Bu Çocuk Beyninin Altıda Birini Kaybetti, Fakat Şaşırtıcı Olan İse Beyninin Nasıl Adapte Olduğu

0

İnanılmaz.

İnsan beyni oldukça inanılmaz bir organ. Küçük bir parçasını alsanız bile beyin “anladım, bu iş bende” diyerek başka bir şeyi amacına uygun hale getirmenin yollarını arayacaktır.

Beyninin 90’ı hasar görmüş olup da bir yerlerde hayatına devam eden adamı düşünün. Veya beyinciğinin tamamının kayıp olduğunu fark etmeden 24 yıl yaşamış kadını düşünün.

Fakat yeni ve inanılmaz bir vaka raporu, insan beyninin görsel algılama sisteminin büyük bir kısmını kaybettikten sonra nasıl iyi bir şekilde  iyileştiğini gösteriyor.

Yaklaşık 7 yaşında olan bir erkek çocuğunun (ismi çalışmada “U.D.” olarak geçiyor) krizlerini kontrol altına almak amacıyla beyninin sağ yarımküresinin üçte biri, lobektomi ameliyatı ile alınmış.

Doktorlar görme ve kelime işlem fonksiyonları açısından inanılmaz derece önemli olan oksipital ve arka temporal lobları almışlar.

Kulağa korkutucu gibi gelen bu ameliyat, çok ender görülen bir süreç olmasına rağmen, krizleri durdurma açısından yüksek bir başarı oranına sahip. Bu işlemi bu kadar nadir yapan ise, sadece tıbbi açıdan kontrol edilemeyen epilepsi hastalarının %10’undan daha azına önerilmesi.

Araştırmacıların bulgularına göre ise operasyondan sonra U.D., sol tarafındaki görme yetisini kaybetmesine rağmen; beyninin sol yarımküresi, ameliyatla alınmış olan sağ yarımkürenin gerçekleştirdiği görme fonksiyonlarını (örneğin yüzleri ve objeleri tanıma) telafi etmiş.

Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Marlene Behrman, “U.D.’nin tek eksiği, bütün görsel alanı görememesi. U.D. ileriye doğru baktığında, girdinin sol tarafına düşen görsel bilgi işlenmiyor [fakat] başını çevirerek veya gözlerini hareket ettirerek bu durumu telafi ediyor” diyor.

“Üstelik U.D. geliştikçe, beynindeki değişimlerin izini sürerek, zamanla beynin hangi bölümünün kararlı kaldığını ve hangisinin yeniden düzenlendiğini gösterdik. Bu durum, görsel işlevin kortekste nasıl yeniden haritalandığını anlamamıza olanak sağlıyor.”

Araştırmacılar görsel kaybın yanısıra, beynin kayıp bölümünün U.D.’nin günlük hayatını pek etkilemediğini söylüyorlar. U.D., Hem ameliyattan önce hem de sonra normal bir IQ’ya sahipti ve U.D.’nin dil ve görsel algı yetenekleri de yaşına uygun durumda.

Behrmann, LiveScience sitesine verdiği demeçte, “U.D.’nin bu bilgi noksanlığından açıkça haberdar olduğundan şüpheliyim” diyor.

“Bu herkesin farkında olmadığı bir kör noktaya sahip olma durumuna benziyor” diye ekliyor.

Araştırmacılar bu sonuçlara ulaşmak için, U.D.’nin beynini 3 yıl boyunca fMRI cihazıyla izlemişler, süreç boyunca da U.D.’yi belli başlı görsel ve davranışsal testlere tabi tutarak, sonuçları da bu süreçten geçmemiş olan 11 yaşındaki bir çocukla karşılaştırmışlar.

U.D.’nin testlerde objeleri ve görüntüleri kolaylıkla algıladığı (lobektomiden önce de kolaylıkla algılayabiliyordu) ve okuma yeterliliğinin de normalin üstünde olduğu gözlemlenmiş.

Behrmann, “Bu sonuçlar, çocukların beyin gelişimlerinin esnekliği bakımından detaylı bir tanımlama sunuyor” diyor.

“Bunlar korteksin görsel sistemine ışık tutarak, sinirbilimcilerin ve beyin cerrahlarının beyinde bu tür değişimlerin ihtimalini anlamalarına yardımcı oluyor.”

Araştırmacılar bu noktada, U.D.’nin ameliyattan sonra kalan beyninin, diğer bilişsel süreçleri tehlikeye atmadan bu tarz yeni fonksiyonları nasıl üstlenebildiğini tam olarak anlamamış gibi görünüyorlar, fakat beynin gösterdiği bu esnekliğin, U.D.’nin yaşıyla alakalı olabileceğini sanıyorlar.

2017’nin sonlarına gittiğimizde, 7 yaşındaki başka bir çocuğun da araştırmacıları şaşırttığını görüyoruz. Çünkü bu çocuk, beynindeki görsel bölümün hiçbir kısmı olmamasına rağmen, görme yetisini kaybetmemişti.

Aslında, beynimizin neler yapabildiği konusunda fazla derinlere inemiyoruz, fakat beynin telafi etme yeteneği tam anlamıyla hayret verici.

Araştırma Cell Reports bülteninde yayınlandı.

 

 

 

 

ScienceAlert

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz