Emniyet kemerinizi bağlayın.
Eğer hiç bir uçakta bulunduysanız, o halde büyük ihtimalle türbülansa yakalanmışsınızdır. Türbülans, uçağın bir dizi hava boşluğunda yukarı ve aşağı zıpladıkça ani bir şekilde sarsılmasıdır.
Türbülans yaşadığınız zaman, sanki uçağı her an düşürecekmiş gibi hissettirebilir; fakat aslında hiç de o kadar tehlikeli değildir ve eğer havadaki bu sallantıların ardındaki bilimi bilirseniz, sonraki seyahatiniz esnasında biraz rahatlamanıza yardımcı olabilir.
Pursuit’ten Alana Schetzer’in açıkladığı üzere türbülans, pek çok sebepten dolayı gerçekleşebilir; atmosfer basıncındaki değişimler; jet akımları; dağların etrafındaki hava girdabı; soğuk ve sıcak hava cepheleri; gök gürültülü fırtınalar. Fırtına bulutlarının orta yerinde, veya gökyüzü açık göründüğü zaman gerçekleşebilir.
Fakat açık olalım: rahatsız edici de olabilir. Türbülans ayrıca, özellikle emniyet kemeri işaretine uymuyorsanız, yaralanmalara sebep olabilir. Fakat türbülansın günümüzdeki bir yolcu uçağını havadan çekip çıkarma ihtimali neredeyse sıfırdır.
İlk olarak, türbülans, kabinde görüyor olabileceklerinize rağmen, uçak üzerinde düşünebileceğiniz kadar büyük bir etkiye sahip olmaz.
Pilot ve yazar Patrick Smith, Ask The Pilot havacılık internet sitesinde şöyle yazıyor: “İrtifa, uçağın yana yatması ve yalpalama, türbülans esnasında sadece hafif şekilde değişecektir; biz kokpitte, sadece yükseklik ölçerde bir seğirme olduğunu görürüz. Koşullar can sıkıcı ve rahatsız edici olabilir, fakat uçak düşmeyecektir.”
İkinci olarak, uçaklar en şiddetli türbülansa bile direnecek şekilde özel olarak üretilmiştir ve pilotlar bununla başa çıkmak için eğitilmiştir.
Bir yolcu olarak fark etmezsiniz ama pilotlar türbülanstan kaçınmak için uçağı sık sık hafifçe yavaşlatırlar ve irtifayı ayarlarlar. Çoğu kez, onu kazasız belasız atlatırlar.
Bu arada, ticarî uçaklar, havada karşılaşacakları herhangi bir şeyin çok ötesindeki sınırlarda test edilirler (yaklaşık 1.5 kat gerilim). İçinde uçtuğunuz uçağın yanına bağlı kanatlar, büyük ihtimalle 90 dereceye kadar eğilme yeteneğine sahiptir.
Sert türbülansta, içeceğiniz üzerinize dökülebilir, fakat uçağın güvenliği konusunda paniğe gerek yoktur.
ABD Federal Havacılık Yönetimi (FAA), son beş yıl boyunca, her yıl ortalama olarak 50 yaralanmadan daha azının türbülans yüzünden meydana geldiğini ve bunların çoğunun, oturma ve kemer takma fırsatı olmamış kabin ekibi olduğunu bildiriyor. ABD’de her yıl yaklaşık 800 milyon insanın uçtuğu düşünülürse fena değil.
Avustralya’daki Melbourne Üniversitesi’nden atmosfer bilimci Todd Lane, Schetzer’a şöyle söylüyor: “Türbülansın sebep olduğu yaralanmalar çok nadirdir ve bu gerçekleştiği zaman, normalde insanların emniyet kemerlerini takmaması veya kabinde yürüyor olmaları yüzündendir.”
“Bu gibi şeyler, uçmanın güvenli olmadığı algısını meydana getirir, fakat çok güvenlidir. Arabanızla havaalanına gitmek, uçmaktan aslında daha tehlikelidir.”
İyi haber, uçak sistemlerinin hava basıncındaki değişimleri tespit etmede sürekli daha iyi hale geliyor oldukları. Bundan daha az cesaret verici olan haber ise, havadaki artan karbon dioksit seviyelerinin, daha fazla türbülans olayına yol açtığının düşünülmesi.
Temel olarak, kafanızda türbülanstan kaynaklanan bir kesikten kaçınmak istiyorsanız, oturduğunuzda her zaman kemeriniz takılı olsun. Ayrıca, eğer yapabiliyorsanız, kanatların yanına oturun. Orada uçağın kaldırma ve ağırlık merkezine en yakın konumda olursunuz ve böylece türbülans deneyiminiz mümkün olduğu kadar en aza iner.
Mutlu uçuşlar millet!
ScienceAlert
Youtube da birçok uçak kazası videosuna baktığımda, kazaların çoğunun insanların küçük ihmalleri sonucu meydana geldiğini izledim, uçakların teknik olarak arıza yapma olasılığı çok azdı. Ayrıca uçakların kanatlarının esneme payı, türbülansı absorbe etmesinde en büyük pay sahibi, bu da türbülansta onları daha güvenilir hale getiriyor.