Özellikle gelişmiş ülkelerde yararlı bakterilerin kullanımları artmaya devam ediyor. Bu bakteriler vücuda yeterli miktarda alındığında, bizlere yarar sağlamaktadırlar. Geçmişe baktığımızda ise bu bakterilerle alakalı çalışmalar bayağı eskiye dayanıyor.
Probiyotikler çok çeşitli ve fazlaca üretilse de gelişmekte olan ülkelere sağlanan kaynaklar az olabiliyor. Probiyotik kullanmamak bir sağlık sorununa neden olmaz elbette ancak bu bakterilerin yararları düşünüldüğünde durum ciddileşiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklamaya göre gelişmekte olan ülkelerde beş yaşının altındaki çocuklara sağlanan sağlıklı besin oranı son derece az.
Besinin sağlıksız olmasının genel nedeni ise barındırdığı mikro organizmalar. Kontrol edilmeyen mikrobik üreme, besinlerin toksinlerle dolmasına ve bunu yiyen kişinin hasta olmasında neden olabiliyor. Konu bağışıklık sistemi henüz oturmamış çocuklar olduğunda ise ciddiyet daha da artıyor.
İşte probiyotikler burada devreye giriyor. Birçok mikro organizma probiyotik özelliğine sahip. Bu tür mikropların üretilip kullanılması ile besin güvenliği ve oranı korunup geliştirilebilir. Ayrıca probiyotik destekli besinlerin raf ömrü de uzatılabiliyor.
Ne yazık ki dünyanın her yanında bu bakterileri üretip kullanmak maddi olanaklar açısından mümkün değil. Ama bu değişebilir. Geçtiğimiz günlerde bir grup bilim insanı farklı besinlerde kullanılmak üzere stabil probiyotik karışımları üretti. Ürettikleri karışım hem ucuz, hem de kullanımı kolay. Ayrıca kullanılan bakterilerin en fazla çalışılmış türler olması, diğer bilim insanlarının işini de kolaylaştıracak gibi duruyor.