KAT ESCHNER
Dans edip etmediklerini bilemiyoruz fakat sosyal hayatlarına dair bir şeyler öğrenebiliriz; zamansız gelen ölümlerine dek.
Bir dahaki sefer markete gittiğinizde yavaş birinin arkasında takılıp kalırsanız, sakin olun. Antik bir ritüele katılıyorsunuz; üstelik, insanlıktan bile eski bir ritüel bu. Hayvanlar, milyonlarca yıldır kuyrukta bekliyorlar. Evvelsi gün Scientific Reports bülteninde çıkan yeni bir makalede, Fas’ta keşfedilen fosil bulgular inceleniyor. Bu fosillerin gösterdiğine göre; 480 milyon yıllık trilobitler, o zamanlar deniz tabanı olan yerde birkaç sıra halinde donmuşlar.
Bu fosilleşmiş sıralar, “bize hemen alay tırtıllarını hatırlattı” diye yazıyor Vannier. Günümüze ait çok sayıda hayvan, sualtında da olmak üzere; sıraya girmek veya gruplar halinde ilerlemek gibi şeyler yapıyor. Antik hayvanlar da böyleymiş. Antik hayvanlardaki ortak davranışın kanıtları, en az 525 milyon yıl öncesine kadar uzanıyor. Araştırmacıların hipotezine göre, en azından bazı trilobitlerde; bir sıra oluşturmak, sürüklenmeyi azaltmış ve daha hızlı hareket etmeyi sağlamış olabilir. Tıpkı, sıra halinde bisiklet sürmek gibi…
Bu çalışmada yer alan Ampyx priscus trilobitinin, yakındaki grup üyelerini tespit etmeye yarayan gözleri yokmuş. Araştırmacılar, kendisinin kimyasal maddeler ve fiziksel dokunma kullanarak, yoldaşlarına göre bulunduğu yeri hesapladığını düşünüyor. Çalışmanın yazarı olan ve Lyon Üniversitesi’nde çalışan Jean Vannier’in Popular Science dergisine gönderdiği bir epostada söylediğine gör; hepsi hemen hemen aynı yaşta olan bu türün diğer fosilleri ve yakın akraba olan bir başka fosil de “doğrusal olarak bir araya gelmiş halde” bulunmuşlar.
Bölgedeki bilim insanlarıyla beraber çalışan araştırma takımı, Fas’ın kurak bir bölgesinde kazı yaparken bu fosilleri ortaya çıkarmış. Bu antik hayvanların, bir fırtına sırasında öldüklerini düşünüyorlar. Yaklaşık 480 milyon yıl önce her ne olduysa, alüvyonun altında hapsolmuş ve hızla boğulmuşlar. Ağır ve ıslak çamurla örtüldükleri ve kazı yapamadıkları için, gömüldükleri esnada bulundukları yerden fazla uzağa gidememiş ve bu hatırlanacak dizilimlerini muhafaza etmişler.
Muhafaza edilmiş bir balık sürüsü üzerinde çalışma yapan bir grup bilim insanı, bu yılın başlarında yayınlanan bir makalede; fosil kaydını bu şekilde incelemenin, “nesli tükenen hayvanların sosyal iletişim şekillerini keşfetmeye olanak sağladığını” yazıyor. Bu eski kökenler, karınca yuvaları ve yabanarısı yuvaları gibi bugün gördüğümüz sosyal böceklerin gerçekleştirdiği bütün o etkileyici takım çalışmalarının temelini oluşturuyor.
Florida Üniversitesi’nde davranış ekoloğu olan Nick Keiser, “Fosil bulgularını kullanarak antik hayvanların davranışlarını çıkarmak, çok etkileyici bir alan” diyor. Kendisinin aktardığına göre, ortak davranış alanında; “grup seviyesindeki karmaşık sonuçlar, sık sık bireysel seviyedeki çok basit kurallardan çıkıyor.” Sinyalleri takip edip, sabit bir hızda ve etrafındaki grup üyelerinin konumuna göre ilerleyen bireyler; herkese fayda sağlayan, çok yönlü olan ortaklaşa bir hareket meydana getiriyor.
Çalışmada ayrıca, su altında sıralar halinde hareket etmenin faydalı olabileceğine yönelik bulgular için günümüzdeki denizaltı hayvanları da incelenmiş. Bunlardan birisi (dikenli ıstakoz), fırtınalardan kaçınmak için tek sıra halinde daha derin sulara ilerliyor; tıpkı, okyanus sakini diğer arkadaşlarının pek çok milyon yıl önce yapmış olabileceği gibi…