Orson Welles’ın “Dünyalar Savaşı” adını taşıyan radyo tiyatrosu, 1938 yılında, insanların Dünya’nın gerçekten işgal edildiğini sanmasına sebep olmuş. Komik zamanlarmış.
Şimdiyse ESA (Avrupa Uzay Dairesi), varsayımsal göktaşı 2019PDC’nin, yine varsayımsal olan yaklaşımını canlı şekilde tweetleyerek ve bu varsayımsal ölçüde yıkıcı göktaşına varsayımsal bir cevap vermeyi planlayarak, kendini tehlikeye atıyor.
Uzay kurumunun varsayımsal senaryosunda, 2019 PDC’nin 2029 yılında Dünya’ya çarpma olasılığı 10’da 1. Ayrıca, söz konusu olayları Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
A hypothetical asteroid has been 'discovered', and worryingly looks set to impact Earth. Follow the progress of fictional asteroid #2019PDC and the response on the ground, over the next few days of the #PlanetaryDefense Conference#FictionalEvent?☄️https://t.co/RF2of5JmpY
— ESA Operations (@esaoperations) April 29, 2019
ESA Harekâtları
Varsayımsal bir göktaşı ‘keşfedildi’ ve maalesef Dünya’ya çarpmak üzere gibi görünüyor. Kurgusal göktaşı #2019PDC’nin ilerleyişini ve kendisine yerden verilen cevabı, #GezegenSavunması Konferansı’nın önümüzdeki birkaç günü boyunca takip edin.
#KurgusalOlay?☄️
ESA; Washington’da gerçekleşen ve 29 Nisan’dan 3 Mayıs’a kadar süren 2019 Gezegen Savunma Konferansı’nı, kuramsal alıştırması için bir platform olarak kullanıyor.
Bu konuda biraz nüktedan olmak her ne kadar cazip gelse de, işin merkezinde ciddi bir bilimsellik var. Göktaşları geçmişte Dünya’ya çarpmış ve bu olayların sonucu yıkıcı olmuştu. Gelecekte Dünya’ya daha fazla göktaşının çarpacağına da kesin gözüyle bakılıyor.
Kendimizi hazırlayıp, bir çeşit savunmaya girişmeyelim mi? Yapalım ve yapıyoruz da.
Varsayımsal 2019PDC göktaşı, Dünya’ya doğru yönelmiş gerçek bir göktaşına çarpıcı biçimde benziyor: Kendisi, sıkıntılı bir ismi olan Apofis.
Genelde bir iblis ile temsil edilen Apofis, antik Mısır’da Kaos Tanrısı’ydı. Fakat şu anki mevcut durumda, iblisin dublörlüğünü yapan devasa bir kaya parçası.
Varsayımsal 2019PDC gibi, Apofis de Dünya’ya en yakın geçişini 2029 yılının Nisan ayında gerçekleştirecek. Ayrıca Apofis’in Dünya’ya çarpma olasılığı, kurgusal 2019PDC’e göre çok daha düşük olsa da; bu, Dünya’ya çarpacak olası bir göktaşının yaklaşımı için hazır olma oyunumuzu geliştirmek bakımından iyi bir fırsat.
#FictionalEvent?☄️
Update on (fictional) asteroid #2019PDC
29 July, 2019
– Chance of impact has dramatically increased to 1 in 10
– Size estimate has been narrowed to 140-260 metres
– Earth impact could release 100-800 megatonnes of energy#PlanetaryDefense#ExerciseOnly pic.twitter.com/guFUzxm9NO— ESA Operations (@esaoperations) April 30, 2019
#KurgusalOlay?☄️
(Kurgusal) göktaşı #2019PDC’ye güncelleme
29 Temmuz 2019
– Çarpışma ihtimali, çarpıcı bir biçimde 10’da 1’e çıktı
– Boyut tahmini, 140-260 metreye daraltıldı
– Dünya’ya çarpış, 100-800 megatonluk enerji çıkarabilir #GezegenSavunması#YalnızcaAlıştırma
İnsanlığın, yaklaşan bir göktaşına vereceği cevabı düzenleyen uluslararası bir uzay ve bilim birliği bulunuyor.
Bu birlik, Uluslararası Göktaşı Uyarı Ağı (IAWN) şeklinde adlandırılıyor ve NASA, ESA, CNSA (Çin Ulusal Uzay Dairesi) ile dünya çapındaki çeşitli gözlemevleri ile kurumları kapsıyor.
Mevcut varsayımsal senaryoda; günlük olarak yapılan basın açıklamalarında, göktaşının Dünya’ya çarpma olasılığının arttığı duyuruluyor. Göktaşının boyutu sınırlı; olası çarpışma bölgeleri ise daraltılmış durumda.
Söz konusu gerçek göktaşı Apofis olduğunda; kendisi her ne kadar Dünya’ya bazı uydularımızdan daha fazla yakınlaşacak olsa da, aslında fazla endişelenecek bir durum yok.
Aslında Apofis, bir göktaşı üzerinde yakından ve özel şekilde bilimsel çalışma yapmak için harika bir fırsat. Hatta bulunduğunuz yere bağlı olarak, onu görebilirsiniz de.
Kaliforniya’nın Pasadena şehrinde yer alan NASA Jet İtiş Laboratuvarı’nda (JPL) radar bilimcisi olarak görev yapan Marina Brozovi, yaptığı bir açıklamada şöyle söylüyor: “Apofis’in 2029 yılında yakınımızdan geçecek olması, bilim için inanılmaz bir fırsat”
“Bu göktaşını hem optik, hem de radar teleskoplarımızla gözlemleyeceğiz. Radar gözlemleriyle birlikte, boyut bakımından sadece birkaç metre olan yüzey detaylarını görebileceğiz.”
JPL’nin Dünya’ya Yakın Nesne Çalışmaları Merkezi‘nde (CNEOS) gökbilimci olarak çalışan Davide Farnocchia, aynı açıklamada şöyle aktarıyor: “Dünya ile gerçekleştireceği yakın karşılaşmanın, Apofis’in yörüngesini değiştireceğini zaten biliyoruz. Fakat bizim modellerimiz ayrıca; bu yakın karşılaşmanın, göktaşının dönme şeklini de değiştirebileceğini gösteriyor. Ayrıca, ufak heyelanlar gibi bazı yüzey değişimlerinin de meydana gelmesi muhtemel.”
Apofis, kısa bir süreliğine çıplak gözle görülebilecek. Akşam itibariyle Kuzey Amerika’nın batı kıyısını katetmeden önce, Avustralya ve Atlantik Okyanusu’nun üstünden geçecek.
Bilim insanları ona yakından bakıp; onun boyutu, bileşimi ve yüzey nitelikleri hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışacaklar.
İlk defa 2004 yılında keşfedilen Apofis’in gezegenimize çarpma ihtimali 100.000’de 1’den daha düşük. Ancak, kendisinin yakınımızdan geçişi yalnızca bilimsel bir merak konusu değil; bu aynı zamanda, gerçek bir göktaşı çarpmasına karşı hazırlık yapma ve cevap verme fırsatı.
CNEOS müdürü Paul Chodas, bir açıklamasında şöyle söylüyor: “Apofis, an itibariyle bilinen yaklaşık 2.000 tane Muhtemelen Tehlikeli Göktaşı’nın (PHA) bir örneği”
“2029 yılındaki geçişi esnasında Apofis’i gözlemleyerek, günün birinde gezegenin savunması için kullanılabilecek önemli bilimsel bilgiler toplayacağız.”
Göktaşı çarpması gibi, varoluşu tehdit eden bir olaya karşı örgütlü bir cevap verildiğini görmek insanı yüreklendiriyor.
Dünya çapındaki uzay kurumlarının; bir göktaşının çarpması kadar yıkıcı olabilen, kitlesel yok oluşlara sebep olabilecek ve hatta medeniyetimizin sonunu getirebilecek bir şeye işbirliği ve eşgüdüm halinde cevap vermek için iletişim düzeneklerimizi nasıl kullanabildiklerini görüyorsunuz.
Benzer bir şeyi iklim değişikliği için yapamıyor olmamız çok kötü.
Universe Today