Geri Dönüştürülemeyen En Yaygın Malzeme Hangisi?

0

Genelde metal, cam, plastik, kâğıt veya karton atıklarımızı geri dönüşüm kutularına atmaya alışığız. Ancak bunun bazı istisnaları var ve birazdan okuyacaklarınız sizi şaşırtabilir. Örneğin sarı sayfa katalogları işi bittikten sonra geri dönüşüm kutusuna atılsa da, bir yıl içinde boya kağıda çok derinlemesine işlediği ve diğer kâğıt içeriğini kirleteceği için kâğıt fabrikaları tarafından kabul edilmiyor. Ambalaj kâğıdının da çok boyalı olduğundan ve genelde sızdırmaz olması için plastik bir tabaka ile kaplandığından geri dönüşüm istasyonlarında ayrıştırılması çok zor oluyor. Meyve suyu kutularının içindeki koruyucu tabakada da aynı sorun var. Ampuller, birbirinden farklı çok fazla malzeme içerdiğinden iyi şekilde geri dönüştürülemiyor. Sprey kutuları ise içinde gaz kalabileceği için eritilmesi tehlikeli malzemeler sınıfına giriyor. Plastik kaplar arasında geri dönüştürülmesi ekonomik olanlar su ve süt şişeleri. Diğer tüm ambalajlardaki plastiğin ya işlenmesi çok pahalı ya da yeterli kadar değerli değil. Geri dönüşüm kutusuna attığınız bu tür malzemeler genelde elle ayrılıp tekrar çöplüğe gönderiliyor. Geri dönüştürülemeyen ancak en yaygın olarak kullanılan malzemenin cips paketleri olduğunu söyleyebiliriz. İçindeki cipsleri taze tutmak için kullanılan folyo kaplaması ayrılamıyor ve bitkisel yağ plastiği kirletiyor. İngiltere’de her yıl 13 milyar cips paketi çöpe atılıyor. Bunları birbirine yapıştırarak dev bir örtü üretilse, koca bir şehrin üstünü tamamen kaplardı.

Cips üreten Frito-Lay isimli bir gıda şirketi, 2010 yılında %100 geri dönüştürülebilir bir paket piyasa sürmüş fakat sadece 18 ay sonra aniden kaldırmıştı. Peki sebebi neydi? İster inanın ister inanmayın, paketlerin çok ses çıkarmasıydı! Tüketiciler bu paketleri tutmanın aniden fren yapan bir tren gibi ses çıkardığından yakınmış ve durumdan rahatsız olan müşteriler hemen “Üzgünüm ama seni bu paketten duyamıyorum” adlı bir Facebook grubu kurmuştu. Kulak zarını patlatan bu 95 desibellik hışırtı sebebiyle satışlar yaklaşık %11 düştüğünde, şirket havlu atmaya ve geleneksel polipropilen ambalajlara dönmeye karar verdi.

Gıda ambalaj malzemeleri, kapsamlı araştırmalara dayanan devasa bir endüstri. Malzemenin güçlü bir koruyucu bariyer oluştururken, aynı zamanda gıda içeriğine sızacak herhangi bir kimyasalı da en aza indirmesi gerekiyor. Ağırlık önemli bir konu ve tabii ki maliyetin de hesaba katılması gerekiyor. Çevre üzerindeki ayak izimizi en aza indirgeme ihtiyacı her geçen gün artarken, paketlerde kullanılan malzemelerin geri dönüştürülmesi ve kompostlanmasına (gübreleştirilmesine) dönük çalışmalar da gittikçe artıyor. Her ne kadar söz konusu hareketin çevresel bir sorumluluktan ziyade pazarlamaya dayanıp dayanmadığıyla alakalı baştan beri bir tartışma yürütüldüyse de, Frito-Lay %100 gübreye dönüştürülebilir cips paketini çıkardığında doğru yolda gibi görünüyordu. Bu yeni paketin en önemli bileşeni, laktik asidin polimerleştirilmesiyle yapılan bir plastik olan polilaktik asit yani PLA idi. Bunun karşılığında laktik asit; mısır nişastası, şeker kamışı veya manyoktan kolayca elde edilebilen glukozun bakterilerle fermente edilmesinden üretilebiliyordu. Bu plastiği oksijensiz bir çöp yığınına boşalttığınız zaman ayrışmıyor. Fakat açık bir ortamda bıraktığınızda, nihayetinde fakat çok ama çok uzun bir zaman sonra gübreye dönüşüyor. Fakat sıcak ve aktif şekilde gübreleşmenin olduğu bir çöp kutusuna yerleştirdiğinizde, yaklaşık üç ayda ayrışıyor.

Peki kaç kişinin aktif şekilde gübreleştiren çöp kutuları var? Şirket, ortada bir gürültü sorununun olduğunu en başından fark etmişti. Sorun, bir plastiğin sert, cam benzeri bir halden esnek, lastiksi bir hale geçtiği sıcaklık olan “cam dönüşüm sıcaklığıyla” ilgiliydi. Polilaktik asidin, oda sıcaklığının hemen üstünde olan bir cam dönüşüm sıcaklığı var. Bu yüzden paketi ellemek, polimer esneklik ve kırılganlık arasında dalgalandıkça o rahatsızlık verici hışırdamaya sebep oluyordu. Frito-Lay, “Bu paket gürültülü çünkü geri dönüştürülebilir” sloganıyla şikayetlerin önüne geçebileceğini düşünmüş ve çevre bilincinin, bu jet motoru benzeri gürültüden duyulan rahatsızlığa baskın gelebileceğini ummuştu. Ancak böyle olmadı. Çizim tahtasına geri dönelim. Şimdiyse çözüm için bir umut var. Bu PLA ambalajı, sadece 20 mikrometre kalınlığında olsa bile aslında PLA, alüminyum ve bir yapıştırıcıyla birbirine yapıştıran bağ malzemesinin yer aldığı birden fazla katmandan oluşuyor. Görünüşe göre paketin katmanları arasında elastiki bir yapıştırıcı kullanmak, hışırtı sesini kabul edilebilir düzeyde olan 70 desibele kadar azaltabiliyor. Geri dönüştürülebilir paketlerde yepyeni bir cips serisi görebiliriz. Eğer arka bahçenizde aktif bir gübreleşme yığını varsa daha da iyi. Peki beslenmenizdeki cipsleri daha besleyici gıdalarla değiştirme konusunda biraz gürültü çıkarmaya ne dersiniz? Taze bir elmanın kıtırtısı 70 desibelin yakınında bile olmadığı gibi, kalorisinin üçte biri de yağdan gelmiyor.

 

Yazarlar: David Niel/Popular Science & Dr. Joe Schwarcz/McGill Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz