Dronlar kullanılarak gerçekleştirilecek olan teslimatlar hâlâ geliştirilme aşamasında olabilirler ancak quadrocopter adı verilen dört pervaneli dronlar bazı hapishanelerde yasa dışı sevkiyat yaparken bulunmuş durumda. Quadrocopterler hem görece ucuz fiyatları hem de sigara, bıçak, uyuşturucu, cep telefonu gibi şeyleri taşıyabilecek kadar güçlü olmalarıyla hapishanelere yasa dışı eşya sokmak için ideal aletler. Hapishaneler ise gayet makul sebeplerden dolayı bu dronları önleme yollarının arayışı içerisindeler.
Hapishaneler Bürosu, ABD Adalet Departmanı’na bağlı olarak çalışan ve federal suçlardan hüküm giymiş veya Washington’da hapis tutulan 198.953 mahkumdan sorumlu bir birim. ABD’deki tutuklu bulunan yaklaşık 1,5 milyon mahkumun sadece %7,5’inden sorumlu bir yapıdan söz ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde büro “İnsansız Hava Araçlarından Korunma” amacı taşıyan bir ihale başlattığını duyurdu.
Bu duyuruda, karşı karşıya bulundukları tehdidi de şu cümlelerle açıkladılar: “İnsansız hava araçlarının gelişimi ve yaygınlaşması Hapishaneler Bürosu için yeni bir tehdit ve görev alanı oluşturmakta. Yarım kilodan bile hafif olan ve izinsiz görüntü kaydetmeye yarayanlardan, 10 kilo ağırlığa kadar yasa dışı sevkiyat gerçekleştirebilen aletlere kadar çok farklı boyutlarda ve amaçlarla kullanılan bu araçlar, Hapishaneler Bürosu’nun ifa etmekte olduğu görev ve sorumluluklara ve aynı zamanda büronun çalışanlarına tehdit oluşturmaktadırlar.”
Büronun endişeleri arasında hem düşman hem de dost konumunda uçuş yapan dronların bulunduğu hava sahası da bulunmakta. Düşman dronların değişken karakteristik özellikleri ise işleri daha da zorlaştırmakta. Ancak büronun temel endişe kaynağı 5500 metreye kadar yükselebilen ve saniyede 100 metre yol katedebilen, büyüklük olarak ise bütün boyutlarda 1,2 metreyi geçmeyen ve üretildikleri malzemelerin karbon fiberden, hafif alaşım olan alüminyuma kadar çeşitlilik gösterdiği, piyasada bulunabilen veya el yapımı olan dronlar.
Bu şekilde dron kaçakçılığı yapanlara karşı çeşitli önlemler almak isteyen büro, dronları 1,6 kilometreden tespit edebilmek, 1,2 kilometreden ise izini sürebilmek ve bu mesafeye en yakın menzilden bu dronları etkisiz hâle getirebilmek istiyor. Bunu yapabilmek içinse bir pilot tarafından yönetilen, önceden belirlenmiş bir rotayı takip eden otonom olarak veya GPS ile takip eden dronları etkisiz hâle getirmek istiyor.
Bu hususta aslında büronun lehinde bir özellik bulunmakta. Kendi ifadeleriyle “Hedef alınan hapishane genelde açık ve izole bir alanda bulunduğundan ötürü, çevrede yoğun bir sinyal trafiği bulunmamakta. Bununla beraber bu alanların içerisinde araç trafiği olan yerler olabilir.”
İhaleye katılacak şirketler için son gün 1 Aralık olarak belirlenmiş durumda. Eğer hapishaneleri dronlardan korumanın yolu askerî alanda da büyük bir gelişme gösteren anti-dron yöntemlerine dayanırsa, hapishanelerdeki sistemlerde kameralar, sinyal bozucu silahlar ve hatta lazer silahları bile görmemiz mümkün olacak. Belki de hapishanelerin bu tür saldırılara cevabı kontra-dron kullanmak olacak. İlerideki günlerde bu tür yasa dışı aktivitelerin hangi tarz taktiklerle defedileceğini hep birlikte göreceğiz.