Varlıklı batı toplumlarındaki yaşam beklentisinde meydana gelen geriye dönüş, Flinders Üniversitesi’nde çalışan ve Southgate Sağlık, Toplum ve Eşitlik Enstitüsü’nün müdürü olan Profesör Fran Baum için endişe verici nitelikte.
Profesör Baum, kadınların neden erkeklerden daha uzun yaşadığına yönelik yeni bakış açıları sunan bir makalenin baş yazarı. Fakat kadınlar daha uzun yaşasa da, sağlığa dair bilinen sosyal belirleyicilerin çoğu kadınlar için daha kötü durumda.
Araştırma, 2006’dan beri dünyadaki tüm ülkelerde kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığını fakat ikilemsel bir şekilde, erkeklere göre daha fazla hastalık yaşadıklarını vurguluyor.
Profesör Baum, durumun COVID-19 sırasında yükseliş gösterdiğine ve dünya çapında çok sayıda kadının, cephe hattındaki sağlık hizmetlerinde ve gerekli hizmetlerde çalıştığını söylüyor.
Var olan hiçbir açıklama, yaşam beklentisinde görülen bu farklılıkları açıklayamıyor fakat biyolojik, sosyal ve sağlık hizmetiyle ilişkili etmenlerin karmaşıklığını ve birbirleriyle olan etkileşimlerini vurguluyorlar.
“Fakirliğin sağlık açısından kötü olduğunu biliyoruz. Kadınlar erkeklere göre daha fazla yoksulluk içerisinde yaşasa da, erkeklerden daha genç yaşta ölme ihtimalleri düşük” diyor Profesör Baum.
Epidemiyolojik ve sosyolojik yöntemlerin yeni bir bileşiminin kullanıldığı makalede, cinsiyete dayalı yaşam beklentisi farklılığına yönelik küresel bir tablo araştırılıyor. Farklı ülkelerdeki ortalama yaşam beklentileri ile ülkeler içindeki farklı gruplar arasında eşit derecede önemli farklılıklar vurgulanıyor.
Flinders Üniversitesi. Ç: O.