Empati Becerisi Yüksek Olanlar, Müzikteki Duyguları Daha İyi Anlıyor

0
Fotoğraf: Siddharth Bhogra/Unsplash

Başkalarının duygularını anlayan kişiler, müzikle aktarılan duyguları daha iyi yorumlayabilir mi? Bilim insanlarından oluşan uluslararası bir araştırma takımının yeni çalışması, bu iki kabiliyetin birbiriyle bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Çalışmanın sonuçları, gelecekte sosyal katılımlı müzik dinlemenin sosyal bilişsel kabiliyet üzerindeki etkisinin test edilebileceği araştırmalar için zemin sağlıyor. Söz konusu çalışmalarda ayrıca, otizm tayf bozukluğu veya şizofreni rahatsızlığı bulunan bireyler için sosyal beceri eğitiminde kullanılan tedavi yöntemlerine müzik dinlemenin de eklenip eklenemeyeceğini de araştırılabilir.

Bulgular, dün Amerikan Psikoloji Birliğine bağlı Emotion bülteninde yayımlandı.

Çalışmaya, Southern Methodist Üniversitesi Sosyal ve Klinik Sinirbilim Laboratuvarının müdürü ve yardımcı profesör Benjamin A. Tabak ile Oregon Üniversitesi Dönüşümsel Tıp Merkezinde müzikoloji yardımcı profesörü olarak çalışan Zachary Wallmark öncülük etmiş.

“Empati en çok sosyal etkileşimler bağlamında düşünülüyor fakat sosyal iletişimin, müzik de dahil olmak üzere diğer pek çok şekli bulunuyor” diyor Tabak. “Müzikle anlam ve duygu aktarılabilir. Ayrıca duygusal tepkiler de harekete geçirilebilir. Fakat müziğin duygusal gücünden sorumlu mekanizmalar yeterince anlaşılmış değil.”

Tabak ve meslektaşları, bu doğrultuda empati ve müziğe yönelik kuramlarını test etmek istemiş. Çalışma kapsamında diğer insanların duygu ve düşüncelerini doğru şekilde anlama kabiliyetini (empatik doğruluk) ve bir insanın başka bir kişinin hissettiği duyguları ne dereceye kadar hissettiğini (duygu paylaşımı) ölçmüşler.

“Diğer insanların duygu ve düşüncelerini daha doğru şekilde anlayan kişilerin, müzisyenlerin müzik yoluyla iletmeyi amaçladığı şeyleri de daha doğru şekilde anlayıp anlamadıklarını merak ettik ve bunu araştırmanın ilginç olacağını düşündük” diyor Tabak. “Benzer şekilde, diğerlerinin yaşadığı duyguları hissetme eğilimi taşıyan kişilerin, müzikle iletilen duyguları hissetmeye eğilimli olup olmadığını da öğrenmek istedik.”

İlk bulgular, her iki hipoteze de destek sağlamış. Sonuçlar özellikle, empatik doğruluk becerisinin kişiler arası etkileşimlerin ötesine uzanıp müziğe ulaştığını gösteriyor. Araştırmacılar bu sonuçların, aktif ve katılımlı müzik dinlemenin sosyal bilişsel beceriyi geliştirme üzerindeki etkisiyle ilgili yürütülecek çalışmalara bir zemin sağlamasını umuyor.

Tabak ve Wallmark çalışmanın, müziğin en başta insanların diğer insanlarla bağlantı kurmasına yardımcı olmak ve sosyal çevrelerini daha iyi anlayıp yönetmek üzere evrimleşen sosyal bir davranış olduğu kuramına deneysel destek sağladığını düşünüyor.

Tabak şöyle ekliyor: “Bu durum, başkalarının nasıl düşünüp hissettiğini anlamakta zorlanan bireylere yardımcı olabilecek müziğe dayalı yeni müdahalelerin geliştirilme potansiyeli de dahil olmak üzere birçok seviyede önem taşıyor.”

Tabak kendisi ve meslektaşlarının çalışma esnasında kullandığı disiplinlerarası yaklaşımın, gelecekte bu alanda yürütülecek araştırma projeleri için bir taslak teşkil edebileceğini belirtiyor. Akademik çalışmalarını sırasıyla psikoloji ve müzik bilim alanında yürüten Tabak ve Wallmark’a ek olarak, araştırma takımında ayrıca iki istatistikçi ve uzmanlık alanı şizofrenideki sosyal biliş olan başka bir psikolog daha bulunuyor.

“Bu fikri Dallas’taki bir kahve dükkanında birkaç sene önce ortaya attığımızda, araştırmacılar sadece bu araştırma sorularının dolaylı şekilde ele alındığı çalışmalar yürütmüştü. Bu önceki çalışmalardan bazılarında büyük örnek boyutları vardı ve hiçbirinde tekrarlama çalışması yürütülmemişti” diyor Tabak.

“Çalışmamızın, fen bilimlerine ve beşeri bilimlere uzanan disiplinlerarası araştırma yürütmenin ne kadar değerli olduğunu vurgulamasını da umuyoruz” diye ekliyor. “Empati gibi iyi bilinen psikolojik bir olguyu alan ve bunu, insanlara bir bestecinin bir müzik parçasıyla ne iletmeye çalıştığını sorarak geleneksel olmayan bir yöntemle inceleyen bu gibi çalışmalar, diğer insanları kalıpların dışında düşünmeye itebilir ve nihayetinde bir sürecin disiplinlerarası işbirliği yoluyla daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.”

 

 

 

 

Kaynak: Southern Methodist Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz