Fosil Ayak İzleri, Dinozorların Çok Türlü Sürüler Halinde Gezdiğini Gösteriyor

0
Bir ankilozorun (Euplocephalus tutus) eşlik ettiği bir seratopsian (Styracosaurus albertensis) sürüsü, iki tiranozorun (Gorgosaurus libratus) dikkatli bakışları altında eski bir nehir kanalından geçerken. Canlandırma: Julius Csotonyi

Civardaki Tiranozor izleri sebebini açıklayabilir.

Afrika’da Afrika antilobu ve zebra, düzlüklerde birden çok türlü sürüler halinde geziyor. Bu karışık topluluklar, hayvanların rastgele oluşturduğu sürü karışımları değil; hayvanbilimciler popülasyonların yırtıcılara karşı ortak savunma için bir araya geldiğini düşünüyor. Fakat yakın zaman önce Kanada’nın Alberta şehrinde keşfedilen ayak izlerine göre taşılbilimciler artık bu taktiğin modern bir evrim gelişmesi olmadığından şüpheleniyor; dinozorlar bile birden çok tür içeren benzer sürü oluşturma kalıplarına dahil olmuş olabilir. UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı olan Alberta İli Dinozor Parkı‘nda bulunan kanıtlar, PLOS One bülteninde yayımlanan bir çalışmada detaylarıyla anlatılıyor.

Günümüz Alberta’sındaki ortam, Kretase Dönemi‘ndeki halinden epey farklı. Bölgenin şimdiki rüzgarlı arazileri ve engebeli, karlı dağları yerine 76 milyon yıl önce sahip olduğu yemyeşil alt-tropik koşullar, hem karada yaşayan hem de uçan dinozorlar için bol miktarda kaynak sağlamış. Tiranozor rex de dahil çeşitli türler, doğuya doğru akan ve antik balıkların, deniz sürüngenlerinin ve köpekbalıklarının yer aldığı sıcak ve kapalı bir denize dökülen nehirlerin yakınlarında gezmiş.

Araştırma takımının kazı bölgesinde bulunan Tiranozorid izleri. Görüntü: Brian Pickles/Reading Üniversitesi

İl Dinozor Parkı, 1979’dan beri taşılbilimcilere çoğunlukla iskelet ve kemik parçaları şeklinde fosil kalıntı defineleri sunuyor. Fakat yakın zaman öncesine kadar pek çok araştırmacı, çeşitli türlerin ardında bıraktığı olası ayak izlerini belirlemeye fazla zaman ayırmamış.

New England Üniversitesinde çalışan taşılbilimci Phil Bell, “İl Dinozor Parkı’nda neredeyse 20 yıldır dinozor kemiği topluyorum ama ayak izlerini hiç fazla düşünmedim” diyor bir açıklamada.

Bell ve meslektaşlarından oluşan uluslararası bir araştırma takımı, 2024 yılında kampı bir saha seferi kapsamında ziyaret etmiş. Oradalarken yaklaşık 29 metre karelik tortu bölümünde muhafaza olmuş en az 20 tam ve kısmi bir dinozor ayak izi grubu keşfetmişler. Fakat geçmişteki bulguların aksine, bu izlerin hepsi bir dinozor tipine ait değilmiş. Bunun yerine taşılbilimciler, izleri farklı türlerle eşleştirmişler. Toplamda 13 iz, yan yana yürümüş en az beş seratopsiyen (boynuzlu) dinozor ile ilişkilendirilmiş. Başka bir gruplanma ise aralarında muhtemelen bir ankilozaurid olduğuna işaret ediyor. Bir ayak izi de tanımlanamayan ufak bir etçil türüne ait gibi görünüyor.

Reading Üniversitesinde çalışan ve makalenin eş yazarı olan Brian Pickles, “Dinozorlar bıraktıktan 76 milyon yıl sonra onların ayak izlerinde yürümek inanılmaz ölçüde heyecan vericiydi” diyor o anlar için.

Bölgenin bu dijital yükselti modeli, araştırma takımının keşfettiği temel ayak izlerinden bir kısmını gösteriyor. Görüntü: Brian Pickles/ Reading Üniversitesi

Fakat Kretase dönemindeki bu enstantaneye belki de en iyi bağlamı sunan şey, sürüye dikey konumdaki iki ilave ayak izi kümesinin keşfedilmesi olmuş. Fazla uzak olmayan bir yerde iki büyük tiranozorun diğer dinozorları takip ettiği görülüyor. Maalesef ekibin kazı çalışması, bu gerilimli anın sonucuna dair herhangi bir bulgu sunmamış.

Bell şöyle açıklıyor: “Tiranozor izleri, bu dinozorların gözlerini gerçekten sürüye diktiği hissini veriyor ki bu oldukça ürpertici bir durum. Fakat gerçekte karşılaşıp karşılaşmadıklarını kesin olarak bilmiyoruz.”

Yine de karışık türlerden dinozorların sürü davranışının doğrulanması, taşılbilimde yakında yeni ihtimallere ve yeni araştırma fırsatlarına kapı aralayabilecek önemli bir anı simgeliyor. Araştırma takımı halihazırda gelecekte inceleyecekleri konumlara bakıyor.

“Bu ayak izlerinin yeni araştırma görüntülerini kullanarak, Park’ın değişken arazisinde birkaç tane daha iz bölgesi keşfetmeyi başardık” diyor. “Bu büyüleyici canlıların birbirleriyle nasıl etkileşim kurdukları ve doğal ortamlarında nasıl davrandıklarıyla ilgili çok daha fazlasını söyleyeceklerinden eminim.”

Yazar: Andrew Paul/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz