Faktörden Bileşenlere ve Nasıl Kullanılacağına Kadar, Güneş Kremi Rehberiniz

0
Dalış yapmadan önce vücudunuza krem sürmeli misiniz? Gelin öğrenelim... Christopher Sardegna/Unsplash

Eskiden güneş kremi seçmek kolaydı. En ucuz veya en güzel görünümlü şişeyi seçer veya gözünüzün önünde hangisi varsa onu alırdınız (muhtemelen en pahalı olanı). Fakat son birkaç yılda, güneş koruyucularının mercan resiflerine zarar veren her türden kimyasal içerdiğine dair giderek artan bir endişe hakim oldu (yüksek faktörün aslında o kadar da faydalı olmadığından bahsetmiyoruz bile) ve güneş kremi reyonundaki tüm bu seçenekler, birdenbire bunaltıcı görünmeye başladı.

Ancak endişelenmeyin, biz yardımcı olmak için buradayız. İşte, güneş kremlerine dair önemli sorularınızdan bazıları ve bunların cevapları…

Yüksek faktör (SPF) daha mı iyi?

50 üstü faktörlü güneş kremlerinin, koruma açısından önemsiz bir fark sunduğunu muhtemelen duymuşsunuzdur. Bu durum çoğunlukla doğru çünkü SPF 50, zaten UVB ışınımının (radyasyon) yüzde 98’ini engelliyor. 50’nin üstüne çıkmak, yalnızca yüzde bir civarı koruma sağlayabilir. Fakat meseleyi karmaşık hale getiren birkaç etmen daha var.

Bunlardan biri, bu fikrin gerçek deneylere değil; ilkelere dayalı olması. Güneş yanığını engellemede SPF’nin etkisine yönelik sadece bir tane rastgellenmiş, çift körlü çalışma yapılmış ve SPF 100’ün, SPF 50’ye göre yanıklardan daha etkili şekilde koruduğu bulunmuş. Tabi bu sadece bir çalışma olduğundan, sonuçlarından geniş kapsamlı çıkarımlar yapmak sorumsuz davranmak olurdu; özellikle de 50’nin üstündeki kremlerin iyileşme sağlamadığını söyleyen bir sürü uzman varken. Ayrıca, güneş koruyucularının test edildiklerinde sık sık üzerlerinde yazan SPF’nin epey altında koruma sağladıklarını belirtmekte de fayda var; Consumer Reports test şirketinin denediği 73 üründen 24’ü, iddia ettikleri rakamın yarısı kadar bile koruma sağlamamış. Bu yüzden size ilave koruma vadeden şişede, aslında geri kalanlarla aynı olan bir ürün bulunuyor olabilir.

Fakat bir diğer mesele de, çoğumuzun yeterli miktarda güneş kremi uygulamıyor olması. Yapılan başka bir çalışmada insanların sıklıkla, üreticilerin SPF analizlerini dayandırdıkları miktarın yaklaşık üçte biri ila yarısı kadar uygulama yaptıkları bulunmuş. Yani çok azımız, şişenin üstünde yazan tam SPF değerini elde ediyor. Kremi belirli aralıklarla yeniden uygulamanın faydası olabilir (özellikle de, korumanın azalmasına yardımcı olan ter ve denize maruz kalmak gibi şeylerden sonra) fakat bunu da pek yapan yok. Amerikan Dermatoloji Akademisi, yaklaşık iki çorba kaşığını dolduracak miktarda güneş kremi uygulanmasını; eğer iri biriyseniz daha fazla uygulanmasını öneriyor. Bundan daha düşük miktarda kullanırsanız, etkisini azaltırsınız.

Fakaaaat işi zorlaştıran bir etmen daha var: SPF, UVA korumasını ölçmez. UVA ışınımı, yüzeyin altında cilt hasarına sebep olan şey iken; UVB ise çoğunlukla, yanık meydana getiren yüzey seviyesindeki hasardan sorumlu. Güneş kremlerinin, birinimi yoksa ikisini mi engellediğini belirtmesi gerekirken; ABD’de, sağladıkları UVA koruması kapsamını ölçmeleri gerekmiyor. Fakat Avrupa’da bütün güneş kremlerinin, UVB korumasının en az üçte biri kadar UVA koruması sağlaması gerekiyor. Bir çalışmada ülke çapında satılan ürünlerin yaklaşık yarısının, bu zorunluluğu yerine getirmediği bulunmuş. Daha yüksek SPF’li koruyucular, bu ölçekte düşük verim göstermiş fakat mutlak verilere göre UVA koruma faktörleri (KF), genelde düşük SPF’li olanlarla eşit veya onlardan daha yüksek çıkmış.

Maalesef müşterilerin, belirli bir markanın UVA KF açısından iyi olup olmadığını bilmeleri zor. Consumer Reports tüketici test şirketi, UVA testi içeren uzun bir rapor ve puan listesi oluşturmuş. Eğer aboneliğiniz varsa, listenin tamamını görebilirsiniz fakat geri kalanlarımız için bu losyon ve sprey ürünlerinin puanı en tepede yer alıyor.

ABD’deki Çevre Çalışma Grubu’nun (EWG) yayınladığı ve belirli markaların UVA korumasına yönelik genel bir değerlendirmenin sunulduğu bir rapor da bulunuyor. Güneş koruyucularının detaylarına inilmiyor fakat Neutrogena, Coppertone ve Banana Boat yukarılarda duruyor. Belli ürünleri arayabileceğiniz EWG Skin Deep veritabanı, UVA korumasını içerdiği söylenen genel bir puan sunuyor fakat gerçek veriler sunulmuyor. EWG, cilt ürünlerinde yapay bir şey olduğu zaman son derece tedbirli davranıyor ki bu bazı yönlerden iyi bir şey; fakat grubun güvenlik barometresi, eldeki en iyi bilimsel kanıtlarla uyuşmayabilir.

Hangi bileşenler mercan resiflerine zarar veriyor?

Geçtiğimiz birkaç yılda, güneş koruyucu ürünlerin mercan resiflerine ne kadar zarar verebileceği konusunda giderek artan bir farkındalık oluştu. Yapılan araştırmalara göre oksibenzon adını taşıyan ve yaygın kullanılan bir kimyasal (ayrıca oktinoksat ile beraber diğer birkaç tanesi), mercanları hızlı şekilde ağartarak DNA’larına zarar vermiş. Üstelik bu zararın meydana gelmesi için, 16.2 milyon litrelik suya sadece bir damla karışması yetiyor. Hawaii bu yüzden oksibenzonu tamamen yasaklamış; geri kalan mercanları korumaya çalışıyorlar.

Maalesef, oksibenzondan kaçınmak zor. Bu kadar bol bulunmasının sebebi, Güneş ışınlarını emmede çok etkili olması ve şimdilik pek iyi alternatifi yok. Gelen ışınımı yansıtarak çalışan mineralli güneş koruyucuların etkisi ise genelde düşük. Consumer Reports bir dizi güneş koruyucuyu test ettiğinde, mineral tabanlı seçeneklerin hiçbiri, UV ışınımını önerilen değerleri karşılayacak kadar saptırmamış.

Mercan resiflerini öldürmeyen ve mineralli olmayan bir seçenek bulmak için, EWG’nin tavsiye ettiği koruyucu listesine bakın. Fakat EWG, yaptığı değerlendirmelerde kimyasallara karşı biraz hassas olabilir. Bu yüzden, en çok puan verdikleri ürünlerin muhtemel toksin barındırmadığına güvenebilirsiniz ancak bir güneş koruyucunun böyle bir listede bulunmaması, onun esasında tehlikeli olduğu anlamına gelmeyebilir.

Şişelerin arkasındaki bileşen listesini de okuyabilirsiniz; fakat resiflere zararlı olan bileşenin, bazen “benzophenone-3” adıyla yazıldığını unutmayın. Eğer çok fazla ürün olduğunu düşünüyorsanız, öncelikle bebek ürünlerine bakın: Bunlar genelde daha nazik olur ve bileşen açısından da çok yoğun olmazlar; bu yüzden, genelde oksibenzon içermezler.

Son bir not olarak; okyanusta veya denizde yüzmeyerek, bu sorundan kaçınabileceğinizi düşünmeyin. Sahilden çıkıp eve gittiğinizde yıkanacak ve o güneş koruyucuyu gider borusundan göndereceksiniz ve bu atık sular, olması gerekenden çok daha fazla şekilde yine en yakındaki resiflere gidecek.

Bu çocuğun çok daha fazla güneş kremi kullanması gerekiyor. Deposit Photos

Sprey güneş koruyucuları daha mı iyi, yoksa daha mı kötü?

Sprey şeklinde sıkılan güneş koruyucularının, çoğu zamanla rüzgara (veya komşunuza) karıştığını bir kenara ayırırsak, bir takım çevreye zararlı kimyasalları havaya püskürtmek hiç de harika bir fikir değil. Cildinizden daha çok kumların üstüne gelebilir ve bu parçacıkların bazılarını da soluyabilirsiniz. Amerikan Gıda ve İlaç Bakanlığı, bu maddeleri solumanın akciğerler için zararlı olup olmadığını araştırıyor. Fakat bu esnada, pişman olacağınıza sağlamcı davranmak daha iyi. Üstelik, genelde zaten gelen ışınları engelleyecek denli koruyucu kullanmadığımızdan; ince bir püskürtü bulutu, kreme kıyasla yeterli koruma sağlamayabilir.

Sadece Güneş’ten korunma hapı alsam olur mu?

Hayır. Lütfen, yutulabilir bir hap ile sizi UV radyasyonundan koruduğunu iddia eden gizemli takviyelere kanmayın. Amerikan Gıda ve İlaç Bakanlığı (FDA), 2018 yılında bu şirketlerin üç tanesine uyarı mektubu göndermiş ve sattıkları hapların “faydalarına” yönelik yanlış reklam yapmayı bırakmalarını söylemiş. Bu ürünlerin hiçbiri (Gelişmiş Cilt Parlatma Formülü, Sunsafe Rx, Solaricare ve Sunergetic), Güneş’ten gelecek zararı önleyemez. FDA, “güneş kreminin yerini alabilecek hiçbir hap veya kapsül bulunmadığını” belirtiyor ve bunun yerine, piyasada bulabileceğiniz pek çok güneş koruyucudan birini seçmenizi öneriyor.

Aşağı kadar geldim çünkü bana ne almam gerektiğini söylemeni istiyorum!

Artık sizi detaylara boğduğumuzdan, şimdi de eczaneye gittiğiniz zaman kontrol edebileceğiniz basit bir liste veriyoruz:

  • Spres değil, losyon
  • Oksibenzon içermeyen ve mümkünse oktinoksat ile oktoriklen barındırmayanlar (muhtemelen elinizde sadece mineralli seçenekler kalacak; bu noktada, etkisi muhtemelen daha düşük olanı mı, yoksa resiflere zarar verebilecek kimyasalları mı tercih edeceğinize karar vermeniz lazım)
  • En az 50 faktör (SPF) ama yeterli miktarda süremeyecek gibiyseniz daha yüksek

Referans için Consumer Reports şöyle öneriyor:

Avrupa’dakiler de aynı listeyi takip edebilir fakat UVA yönünden daha iyi koruma elde ettiğinizi bilin.

 

 

 

 

Yazar: Sara Chodosh/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz