Geçtiğimiz hafta yaptığı duyuruda Google gerçekten büyük bir atılımın duyurusunu yaptı ve yeni kuantum bilgisayarının özellikleri ve kapasitesi ile inanılmaz hızlara ulaştı. Mühendisler D-Wave 2X isimli cihazla hazırladıkları özel test problemini çözdüklerinde, 1000-qubit bilgisayarın normal bir bilgisayardan 100.000.000 kat daha hızlı bir şekilde sonuca ulaşabildiklerini açıkladılar.
Kuantum hesaplamasına çok az sayıda devlet kurumu ve teknoloji devi yatırım yapmakta ve aralarında Google, NASA ve Lockheed Martin’in de bulunduğu bu kuruluşların çoğu D-Wave tarafından üretilen ticari kuantum bilgisayarları ile çalışmakta. Bu çalışmaların arkasındaki fikir ise kuantum mekaniğinin mantık dışı etkilerini dizginleyerek bunu geleneksel bilgisayarlara kıyasla çok daha hızlı bir şekilde problemleri çözmede kullanmak ve bu sayede yapay zekayı, malzeme bilimini, uzay keşiflerini ve hatta Google arama sonuçlarını geliştirmek.
Kuantum bilgisayarlarını her ne amaçla kullanmayı planlıyor olursak olalım, üstesinden gelmemiz gereken büyük bir engel bulunmakta: Bir bilgisayarın problemlerin çözümünde gerçekten kuantum mekaniğini kullanıyor olduğunu kanıtlamak. Kuantum bilgisayarlarının işleyişinin görülebileceği bir alan kuantum hızlanması (quantum speedup) ve bu şey Google’ın araştırma ekibi tarafından bulunmuş bir şey. arXiv’in basım öncesi sunucularında bulunan araştırma yazısına göre ekip, bir kuantum bilgisayarın geleneksel bir bilgisayardan çok daha hızlı bir şekilde çözebileceği bir problem geliştirmiş. Daha sonra ise bu problemi hem D-Wave 2X’e hem de tek çekirdekli geleneksel bir bilgisayara çözdürmüşler. Ortaya çıkan sonuçta ise D-Wave 2X’in klasik makineye göre önemli ölçüde daha hızlı olduğu ve kuantum hesaplamasını taklit eden algoritmayı çalıştıran klasik bir bilgisayardan 100 milyon kat daha hızlı olduğu görülmüş.
O zaman Google, kullandıkları kuantum bilgisayarın gerçekten kuantum mekaniği kullandığını kanıtlamış oluyor değil mi? D-Wave 2X kesinlikle kuantum etkilerini kullanıyor gibi görünüyor. Ancak çözülen problem D-Wave gibi bir makine için oldukça kolay ve yarıştığı algoritmanın çözebilmesi için oldukça zor şekilde tasarlanmış. Bu bir fizikçi ile edebiyat eleştirmeninin zekasını matematik soruları sorarak test etmekle aynı anlama geliyor: Fizikçi testten mükemmel bir sonuç alabilir ancak genel anlamda eleştirmenden daha zeki olduğunu göstermez; aynı zamanda aynı yarışmada bir matematikçiyi alt edebileceğini de kanıtlamaz. Eğer araştırmacılar farklı bir problem seçseydi veya D-Wave 2X’i farklı bir algoritmaya karşı yarıştırsalardı kuantum makinesi çok da etkileyici sonuçlara imza atamayabilirdi.
Sonuç olarak, olağanüstü sonuçlar olağanüstü kanıtlar gerektirir. Eleştirilerin üstesinden gelebilmek için D-Wave bilgisayarların kuantum davranışlarını birbiri ardına defalarca tekrarlamaları gerekir. Geliştirme aşamasında araştırmacılar bu cihazları nasıl geliştireceklerini ve böylece cihazların nasıl daha fazla hesaplama gücüne sahip olacaklarını ve daha az hata yapacaklarını çözeceklerdir. Bu da herkes için büyük bir kazanç olacaktır.