X-ışını modülleri ile 800 milyon ışık yılı uzaklıktaki galaksiler fotoğraflandı.
Uluslararası işbirliği ile üretilen ve gelişmiş Röngen cihazlarıyla donatılan eRosita teleskobu, geçen yıl gönderdiği ilk fotoğraflarla astronomları heyecanlandırmıştı.
eRosita, Proton M fırlatıcısında meydana gelen arızalar nedeniyle 3 gecikme yaşamış ve sonunda 13 Temmuz 2019’da Kazakistan’daki Baikonur üssünden fırlatılmıştı. Üzerinde özel üretimli CCD kameraya sahip 7 adet X-ışını teleskobu ve Rus yapımı Art-XC adlı teleskop bulunuyor. Bu görevin amacı, 10 keV (kiloelektron volt) gücündeki orta menzilli X-ışınları ile ilk kez gökyüzünün eksiksiz bir taramasını gerçekleştirmek.
eRosita, X-ışınlı astronomide yeni bir çağın başlangıcını temsil ediyor çünkü daha önce hiçbir teleskop bu kadar detaylı bir görüntü elde edememişti. Görevin başındaki isim, Max Planck Enstitüsü Dünya dışı Fizik Bölümünden Peter Predehl, “eRosita, kozmoloji ve kara deliklerin esrarını çözmek için inşa edildi… Eşi görülmemiş bir çözünürlük ile dev galaksi kümelerinin dağılımı üzerinde çalışmamızı ve gizemli karanlık madde hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamızı sağlayacak” diyor: “Artık on yılı aşkın çalışmanın meyvelerini toplayabileceğiz. Teleskobumuzdan gelen ilk görüntüler hepimizi etkiledi. Bilimsel amaçlarımıza ulaşabilmemiz için, en uzak galaksi kümelerini algılayabilmek ve bunları uzamsal olarak çözümleyebilecek bir hassaslık seviyesine ihtiyaç vardı. İlk görüntüler bunu gerçekleştirebileceğimizi, hatta daha da ileri gidebileceğimizi gösterdi. Son derece gelişmiş tayf ve zamanlama özelliklerine sahip CCD kameralar, yeni keşiflerin çok yakın olduğunu müjdeliyor” şeklinde konuştu. eROSITA’nın ilk görüntüleri, 7 teleskop modülünün tamamı ile yakalanan bir günlük pozlama verilerinden elde edildi. Bu görüntüler komşu galaksimiz olan LMC (Büyük Magellan Bulutu) ve 800 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan A3391 ve A3395 galaksi kümelerinin etkileşimine ait.
eRosita, komşu galaksimiz LMC tarafından yayılan sıcak gazlara ek olarak SN1987A gibi supernova kalıntılarına (bulutsulara) ait detayları da gösterdi. Böylece 1987 tarihinde gerçekleşen yıldız patlaması ile meydana gelen şok dalgasının yıldızlar arası uzaya yayılarak gittikçe azalıyor olduğunu da kanıtlamış oldu. LMC içindeki birçok sıcak nesneye ek olarak eROSITA ayrıca kendi Samanyolu galaksimizdeki birkaç yakın yıldızı ve uzak fakat aktif galaksi çekirdeklerine ait emisyonların LMC içindeki gaz yayılımını yırtıp geçmesini de görüntüledi.
Max Planck Enstitüsü Yüksek Enerji Astrofiziği Bölümü başkanı Kirpal Nandra’ya göre X-ışınları, evrene ait eşsiz bir görüntü sunuyor: “Gayet sıradan görünen bir yıldıza -X-ışını teleskobu ile- baktığınızda, yörüngesinde dönen ve onu yutmakta olan bir beyaz cüce ya da nötron yıldızı olduğunu fark edebiliyorsunuz. Gözle görebildiğimiz ışık, bir galaksiyi yıldızlarından yayılan ışığa göre değerlendirmemizi sağlıyor. Ancak X-ışınları, galaksilerin merkezlerinde büyüyen dev kara delikleri fark ediyor. Optik teleskoplar galaksi kümelerini gösterirken X-ışınları ile onlar arasındaki boşluğu dolduran gazları izleyebiliyor, evrendeki karanlık maddenin yapısını takip edebiliyoruz. Gösterdiği performansla eROSITA’nın evrendeki enerjiyi anlamamızda büyük bir çığır açacağını -şimdiden- biliyoruz”.
Evrenin daha da derinlerine ulaşan eRosita, etkileşim halindeki A3391/3395 galaksi kümelerinin etkileşimini de fotoğrafladı. Bu dinamik alışveriş, evrende devasa yapıların oluşmasını tetikliyor. Fotoğraflarda geniş, eliptik nebulalar gibi görünen bu kümeler, on milyonlarca ışık yılı genişliğe sahip ve her birinde binlerce galaksi yer alıyor. Galaksi kümeleri eRosita’nın ana hedeflerinden biri.
Astronomlar, 4 yıllık görevi boyunca eRosita’nın X-ışını yayan 100 bin galaksi kümesi ve galaksilerin merkezlerinde birkaç milyon aktif kara delik bulacağını tahmin ediyorlar.
Alman-Rus işbirliği SRG (Spectrum-Roentgen-Gamma) uzay görevinin bir parçası olarak 13 Temmuz 2019’da fırlatılan eRosita, Dünya-Güneş sisteminin L2 noktasına kadar olan 1,5 milyon kilometrelik yolculuğunu Eylül sonunda tamamlamış ve fırlatılışından 100 gün sonra L2 çevresinde yörüngeye oturmuştu. Bilimsel açıdan benzersiz bir performans gösterse de eRosita görevi için sorunsuz demek doğru olmaz: Kameraların elektronik denetimlerinde bazı anormallikler olduğu farkedildi ancak bu sorunların kritik olmadığına ve program devam ederken de çözülebileceğine karar verildi. Teleskop şu anda kalibrasyon ve performans doğrulama (CalPV) evresinde. Bu süreçte cihazın işleyişini ve tam potansiyeline nasıl ulaşabileceğini anlamak için astronomik gözlemler yapılıyor. Operasyon ekibinin son kontrolleri ile bu evre tamamlandıktan sonra eROSITA teleskobu ve SRG görevi, ana safhaya geçecek ve 4 yıl boyunca X-ışınlarıyla gökyüzünü tarayacak.