, şekillerine göre at nalı veya iribaş yörünge şeklinde biliniyor. Lucy uzay aracının yakında ilk kez ziyaret edeceği Jüpiter’in Truva asteroitleri, gaz devinin Güneş etrafında izlediği yolun ön ve arkasındaki noktalar civarında titreşerek, gezegenin yörünge güzergâhını birer iribaş biçiminde paylaşıyor. Satürn’ün iki uydusu Janus ve Epimethus, halkalı gezegenin etrafında dönemsel şekilde yer değiştirerek at nalı biçiminde dönüyor.

Güneş sistemimizdeki bu cisimler yörüngelerini paylaştıklarından, yörünge paylaşan ötegezegenlerin olması kulağa mantıklı geliyor. “Gezegenlerin görünürde her istikrarlı boşluğu doldurduğu bir sürü ötegezegen sistemi var” diyor Raymond. Yeni araştırma ise bu kavramı uç noktaya taşıyarak, aynı yörüngeye kaç gezegenin sıkışabileceğini ve durağan kalabileceğini gösteriyor.

Araştırma takımının yürüttüğü canlandırmalar, eşgüdümlü yörünge izleyen bu gibi gezegenlerin Dünya’daki gökbilimcilerin gözlemleyeceği özel sinyaller taşıyacağını da ortaya çıkarıyor. Kepler Uzay Teleskobu ve diğer uzay rasathaneleri, geçiş zamanlama değişkenlikleri (TTV) şeklinde adlandırılan bu olguları açığa çıkarabilir. Söz konusu olaylarda yakındaki gezegenler arasında meydana gelen kütleçekim etkileşimleri, yıldızlarının önünden bir gezegen geçtiği zaman çok hafif şekilde değişiyor. NASA’nın Jet İtiş Laboratuvarında çalışan gökbilimci Rob Zellem’a göre Dünya boyutunda kütlesi olan ve aynı yörüngeyi paylaşan 24 gezegenlik bir sistemin TTV’leri, gökbilimcilerin göreceği kadar büyük olur ancak söz konusu etkiyi fark etmek için aylar ya da yıllar sürecek düzenli gözlemlerin yapılması gerekir.

Akademisyenler eş yörüngeli gezegenler üzerinde yapıldığı söylenen bu son gözleme ikna olmasa da, Zellem ötegezegen biliminde amatör gökbilimciler için önemli bir rol bulunduğunu ifade ediyor. “Gözlemcilerin kabiliyeti düşünüldüğünde, uzmanlıklarından muhakkak yararlanabiliriz” diyor; özellikle de NASA’nın Ötegezegen Gözlemi gibi halkın yürüttüğü bilim projeleri yoluyla…

Yine de eş yörügeli gezegenlerin sağlam biçimde tespit edilmesi çok heyecan verici olurdu; sadece doğanın taşıdığı uç çeşitliliği gözlemlemekle kalmaz, belki de uzaylıların işaretine de ulaşabilirdik. “Mühendislik ile yapılmış eş yörüngeli gezegenler gibi bir şey ille de yapay olmayabilir ancak üzerinde yoğun araştırma yürütmeye yöneltecek kadar da tuhaf olurdu” diyor Brande.

Makalenin yazarları, bu tuhaf yörüngelerin aslında mükemmel bir tekno imza ya da Dünya dışındaki akıllı yaşamın işareti olacağını düşünüyor. Columbia Üniversitesinde çalışan gökbilimci eş yazar David Kipping, gelişmiş bir medeniyetin doğal olmayan eş yörüngelere sahip bir gezegen halkası inşa etmesi durumunda, bunun sürdürülmesi için herhangi bir kuvvet gerekmeyeceğini ve milyarlarca yıl boyunca görünür kalacağını açıklıyor; yani yıldızlararası bir mesaj için mükemmel bir kombinasyon. “Böyle bir şeyin olma ihtimali aslında cidden bunu yapacak istek ve kabiliyete sahip birilerinin olup olmamasına bağlı” diyor. “Bu konuda hiçbir fikrimiz yok. Fakat aramazsak asla bilemeyiz.”

 

Yazar: Briley Lewis/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz