Google Neden En İyi Üniversite Mezunlarını İşe Almayı Umursamıyor?

2

Google, şirkette kimin başarılı olduğunu analiz ederek uzun yıllar harcadı ve not ortalamalarına, ünlü üniversitelere ve zeka oyunu mülakatlara odaklanmaktan uzaklaştı.

Google’ın insan kaynakları müdürü Laszlo Bock, The New York Times’tan Tom Friedman ile yaptığı bir görüşmede, şirketin neye baktığını detaylandırdı. Ve giderek artan bir şekilde, referanslara bakmıyor.

En iyi okullardan mezun olanlar, “entelektüel tevazu”dan yoksun olabiliyor

Megan McArdle, geçenlerde, yazarların erteleme yaptığını “çünkü dil dersinde çok fazla A notu aldıklarını” öne sürmüştü. Başarılı genç mezunlara, marifete bel bağlamaları öğretiliyor ve bu durum onları, zerafetli bir şekilde başarısız olamayacak duruma getiriyor.

Google, geri çekilme ve diğer insanlar daha iyi olduğunda onların fikirlerini kucaklama becerisine bakıyor. “Bu ‘entelektüel tevazu’dur. Tevazu olmadan, öğrenmeyi başaramazsınız,” diyor Bock. “Başarılı ve parlak insanlar, başarısızlığı nadir olarak deneyimliyorlar, ve bu yüzden bu başarısızlıktan nasıl ders çıkaracaklarını öğrenmiyorlar.”

Bock, bu insanların talihsiz bir tepki sahibi olduklarını söylüyor:

“Bunun yerine onlar, temel dayandırma hatasını yapıyorlar, yani eğer iyi bir şey olursa, bunun sebebi benim bir dahi olmam. Eğer kötü bir şey olursa, bunun sebebi birisinin aptal olması veya elimde imkanlar olmaması veya piyasanın etkilenmesi. … Bizim gördüğümüz şey, burada en başarılı olan insanların, işe almak istediğimiz insanların, hiddetli bir konuma sahip olmaları. Son derece fazla şekilde itiraz ediyorlar. Bakış açıları hakkında fanatikler. Fakat siz, ‘işte yeni bir gerçek’ dediğiniz zaman, onlar gidip ‘Ah, tamam, bu durum işleri değiştirir; haklısın.’ diyorlar.”

Bunu üniversite olmadan başaran insanlar genelde en müstesnalar

Yetenek pek çok yerde mevcuttur ve birkaç okula bel bağlayan işe alım yöneticileri, bunu bir koltuk değneği şeklinde kullanıp gözden kaçırırlar. Bock şöyle söylüyor:

“Okula gitmeyen ve yollarını bulan insanlara baktığınızda, bunlar fevkalade insanlardır. Ve bu insanları bulmak için yapabileceğimiz her şeyi yapmamız gerekiyor.”

Bock, pek çok okulun vaad ettiği şeyi vermediğini ve en kullanışlı şeyi öğrenmemenin karşılığında bir ton borç ürettiğini söylüyor. Bunun, “uzatılmış bir büyüme çağı” olduğunu söylüyor.

Öğrenme becerisi, IQ’dan daha önemlidir

Akademide başarılı olmak, her zaman bir mesleği yapabilmenin işareti değildir. Bock daha önce, üniversitenin, tek tür düşünmeye şartlandıran “yapay bir çevre” olabileceğini söylemişti. Bock, IQ’nun, çalışma esnasında öğrenmekten daha az faydalı olduğunu söylüyor:

“Her meslek için, aradığımız 1. kural, genel algı yeteneğidir ve bu IQ değildir. Bu öğrenme yeteneğidir. Çalışma esnasında işlem yeteneğidir. Bambaşka bilgi parçalarını toparlama yeteneğidir. Bizler bunu, insanların kestirimci olduklarından emin olmak için onaylamış olduğumuz yapısal davranış mülakatları kullanarak belirliyoruz.”

Davranışsal bir mülakat, insanlardan bir tenis kortuna kaç tane tenis topunun sığdığını hesaplamalarını isteyen mülakatlara zıt olarak, geçmişte bilhassa zor bir soruna karşı nasıl tepki vermiş olduğunuzu sorabilir. Ayrıca, şirketin liderlik tanımına uyan insanları bulmalarına yardımcı olabilir. Bock, bunun, okuldaki bir kulüpte veya etkileyici bir ünvanda liderlik yapmakla ilgili olmadığını, gerekli olduğunda çıkıp öncülük etme yeteneği olduğunu söylüyor.

 

 

Quartz

2 YORUMLAR

  1. =>”Bock, pek çok okulun vaad ettiği şeyi vermediğini ve en kullanışlı şeyi öğrenmemenin karşılığında bir ton borç ürettiğini söylüyor. Bunun, “uzatılmış bir büyüme çağı” olduğunu söylüyor.”=> Burada açıkça ABD’nin eğitim ve yönetim sistemine bir eleştiri getirmiş. Ayrıca Google’ın yöntemi doğru olabilir, sonuçta bir okulda salt hazır eğitim almış birini istihdam etmek yerine, okullar da hiç eğitim almamış biri arasında ki fark hayal gücü ve özgür düşünce olabilir, şöyle ki; bu sisteme göre borçlanan öğrenciler bir an önce okulu bitirip önce “para” sonra mevki kazanmak derdine düşüyorlar, ama öte yandan hayatına kendi olanaklarıyla devam edip başarılı olanlar zaten hayata tutunmanın her anına karşı birçok yöntem geliştirip başarılı olmuşlarsa, bilimsel gelişmelere de farklı yöntemler sunabilirler. Öte yandan okulunu hazır bilgiyle almış öğrenciler dar kalıplar içinden çıkmayacak ve farklı yöntem olmadığı için bilimsel gelişmelere hız kazandırmayacaktır, diye okudum yazılanları. Bir de, Michio Kaku’da ABD’yi ayakta tutanın dışarıdan beyin göçü olmasına bağlıyor çünkü eğitim sistemlerinin fecaat olduğunu söylemişti!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz