Yapılan yeni bir çalışmada öne sürülenlere göre insanların hatırlayabildiği en eski anılar, bu kişilerin ortalamada sadece iki buçuk yaşında olduğu zamanlara kadar uzanıyor.
Memory bülteninde yayımlanan bulgular, en eski anıların hatırlanabildiği ortalama yaşa ilişkin önceki kararları tam bir yıl geriye götürüyor. Sonuçlar, halihazırda var olan verilerin incelenmesini takiben yürütülen 21 yıllık bir çalışmaya dayanıyor.
Newfoundland Memorial Üniversitesi’nde çalışan çocukluk dönemi hafıza kaybı uzmanı ve baş yazar Dr. Carole Peterson şöyle açıklıyor: “Kişinin en eski anısı, tek ve sabit bir anıdan ziyaden hareket eden bir hedef gibi”
“Bu yüzden pek çok insan, en eski anısı sorulduğu zaman öncesinde hiçbir anının bulunmadığı bir sınır ya da bir başlangıç noktası sağlamıyor. Bunun yerine hem yetişkinlerin, hem de çocukların örneklediği muhtemel anılardan oluşan bir anı havuzu var gibi görünüyor.
“Üstelik, insanların iki yaşlarına ait bir sürü anı hatırladıklarını ve bunun farkında olmadıklarını düşünüyoruz”
“Bunun iki sebebi var. Birincisi, insanlara sadece en eski anılarının ne olduğunu sorarak eski anılarını hatırlatmak ve sonra biraz daha anı sormak çok kolay. Daha sonra, çok daha eski anıları hatırlamaya başlıyorlar; bazen tam bir yıl öncesine kadar… Bu bir pompayı çalışmaya hazırlamaya benziyor; bir kez başlatınca, gerisi kendiliğinden geliyor.
“İkincisi de, bu eski anıların sistematik şekilde yanlış tarihlendiğini belgeledik. İnsanların eski anılarında sürekli, kendilerini olduklarından daha büyük zannettiklerini görüyoruz.”
20 yıldan uzun bir süredir bellek üzerine çalışmalar yürüten Dr. Peterson, özel olarak çocuk ve yetişkinlerin en eski yıllarını hatırlama kabiliyetine odaklanıyor.
Bu son araştırmada, 1999 yılından bu yana Dr. Peterson’un laboratuvarında toplanan ve hem yayımlanan, hem de yayımlanmayan verilerin analizini takiben, Peterson’un çocukluk dönemindeki hafıza kaybına ilişkin kaleme aldığı araştırma makalelerinden 10 tanesi inceleniyor. Araştırma toplamda 992 katılımcıyı kapsıyor. 697 katılımcının anıları, sonrasında ebeveynlerinin hatırladıklarıyla karşılaştırılmış.
Sonuçlar genel olarak çocukların en eski anılarının, ebeveynlerince de doğrulandığı üzere gerçekleştiği düşünülen zamandan öncesine ait olduğunu gösteriyor.
Peterson’ın incelediği araştırmaların bazılarında, muhtemel hafıza saatimizi harekete geçiren bulgular ikna edici nitelikte. Örneğin, çocuklarla en eski anılarının üzerinden iki ve sekiz yıl geçtikten sonra görüşülen bir çalışmada, çocuklar aynı anıyı hatırlayabilmişler fakat yapılan sonraki görüşmelerde, anı sanki sonraki bir yaşta yaşanmış gibi aktarılmış.
Memorial Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde çalışan Dr. Peterson, “Sekiz yıl sonra birçok çocuk, bunların tam bir yıl eski olduğuna inanmıştı. Dolayısıyla çocuklar büyüdükçe, bu eski anıların yaşandığı zamanda olduklarını düşündükleri yaşı da ilerletiyorlar.”
Bu yüzden Peterson, bulguların anı tarihlemede ‘teleskoplama’ adı verilen bir şeyle ilgili olduğunu düşünüyor.
“Uzun zaman önce gerçekleşen şeylere baktığınızda, bir mercekten bakıyormuşsunuz gibi oluyor.
“Bir anı ne kadar uzaktaysa, bu teleskoplama etkisi de onu o kadar yakın görmenize neden oluyor. Görünüşe göre en eski anılarını bir yıl ileri; yaklaşık üç buçuk yaşına atıyorlar. Fakat çocuk ya da yetişkinler dört yaş veya daha ilerisindeki olayları hatırladıklarında, bunun olmadığını keşfettik.”
Peterson verilerin hepsini derinlemesine şekilde inceledikten sonra, insanların çocukluk dönemlerinin ilk zamanlarını zannettiklerinden çok daha fazla ve çok daha eskiye kadar hatırladığını; bu kişilerin söz konusu anılara ulaşmasına yardım etmenin de nispeten kolay olduğunu keşfetmiş.
“Bir çalışmaya baktığınızda, durum bazen net olmuyor fakat çalışmaları birbiri ardına bir araya getirdiğinizde ve hepsi aynı sonuçlara vardığında, oldukça ikna edici hale geliyor.”
Dr. Peterson, netlik eksikliğinin araştırmada ve aslında bugüne kadar bu alanda yapılan tüm araştırmalarda bir kısıt oluşturduğunu belirtiyor.
“Çocukluktaki hafıza kaybına yönelik araştırmalarda, bağımsız şekilde onaylanmış veya doğrulanmış harici tarihlerin kişisel şekilde türetilen tarihler ile karşılaştırılabilmesine ihtiyaç var” diyor. “Bu sayede, teleskoplama hatalarının ve ebeveynlerce yapılan muhtemel tarihleme hatalarının önüne geçilebilir.”
Doğrulanmış tarihlemenin kullanıldığı bu gibi araştırmalar günümüzde hem Peterson’ın laboratuvarında, hem de başka yerlerde yürütülüyor. Böylelikle, uzun süredir tartışılan bu soruya ilişkin cevabın daha fazla doğrulanması umuluyor.
Kaynak: Taylor & Francis Grup. Çeviren: Ozan Zaloğlu.
Hatin en sikintisiz donrmi gorunumunde olmasina ragmen cocukluk kolay olmaktan cok uzaktir. Cocuklarin cogu kendini kontrol etme kendi cevresiyle sosyal iliskiler kurms ve ebeveyinlerdrn kopma dahil bir cok cesitli meseleyle ugrasirken su veya bu sekilde cesitli sikintilar yasarlar bunlarin bazilari bastirilrken bazilari ileride hatirlanabilir.