Evsel Kaynaklı Gıda İsrafının Azaltılması

0
ASÜ

Nüfusun büyük bölümü için gıdaya ulaşmanın kolay olduğu Birleşik Devletler’de, her yıl yaklaşık 165 milyar dolar değerinde gıda israfı gerçekleşiyor. Bu miktar, 730 tane üniversite futbol stadyumunu doldurmaya yeter. Üstelik israf edilen gıdanın büyük çoğunluğu evsel kaynaklı.

Arizona State Üniversitesi Sağlık Çözümleri Fakültesi’nin yenilikçi ve stratejik girişimler dekan yardımcısı olan Chris Wharton şöyle söylüyor: “Tüketici temelli bir kültürde gıda, kolaylıkla değerini kaybedebiliyor; özellikle de ABD’de olduğu gibi, çoğu durumda nispeten ucuz ise. Bu durum ise gıda israfına katkı sağlamakla sonuçlanıyor.

“Fakat eğer insanlara ne kadar israf ettiklerini ve bunun dolar ile sent bağlamında veya çocuklarının kaçırdığı besleyici meyve sebze yeme fırsatı bağlamında ne anlama geldiğini gösterebilirseniz, o zaman bu gıdaya yeniden değer katıyorsunuz ve bu durum gıda israfını azaltabilir.”

Wharton ve meslektaşları, bugün Resources, Conservation and Recycling bülteninde konu üzerine bir çalışma yayınlamışlar. Çalışmada, Phoenix bölgesindeki 53 ailede evsel kaynaklı gıda israfını azaltmayı amaçlayan, değer temelli bir müdahaleden faydalanılıyor. Çalışma, Phoenix belediyesi ortaklığıyla Rob ve Melani Walton Sürdürülebilirlik Çözümleri’nden 100.000 dolar hibe kazanmış.

Çalışmaya katılan ailelere, beş haftalık bir dönem boyunca her hafta; gıdaların uygun şekilde saklanması ve son kullanma tarihlerinin nasıl bulunacağı gibi konulara odaklanan farklı eğitim araçlarını okuyup incelemeleri amacıyla talimatlar verilmiş. Eğitim aracında, haftalık konunun yanısıra gıda ile yaygın şekilde ilişkilendirilen üç değer de (maliyet, sağlık ve çevresel etki) vurgulanmış.

“Gıda israfı, satın alınan gıdayla ilişkilendirdiğimiz değerler ile olduğu kadar; bilgi ve israfı azaltmak için gereken becerilerle de ilgili” diyor Wharton.

Katılımcılar her haftanın sonunda, atıkları depolamak üzere saydam plastikten bir çöp kutusu ve tartmak üzere bir gıda tartısı kullanarak, ne kadar atık biriktirdiklerini tartıp kayda geçirmiş.

“Çalışmanın sunduğu yeniliklerden biri de buydu çünkü daha önce gerçekten bu tür nesnel bir ölçüm uygulanmamıştı” diyor Wharton. “Plastik gibi, her gün attığımız diğer pek çok şey gibi gıda atıkları da öylece bu sihirli kovaya; çöp kutusuna gidiyor ve öylece ortadan kayboluyor. Fakat onu görebilirseniz, o zaman size bunun günden güne, haftadan haftaya, aydan aya, yıldan yıla birikmesinin ne anlama geldiği hakkında bir şeyler söylemeye başlar.”

Aslında, katılımcıların çalışmayı takiben yapılan çıkış görüşmelerinden elde edilmiş niteliksel verilerde farklı aileler, gıda atıklarının saydam bir kovada birikmesini izlemenin, kendilerini ve hatta çocuklarını israfı azaltma isteği yönünde harekete geçiren bir çeşit geri besleme mekanizması görevi gördüğünü söylemiş.

Çalışmanın sonuçları bu müdahalenin, ailelerin gıda israfını ortalama %28 azaltmakta başarılı olduğunu gösteriyor. Ayrıca müdahaleden iki hafta sonra yapılan bir takip ölçümünde araştırmacılar, ailelerin müdahale sonrası israf oranında hafif bir artış olduğunu fark etmiş fakat genel atık oranı, müdahale öncesinde ölçülen başlangıç miktarına göre halen önemli ölçüde düşükmüş.

“(Araştırmaya göre) yaşlı insanların genç nesillerden biraz daha az israf yapacağına ve daha zengin ailelerin, daha fakir ailelere göre biraz daha fazla israf yapacağına dair bir his var. Fakat literatürde, neyin insanları daha çok veya daha az israf etmeye yatkın hale getirdiğine yönelik fikir birliği bulunmuyor. Bence kültür, duygular ve ikamet gibi gerçekten önemli olabilecek bir sürü etmen var. Eğer bunların ne olduğunu anlayabilirsek, daha iyi müdahaleler geliştirebiliriz.”

Arizona State Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz