DNA’ya vücudumuzdaki zarlar ile en iyi nasıl iletişim kurduracaklarını çözen bilim insanları, damlacıklara yerleştirilecek ‘mini biyolojik bilgisayarların’ oluşturulmasına zemin hazırlamışlar. Bu yapılar, biyolojik algılama ve mRNA aşıları alanlarında kullanılabilir.
Yeni Güney Galler Üniversitesinde çalışan Dr. Matthew Baker ile Sidney Üniversitesinde çalışan Dr. Shelley Wickham’ın öncülüğünde yürütülen çalışma, iki hafta önce Nucleic Acids Research bülteninde yayımlandı.
Yeni çalışmada, sentetik lipozomların etkili biçimde idare edilmesine yönelik DNA ‘nano yapıların’ tasarım ve inşasında en iyi yöntemin hangisi olduğu bulunmuş. Ufak baloncuklar olan bu sentetik lipozomlar, eskiden beri kanser ve diğer hastalıklarda ilaç aktarımı için kullanılıyor.
Fakat lipozomların şeklinin, geçirgenliğinin ve tepkiselliğinin değiştirilmesiyle, çok daha büyük uygulamalar elde edilebilir; mesela çevrelerini algılayan ve hedefine yaklaştığında ilaç molekülü gibi bir kargo bırakması için gönderilen sinyale yanıt veren ufak moleküler sistemler gibi…
Biyoteknoloji ve Biyomoleküler Bilimler Fakültesinde çalışan baş yazar Baker, çalışmada DNA’dan nasıl “küçük bloklar” yapılacağının ve bu blokların kolesterol ile etiketlenerek, hayvan ve bitki hücrelerinin temel bileşenleri olan lipitlere yapıştırılmak üzere en iyi şekilde nasıl etiketleneceğinin keşfedildiğini söylüyor.
“Çalışmamızın önemli uygulamalarından biri de biyo algılama: Bir kişi veya hastaya bir takım damlacıklar yapıştırabilirsiniz ve bu damlacıklar vücutta ilerledikçe yerel ortamı kayıt altına alır, bu bilgileri işler ve yerel ortama ilişkin sizin ‘okuyabileceğiniz’ bir sonuç iletir” diyor Baker.
Lipozom nanoteknolojisi, lipozomların BioNTecH ve Moderna COVID-19 aşıları gibi RNA aşılarıyla birlikte kullanılmasıyla önem kazandı.
“Bu çalışma, lipozomları bir yere toplayarak tam da doğru zamanda açmanın yeni yollarını gösteriyor” diyor Baker.
“Üstelik bunlar tasarladığımız tekil kısımlardan aşağıdan yukarıya oluşturulduğundan, farklı bileşenleri kolaylıkla ekleyip çıkararak çalışma şekillerini değiştirebiliyoruz.”
Yazar: Diane Nazaroff/Yeni Güney Galler Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.