Uluslararası bir araştırma takımı, deniz seviyesindeki çağdaş yükseliş seviyelerinin Sanayi Devri’nin yoğunluk kazandığı 1863 yılında yükselmeye başladığını bulmuş. Keşfedilen yeni tarih, okyanusların ısınıp buzulların erimeye başladığı ilk zamanlara dönük bulgular ile uyuşuyor.
Son 2.000 yıla uzanan deniz seviyesi kayıtlarının yer aldığı küresel bir veri tabanının kullanıldığı çalışma, yerel ve bölgesel planlayıcıların gelecekte deniz seviyesinde meydana gelecek artışlara hazırlanmasına yardımcı olacak. Makale geçtiğimiz hafta Nature Communications bülteninde yayımlandı.
Deniz seviyesindeki yükseliş, iklimde meydana gelen değişimlerin önemli ve geniş çaplı bir göstergesi niteliğinde. Deniz seviyesindeki çağdaş yükseliş olaylarının doğal değişkenliğin üzerine çıktığı zamanı belirleyen araştırmacılar, bu sayede iklim değişimindeki önemli bir dönemin başlangıcını belirleyebilmiş.
Dünya çapındaki kayıtları inceleyen araştırmacılar, küresel çapta deniz seviyesindeki modern yükseliş oranlarının 1863 yılında ve Sanayi Devrimi’yle uyumlu şekilde başladığını keşfetmişler. Birleşik Devletler’de yer alan ayrı bölgelerde, modern oranlar orta-Atlantik bölgesinde en erken 19’ncu yüzyılın ortalarından sonlarına doğru ortaya çıkarken; sonrasında Kanada ve Avrupa’da 20’nci yüzyılın ortalarında ortaya çıkmış.
Çalışma, ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesinin (NOAA) ABD kıyılarındaki deniz seviyelerinin hızla yükseldiğini gösteren ve yeni yayımlanan detaylı bir raporla da aynı zamanda yayımlandı.
New Brunswick – Rutgers Üniversitesi Dünya ve Gezegen Bilimleri Bölümünde doktora sonrası araştırma görevlisi ve yeni çalışmanın baş yazarı olan Jennifer S. Walker şöyle aktarıyor: “Deniz seviyesinde 1940-2000 arasında meydana küresel yükselişin, son 2.000 yıla ait bütün önceki 60 yıllık dönemlerden daha hızlı olduğundan eminiz. Deniz seviyesinde uzun zaman ölçekleri boyunca gerçekleşen bölgeye özgü değişimlerin iyi biçimde anlaşılması, bölgesel ve yerel planlamaların yanında deniz seviyesinde gelecekte meydana gelecek artışlara verilecek yanıt açısından da kaçınılmaz görünüyor.”
Yazar: Emily Everson Layden/Rutgers Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.
