Et Yemek, Evrimimizde Sanıldığı Kadar Önemli Bir Yer Tutmamış Olabilir

0
Tasvir: Machacekcz/iStock

Büyük beyinler gibi tipik insan özellikleri, ilk olarak 2 milyon yıl önce Homo erectus’ta ortaya çıkmış. İnsan benzeri özelliklere doğru yaşanan bu evrimsel geçiş, et tüketiminin artmasını kapsayan büyük bir beslenme değişimiyle ilişkilendiriliyor. Fakat geçtiğimiz hafta PNAS bülteninde yayımlanan yeni bir çalışmada, insan evriminin ilk zamanlarında et yemenin önemi sorgulanıyor. Et yemeye ilişkin arkeolojik bulgular Homo erectus‘un ortaya çıkışından sonra çarpıcı şekilde artsa da, bilim insanlarına göre bu artış çoğunlukla söz konusu döneme daha fazla ilgi gösterilmesiyle açıklanabilir. Yapılan araştırmalarda bu döneme yoğunlaşılması, bulguların etkili bir şekilde “Et sayesinde insan olduk” hipotezine kaymasına yol açmış.

George Washington Üniversitesinde çalışan ve yeni makalenin baş yazarı olan yardımcı antropoloji profesörü W. Andrew Barr, şöyle aktarıyor: “Paleoantropologlar nesiller boyunca Olduvai Gorge gibi yerlerde iyi korunmuş bölgelere giderek, ilk insanların et yediğine yönelik harika ve doğrudan kanıtlar aradılar; buldular da. Böylelikle, 2 milyon yıl önce bir et yeme patlaması yaşandığına yönelik bakış açısını desteklediler. Fakat bu hipotezi test etmek üzere, tıpkı bizim burada yaptığımız gibi Afrika’nın doğusu boyunca yer alan çok sayıdaki bölgeden veri alıp bunları nicel biçimde sentezlerseniz, şu evrimsel ‘Et sayesinde insan olduk’ anlatısı çözülmeye başlar.”

Barr ve meslektaşları yeni çalışmalarında, doğu Afrika’da aralarında 2,6 ila 1,2 milyon yıl öncesine uzanan 59 bölge seviyesinin de bulunduğu dokuz büyük araştırma bölgesinden yayımlanan verileri derlemiş. Homininlerin et yeme davranışını çeşitli ölçülerle takip etmişler. Kullanılan ölçüler arasında taş aletlerle oluşturulmuş kesik izlerinin yer aldığı hayvan kemiklerini muhafaza eden zooarkeolojik bölgelerin sayısı, bölgeler boyunca kesik izleri taşıyan hayvan kemiklerinin toplam miktarı ve ayrı ayrı bildirilen stratigrafik seviyelerin sayısı bulunuyor.

Araştırmacılar örnekleme çalışmalarında zamanla meydana gelen değişim hesaba katıldığında, H. erectus‘un ortaya çıkmasından sonra et yeme davranışına yönelik göreli bulgu miktarında sürekli bir artış olmadığını keşfetmişler. Bilim insanlarının belirttiğine göre değiştirilmiş (kesik izi olan) kemiklerin miktarı, zooarkeolojik bölge sayısı ve seviyesi H. erectus ortaya çıktıktan sonra bariz şekilde artsa da, bu artışlar örnekleme yoğunluğuna karşılık gelen bir yükselişi yansıtıyor; yani sebep, insan davranışındaki değişimlerden ziyade yoğun şekilde örnekleme yapılması olabilir.

Smithsonian Ulusal Amerikan Doğa Tarihi Müzesinin İnsanın Kökenleri Programı’nda çalışan araştırma görevlisi ve yeni makalenin eş yazarı Briana Pobiner, “20 yılı aşkın süredir kesik izi taşıyan fosilleri çıkarıp inceliyorum ama elde ettiğimiz bulgular beni hâlâ çok şaşırtıyor” diyor. “Bu çalışma, zooarkeolojik kalıntıların tarih öncesindeki en erken et yeme davranışı konusunda söylediklerine ilişkin düşüncelerimizi değiştiriyor. Ayrıca geçmişimize yönelik yeni bulgular ortaya çıkarıp analiz etmeye devam ederken, evrimimiz hakkında önemli sorular sormaya devam etmemizin de ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.”

Araştırmacılar, gelecekte modern insanlar ile ilişkilendirilen belli anatomik ve davranışsal özelliklerin neden ortaya çıktığına yönelik alternatif açıklamalar gerekeceğini vurguluyor. Olası alternatif senaryolar arasında, büyük annelerin bitkisel besinler hazırlaması ve kontrollü ateşin geliştirilmesi sayesinde, pişirme yoluyla ulaşılabilir besinlerin artması bulunuyor. Araştırmacılar, bu olası açıklamaların hiçbirinin günümüzdeki arkeolojik kayıtlarda güçlü bir temele dayanmadığını söyleyerek uyarıda bulunuyor. Dolayısıyla, epey bir çalışma yapılması gerekiyor.

“Bu çalışmayı ve çalışmada elde edilen bulguları sadece paleoantropoloji camiasının değil, aynı zamanda beslenme seçimlerini bu et yeme anlatısının bazı versiyonlarına dayandıran tüm insanların da ilgi çekici bulacağını düşünüyorum” diyor Barr. “Çalışmamız, büyük miktarlarda et yemenin ilk atalarımızda meydana gelen evrimsel değişimlere yön verdiği görüşünü sarsıyor.”

 

 

 

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz