Çin’in mucizesi, nüfusunun artması ve baş döndürücü bir hızla kentleşmesi esnasında ucuz ve hızlı inşaat yapabilme becerisi ile mümkün oldu. Archi-Union Architects firmasının kurucusu Philip Yuan şöyle söylüyor: ”Ülkenin, artan yapı taleplerini yerine getirmesinin maliyeti, mimari kimliğini kaybetmesi oldu”
Yuan, Çin’in hepsi birbirinin aynı olan sıradan binaları hakkında, ”Bu bir tür kopyala yapıştır işlemi” diyor. ”Bu çok acı bir durum, çünkü bunları hızla inşa ederken, Çinli olarak taşımamız gereken geleneklerimizi ve kimliğimizi yitirdik.”
Çin mimarisi artık, yeknesak kule bloklar inşa etmek yerine, yapılaşmada yeni ve deneysel yaklaşımları araştırıyor. Yuan’ın dijital fabrikasyon ve robotik kullanımı içeren teknikleri, sofistike binaların daha kısa zamanda inşa edilmesi için yeni bir yöntem sunabilir.
Örneğin Siçuan Daoming bölgesinde, bambu dokumacılarıyla ortak gerçekleştirdikleri ahşap çadır ”Bambu’dan” gibi. Projenin tasarımı, sadece mimari açıdan kendine özgü olmakla kalmıyor, aynı zamanda oldukça da karmaşık ve yalnızca en son teknolojiler kullanılarak yapılmış.
Algoritmalara dayalı hesaplama tasarımı, bir çift robotik kola kavuşturulmuş ve ”tıpkı iki insan eli gibi iş görmüş”; böylelikle sekiz rakamı şeklindeki bir bina, sadece 52 günde tamamlanmış. Bu iş, Yuan’ın tahminlerine göre geleneksel inşaat yöntemleriyle yapılmış olsaydı, Çin’de altı ilâ on iki ay arasında bir zaman, Batı’da ise iki yıla yakın bir zaman alırdı. ”Her kolon ve her kirişin farklı bir açısı ve yüksekliği bulunuyor” diye açıklıyor Yuan. ”Eğer elle yapılmış olsaydı, böyle kısa bir sürede yapılmasına imkan yoktu çünkü her parçanın bağlantısı diğerinden farklı.”
Proje, ”dijital mimarlık” kavramına örnek teşkil ediyor. Kavram, Archi-Union tarafından gerçekleştirilen, insan tasarımcılarla makinelerin bu yeni işbirliği türünü belirtmekte kullanılıyor. Aynı zamanda, teknolojiler ve küresel yöntemler ile geleneksel kültürleri ve yerel inşaat yöntemlerini dengede tutuyor.
”Bambu’dan” inşa edilirken, ayrık paneller ve bölmeler şantiye dışında, kereste, döşemeler ve bambu gibi yerel malzemeler kullanılarak üretildi. Daha sonra inşaat sahasına nakledilerek, burada monte edildi. Böylelikle, israftan kaçınıldı ve enerji maliyetleri düşürüldü.
Bir başka Archi-Union projesi olan Şangay’daki Chi She Galeri’nin inşasında, robotik bir kol kullanıldı. Bu robotik kol sayesinde girift, dalgalı tuğladan oluşan ön yüz, insanların asla başaramayacakları düzgünlükte dizildi.
Yuan, tasarımın soyut geometrisi için şöyle diyor: ”Tuğla, malzeme olarak her ne kadar geleneksel bir malzeme olsa da, yeni bir diziliş biçimi düzenleyebiliriz. Makine ile insanın iş birliği söz konusu. Ben robota öğretiyorum, o da düzgün olarak yerleştiriyor.”