Kendimi korkunç bir çarpışmayı önlemek için arabanın frenlerine asılırken bulduğumda, önceki gün doktorumun söylediği kelimeler hala kulaklarımda yankılanıyordu.
Kabiliyetsiz bir sürücü, tam da önümdeki bir döner kavşakta kestirmeden gitmeye çalıştı.
Hala terliyordum, fakat bir şekilde çığlık atan çocuğumla dadısını arabadan indirmeyi sürdürebildim. Telaşlı bir sabahtı.
Şimdi durup bir nefes alalım ve bu hikaye üzerine biraz düşünelim. Aklınıza gelen doktorun cinsiyeti erkek miydi? Yeteneksiz sürücünün cinsiyeti kadın mıydı? Peki ya dadıyla hikayeyi anlatan? Onlar da kadın mıydı? Eğer öyle düşündüyseniz, tam olarak bilinçsiz cinsiyet önyargısını tattınız demektir. Yalnız değilsiniz. Koskoca Google görseller araması bile doktorların %75’inin erkek olduğunu gösteriyor fakat gerçekte, Birleşik Krallık’taki pratisyen hekimlerin yarısından fazlası kadınlardan oluşuyor. Hatta Google, çalışanlarının %79’undan fazlası erkek olduğu için, kendi çalışma ekibinde bilinçsiz cinsiyet önyargısıyla suçlandı. Apple, Facebook, Twitter ve Yahoo da pek geride kalmış sayılmaz.
Bilinçsiz cinsiyet önyargısı nedir ve neden buna sahibiz? Bilinçsiz ya da diğer adıyla örtülü önyargı kontrolümüzün dışında ve farkındalığımız olmadan ortaya çıkar. Otomatiktir ve yetiştiğimiz kültürün içinde sosyalleşirken kazandığımız çağrışımları yansıtır. Kendi örtülü önyargılarınızı Örtük Çağrışım Testi’ni yaparak daha bilimsel bir şekilde ölçebilirsiniz. Test, beyinin öğrenilmiş otomatik çağrışımlarını elde etmek için tasarlanmıştır. Zaman tepkileri baz alınarak yapıldığı için, sosyal istenirlik endişelerimizi pas geçerek, bilinçsiz önyargılarımıza erişim sağlayabiliyor. Bu sebepten, davranışları tahmin etmede yargının özbildirim ölçekleri üstün geliyor.
Örneğin, otomatik olarak bizi ısırarak zarar verebilecek bir şeyden, diyelim ki bir örümcek, koruyan çiçekleri böceklere tercih ederiz. Bu, çoğu insan için normal bir tercihtir fakat örtük çağrışım testlerinde de görülmüştür. Yine de, örtük çağrışım çalışmaları genci yaşlıya, beyazı siyaha ve heteroseksüeli homoseksüele tercih ettiğimizi göstermiştir. Peki ya bilinçsiz cinsiyet önyargısına ne oldu?
Harika İnsanlar
Kadınlar harikalar. Ya da öyleler mi? Araştırma raporuna göre, şaşırtıcı görünse de içgüdüsel olarak sürekli kadınları erkeklere, anneleri de babalara tercih ediyoruz. Bu durum biraz da WAW (Women Are Wonderful-Kadınlar Harikadır) etkisine benzemekte. Bu etkiye göre kadınlar, tüm özellikleri düşünüldüğünde basmakalıp olarak destekleyici, hoş ve nazik olarak algılanıyorlar.
Fakat bu etki, kadınların “erkek egemenliği” altına girdiği veya kalıplaşmış beklentilere karşı geldikleri anda yok oluyor, hatta ters tepiyor. Örneğin, insanlar açık ve kapalı bir şekilde otoriter erkek figürünü kadın figürüne, erkek lideri kadın lidere ve feminist olmayan kadınları feminist olan kadınlara tercih ediyorlar. Kendi araştırmam gösteriyor ki, kadın öğrenciler içgüdüsel olarak ev kadınlarını iş kadınlarına tercih ediyorlar. Kadın yanlısı örtülü tercihler, erkekler kendilerine eşit veya kendilerinden altta kadınların aksine, kendilerinden üstün bir kadınla iletişime geçmeye hazırlandıklarında da tersine dönüyor.
Bu etkinin birkaç örneğini görmemiz için yakın zamanda gerçekleşen Amerikan başkanlık seçimine bakmamız yeterli. Donald Trump’ın kendisi, kadınları taciz etmekle övündüğü ses kaydı ortaya çıkmadan üç ay önce “kadınlara en çok saygı duyan insanın kendisi” olduğunu iddia etmişti.
Peki ya erkeklere karşı olan örtülü önyargılara ne demeli? Onlar da harika mı? Kadınlarda olduğu gibi, bu da değişir. Erkekler aynı eşitlikçi erkeği daha az tercih ederken; kadınlar örtülü olarak, eşitlikçi erkekleri cinsiyetçi veya tipik bir erkeğe tercih ediyorlar. Örneklerimdeki kamu ve özel sektörde çalışan erkekler, ev erkeği tipini iş adamına tercih ediyorlar. Bunun sebebiyse muhtemelen ev erkeğinin daha kabul edilebilir olması. Yine de, kadınlarla karşılaştırıldığında, otoriter veya lider rolü olan gelenekçi erkekler tercih ediliyor.
Bilinçsiz önyargıyla ilgili ne yapabiliriz?
Bilinçsiz önyargı neden söz konusudur ve bununla ilgili ne yapabiliriz? Bilinçsiz önyargı, özellikle iş dünyasında ve eğitimde sorun yaratan şeyler. Sözüm ona objektif bir akademik alanda bile, CV’lerinin özdeş olmasına rağmen laboratuvar yöneticisi pozisyonuna başvuran erkek adaylar, isimleri Ayşe yerine Ahmet olduğu için daha çok işe alınıp daha fazla ücret teklif ediliyorlar. Profesyonel kadınlar anne olduklarında aniden daha az yetkili olarak algılanmaya başlıyorlar. Bu durum, erkekleri baba olduklarında etkilemiyor.
Bilinçsiz önyargı, diğer faktörlerin arasında, mesleki beklentileri kısıtlıyor. Bu durumla başa çıkmanın ilk adımı, problemin farkına varmak. Bilişsellik ve düşünme sürecinin doğası gereği, hepimiz çeşitli bilinçsiz önyargılılara karşı savunmasızız ve bunlara maruz kalabiliriz. Örneğin bir araştırmada, erkeklere testin sosyal duyarlılığı ölçtüğü söylendiğinde, erkekler bu testlerde (mesela sözlü olmayan bir işareti anlamak, çözmek) beklenen performansın altında kaldılar. Kadınlar ise daha iyi sonuç verdiler. Testin bilgi işlemlemeyi ölçtüğü söylenen erkekler ise beklenenden daha düşük performans sergilemediler.
Kendi bilinçsiz önyargılarımızdan farkında olmak sorunun çözümünde yardımcı olabilir. Fakat bu duruma engel olmak, motivasyon gerektirir. Bu yüzden isimsizleştirilmiş takviye süreçleri, akıl hocalığı, dikkatle yönetilen ortak çalışmaya dayalı çalışma ortamı ve eğitim de bu konuda yardım edebilir.
Yine de, bilinçsiz önyargının kökleri etrafımızda gördüğümüz cinsiyet rollerinden öğrendiğimiz çağrışımlarla yaşadığımız sosyal dünyanın içinde olduğundan, onu en aza indirmenin yolu alternatif çağrışımlar sağlamaktır. Bu amaca, geleneksel olarak edinilmiş cinsiyet rolleri olan kadın ve erkeklerin eşit katılımını teşvik etmekle ulaşılabilir. Bütün doktorlar, sürücüler, dadılar ve dünya liderleri zaman içinde adil olarak erkek ve kadın diye ayrılırlarsa ve biz bunun medya ve benzeri yerlerde sergilendiğini görürsek, eşit örtülü çağrışımlara doğru ilerleyebiliriz. Bu esnada bizim de en azından bilinçsizi bilinçli hale getirmemiz gerekiyor böylece bu önyargılar bizimle oyun oynayamazlar.
Çeviren: Ayten Deniz Yılmaz