Hepimiz az ya da çok, bir şekilde sosyal medya kullanıcılarıyız ve iyi şekilde yönetilmiş etiket (hashtag) kampanyalarının büyük etkiler yaratabildiğini biliyoruz. İyi yürütülen bir kampanya sayesinde dünyanın dört bir yanından insanın ilgisi bir noktaya çekilebilir ve insanların internet sayesinde birçok yaratıcı fikri tartışması sağlanabilir.
IBM’in #HackAHairdryer kampanyası da iyi niyetli olarak yola çıkılan kampanyalardan biriydi. Bu kampanya, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanında faaliyet göstermekte olan kadınları öne çıkarma ve genç kadınları ise bu alana yöneltme amacı taşıyan bir etiket faaliyetiydi. Ancak kampanya maalesef cinsiyet eşitliğini vurgulamak yerine cinsiyet ayrımcılığını körükleyen bir hâl aldı.
Üstte ekran görüntüsü alınan tweet, insaları “26 yenilikçi kadının 26 buluşu” isimli bir internet sayfasına yönlendiren bir linke sahipti. Link sayesinde, kadınları teknoloji alanında kariyer yapmaya teşvik etme amacı taşıyordu.
Ancak her tanıtım faaliyetinde olabileceği gibi yanlış etiket kullanımı inanılmaz büyüklükte bir kamuoyu tepkisine yol açtı. Sadece iki ay önce EDF Energy şirketi #PrettyCurious kampanyası dolayısıyla seksist olmakla itham edilmişti. Aynısı #HackAHairdryer kampanyasıyla IBM’in de başına geldi.
IBM's current status #HackAHairDryer pic.twitter.com/uOUI8KvAXa
— Artisan GIF-maker (@amanicdroid) 7 Aralık 2015
IBM, gelen tepkilerin üzerine kampanyanın “hedefinden şaştığını” ifade etti, söz konusu tweeti yayından kaldırdı ve kampanyayı sonlandırdı.
@guardiantech This was part of a larger campaign to promote STEM careers. It missed the mark and we apologize. It is being discontinued.
— IBM (@IBM) 7 Aralık 2015
Bu tür kampanyaların ardındaki sorun olan ana fikir, Birleşik Krallık Ulusal Bilim Eğitimi Merkezi’nde Toplum Örgütlemesi ve Araştırması Yöneticisi olan Emily Schoerning tarafından güzel bir şekilde açıklanmakta. #PrettyCrious kampanyası sırasında bir blog gönderisinde görüşlerini dile getiren Schoerning durumu şöyle açıklıyor: “STEM alanında kadınların teşvik edilmesi için bu alanla ilgili şeylerin ‘kızlaştırılmasından’ nefret ediyorum.”
65 gelişmiş ülkede düzenlenen ve Amerika, Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinden 15 yaşındaki çocukların girdiği bir sınavda erkeklerin STEM alanında kızlardan daha yüksek puanlar elde ettiği görülmüş. Öte yandan durum Asya, Pasifik Adaları, Orta Doğu ve Doğu ve Güney Avrupa bölgelerinde ise tam tersi.
Yani aslında kadınların STEM alanında gayet başarılı olduğu bir gerçek olsa da ABD, Kanada ve Britanya gibi birçok ülkede kadınlara karşı olan ön yargılar, kadınların bu alanda kariyer takip etmelerini engelliyor. New York Times’a göre bunun nedeni dört yaşlarında çocuklarda oluşmaya başlayan basmakalıp cinsiyet yargıları. Bu hipoteze göre, kesin olmamakla beraber, STEM kariyeri toplum tarafından “erkek işi” olarak kabul görüyor.
Miadı dolmuş basmakalıp cinsiyetçi yaklaşımlarla bilimi toplumun %50’sine sınırlandırmak ve bu sınırlandırmayı “bilimin kızlaştırılması” gibi daha da kötü argümanlarla yıkmaya çalışmak gerçekten etkisiz bir yöntem. Bunun üstesinden gelmek için “bilimin kızlaştırılması” gibi terimleri kullanmayı ve bilim anlayışını ırk, cinsiyet ve cinsel tercih gibi kalıplarla sınırlandırmayı bırakmalı ve çevremizde neler olup bittiğini anlamaya meraklı ve tutkulu insanları teşvik etmeliyiz. Bunu yapmak için de bütün çocukları ve insanları ayırt etmeksizin teşvik etmeliyiz.