Birbirinden tamamen farklı olan iki Evren “tartma” yöntemi, bambaşka sonuçlar meydana getiriyor. Eğer bu çelişki, yapılan kusursuz ölçümlerle çözülememeye devam ederse; fizikçiler Evren’i en iyi tasvir eden standart evrenbilim modelini yeniden gözden geçirmek zorunda kalabilir.
Almanya’daki Bochum Üniversitesi’nde gökbilimci olan Hendrik Hildebrandt, “Eğer bu durum gerçekten standart modelin çökeceğine işaret ediyorsa, o halde devrim niteliğinde olabilir” diyor.
Geçtiğimiz yıllarda, Hubble sabiti adı verilen ve Evren’in günümüzdeki genişleme oranını değere yönelik yapılmış iki bağımsız çalışmada da, standart modelin geçerliliğine dair benzer endişeler dile getirilmişti. Bu iki ölçümde de uyuşmazlık vardı ve Hubble gerilimi ismini taşıyan şey ortaya çıkmıştı.
Sigma-sekiz gerilimi adı verilen yeni uyuşmazlık ise Evren’deki madde yoğunluğunun ve bunun (tekdüze şekilde dağılmasının aksine) kümelenme derecesinin ölçümünü kapsıyor. Sonuç, sigma-sekiz adı verilen bir katsayıyla özetleniyor. Sigma-sekizi hesaplamak isteyen Hildebrant ve meslektaşları, zayıf kütleçekim merceklemesi adı verilen bir olguya başvurmuşlar. Bu olguda uzak galaksilerden gelen ışık; bu galaksiler ile Dünya arasında bulunan maddenin çekim etkisinden dolayı, çok hafif şekilde teleskoplara doğru bükülüyor.
Araştırmacılar, katsayının 0.74 olduğunu bulmuş. Fakat Avrupa Uzay Ajansı’nın yaptığı ölçümlerde bu rakam 0.81 olarak bulunmuş.