Horlamak insanlığın birleştirici gücüdür!
Bir çoğumuz başkalarını maruz bıraktığımız gibi, her birimiz de hayatlarımızda en az bir defa başkasının horlamasına maruz kalmışızdır. Konuyla ilgili binlerce katılımcısıyla mülakat yapan İtalyan çalışmaya göre her beş kişiden biri düzenli olarak horluyor.
Horlamak rahatsızlık veren basit bir sıkıntı olmasının yanı sıra kişinin sağlığını da olumsuz etkiliyor. Neyseki, önlemenin birkaç yolu var.
Horlama ve Uyku apnesi
Horlamak kişinin hem kendisini hem de partnerinin uyku kalitesini etkiler. The American Sleep Association (Amerikan Uyku Derneği)’dan Neil Kline, horlayan çocuk ve yetişkinlerin uyku bölünmeleriyle ilgili 2006’daki ve eşlerinin horlamalarının durmasının ardından her gece birer saat daha fazla uyuyan bireylerle ilgili 1999’daki çalışmaların sonuçlarını vurguluyor. Tüm bunlar ufak ayrıntılar gibi görünüyor ama önemli, çünkü kaliteli bir uyku tüm sağlığımızı etkiliyor.
Bununla birlikte, uyku bölünmesi çok daha büyük ve önemli bir sorunun küçük bir belirtisi olabilir. Horlayanlar, boğazlarının arkasındaki dokunun nefes borusunu kısmen tıkaması sebebiyle boğuk bir ses çıkarırlar ve nefes alıp verdikçe bu doku titrer. Kimi zaman bu tıkanma tüm nefes borusunu tıkayacak kadar artar. Bu ciddi soruna uyku apnesi denir. Uyku apnesi durumunda beyniniz sizi uyandırıp nefes alışverişinizi düzenleyene kadar birkaç dakika nefes alamayabilirsiniz. Eğer apneniz varsa gece boyunca birkaç defadan, saatte birkaç defaya kadar nefesiniz kesilebilir. The American Sleep Association’a göre uyku apnesi olası yüksek tansiyon, kalp krizi, inme, obezite ve diyabet riskini artırıyor.
Horlama, uyku apnesinin kesin bir belirtisi olmadığında bir sağlık sorunu olarak algılanmamalıdır. Yine de Kline, horlamanın yanında yoğun gündüz uykuları, uyku esnasında solunumda duraksamalar, nefes darlığı gibi belirtiler de varsa kişinin bir doktora görünmesini tavsiye ediyor.
Horlamayı durdurup, konforlu uyumak
Eğer uyku apneniz olduğunu düşünüyorsanız yalnızca partnerinizin tavsiyesine bel bağlamayın. Uzman olmayan kimseler solunum durumunuzu yanlış yorumlayabilirler. Yerine, doktorunuz sizi uzman kontrolünde bir uyku çalışmasına yönlendirebilir. Evinizde ya da uyku laboratuvarlarında test edilerek teşhisinizi öğrenebilir, uzun süreli bir tedaviye başlayabilirsiniz.
Hastalığınız olmasa bile horlamanız sizin veya partnerinizin uykusunu bölebilir. Kline’a göre bunu aşmanın birkaç adımı var.
İlk olarak, horlayan çoğu kişinin sürekli sırt üstü yattığını belirtelim. Uyku pozisyonunuzu değiştirmek alışkanlığınızı azaltmanıza yardımcı olabilir. Diğer bir yandan, alkol tüketimi de horlamanızı arttırır. Yatmadan önce içkinize dikkat etmek de bir o kadar önemli.
Eğer bu yöntemler işe yaramıyorsa, bir üst basamaktaki sebeplere bakılmalı. Klein’a göre, kişi eğer aşırı kiloluysa, kilo vermek nefes borusundaki dokuların azalmasında oldukça etkili olacaktır. Ayrıca, boğazınızın arkasında titreşen alan azaldıkça solunumdan dolayı çıkan sesin de azalacağını belirtiyor.
Kimi ciddi durumlarda horlamanızla ilgili bir KBB doktoruna da olası bir operasyonu danışmanız mümkün. Klein, operasyonların riskli olmasının yanı sıra kesin sonuç verememe ihtimalini de vurguluyor. Diğer yöntemleri elemeden bu seçeneği değerlendirmek pek de doğru olmayabilir.