Dünya yüzeyinin 5.200 kilometre altında, çoğunlukla demirden oluşan ve Dünya’nın manyetik alanından sorumlu olan top şeklinde bir iç çekirdek kütlesi yer alıyor. Araştırmacılar 1950’li yıllarda bu iç çekirdeğin, etrafında bulunan sıvı metal bölgenin aksine katı olduğunu öne sürmüşler.
Manoa – Hawaii Üniversitesi Okyanus ve Dünya Bilimleri ile Teknolojileri Fakültesinde (SOEST) jeofizikçi olan Rhett Butler’in öncülüğündeki yeni çalışmada, Dünya’nın bu “katı” iç çekirdeğinin aslında çekirdeğin en üst kısmındaki 250 km boyunca çeşitli sıvı, yumuşak ve katı yapılar taşıdığı öne sürülüyor.
Bu bölgeye şimdiye kadar ne bir insan, ne de bir makine ulaşabilmiş. Derinlik, basınç ve sıcaklık, Dünya’nın iç kısmını erişilmez hale getiriyor. SOEST Hawaii Jeofizik ve Gezegen Bilim Enstitüsü’nde araştırmacı olan Butler ile Japonya Deniz-Dünya Bilim ve Teknoloji Kurumu’nda araştırmacı bilim insanı olan eş yazar Seiji Tsuboi, bu yüzden Dünya’nın en iç kısmını incelemek üzere elimizde bulunan tek aracı; deprem dalgalarını kullanmış.
“Depremlerin kabuk ile üst manto tabakasında aydınlattığı ve Dünya yüzeyindeki sismik gözlemevleriyle gözlemlerin yapıldığı sismoloji bilimi, iç çekirdek ile süreçlerini araştırmanın tek doğrudan yolu niteliğinde” diyor Butler.
Dünya’nın çeşitli katmanlarında ilerlerken hızları değişen sismik dalgalar, geçtikleri katmanın minerallerine, sıcaklığına ve yoğunluğuna bağlı olarak yansıtılıp kırılabiliyor.
Butler ve Tsuboi iç çekirdeğin özelliklerini çıkarmak için, bir depremin oluştuğu konumun tam zıttında yer alan sismometrelerin verilerinden yararlanmış. Bulgular Physics of the Earth and Planetary Interiors bülteninde sunuldu.
Yazar: Marcie Grabowski/Manoa – Hawaii Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.