Orman yangınları dünya çapında yaygın bir hal alırken, günlük hava kalitesi uyarılarını kontrol etmek, hava durumunu kontrol etmek kadar rutin hale geldi. Fakat Stanford Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre insanların bu veriler karşısında sergiledikleri davranışlar (ör. dışarı çıkarken maske takmaları veya pencereleri dumana karşı kapatmaları) her zaman anlaşılır ve mantıklı değil.
Stanford’da çalışan araştırmacılar Kuzey Kaliforniya eyaletinde yaşayanlar üzerinde yaptıkları bir vaka çalışmasında, orman yangını dumanına karşı sergilenen yanıtlara yön veren psikolojik etmenler ile sosyal süreçleri mercek altına almış. Nihayetinde insanların kendilerini daha iyi korumasına yardımcı olacak yaklaşımları ortaya çıkarmayı hedefleyen araştırma, orman yangınından çıkan duman olayları sırasında koruyucu sağlık eylemlerinin anlaşılması bakımından sosyal ölçütler ile sosyal desteğin gerekli olduğunu gösteriyor. Bulgular bu ay Climate Risk Management bülteninde yayımlandı.
Emmett Disiplinlerarası Çevre ve Kaynaklar Programı’nda doktora öğrencisi olan baş yazar Francisca Santana şöyle aktarıyor: “İnsanların, halk sağlığı iletişim uzmanlarının tehlikeyi azaltacak biçimde müdahale etmesini ve daha güvenli davranışları teşvik etmesini sağlayacak şekilde nasıl davranacaklarını anlamak önem taşıyor. Bu tür niteliksel bir çalışma, insanların karar verirken bilgileri nasıl kullanıp etkileşim kurduğunu öğrenebileceğimiz adımlardan ilkini temsil ediyor. Sonrasında, daha koruyucu davranışların teşvik edilmesine yönelik kaldıraç noktaları veya fırsatların nerede olabileceğine bakabiliriz.”
Orman yangını dumanına maruz kalmak, ABD Hastalık Önleme ve Denetim Merkezleri’ne göre akciğerleri tahriş edebilir, iltihaplanmaya sebep olabilir, bağışıklık sistemini etkileyebilir ve (COVID-19’a sebep olan virüs de dahil) akciğer enfeksiyonlarına karşı savunmayı düşürebilir. Stanford Üniversitesi Dünya, Enerji ve Çevre Çalışmaları (Stanford Dünya) Fakültesi’nde Dünya sistemi bilimi yardımcı profesörü olan eş yazar Gabrielle Wong-Parodi, yapılan başka çalışmalarda insanların tahliye emirlerine karşı nasıl tepki verdikleri incelenmişse de, insanların bölgeyi terk etmemesi (veya edememesi) durumunda orman yangını dumanına maruz kalınmasıyla ilgili neler olduğunun anlaşılması bakımından çok az şey yapıldığını söylüyor.
Araştırmacılar, bireylerin orman yangını dumanı olaylarına üç temel şekilde yanıt verdiğini keşfetmiş: Buna göre insanlar bilgiyi beraber yorumluyor, diğer savunmasız kişileri koruyor ve koruyucu eylemleri sorguluyorlar. Verilen tepkiler sadece Hava Kalitesi Endeksi’nin değil, aynı zamanda kişisel olarak tecrübe edilen şeylerin de (havada duman kokusu ve tadı almaları ya da duman görmeleri gibi) etkisinde kalıyor.
Araştırmacılar sosyal etmenlerin de aynı derecede önemli olduğunu bulmuş. “Sosyal ölçütler ve sosyal destek, insanların tehlikeye ilişkin algılarına göre davranmayı tercih etme şekillerini gerçekten etkiliyor” diyor Santana. “Örneğin birçok insan, maske giyen diğer kişileri gördüklerinden ve bazı durumlarda, bu gözlem sebebiyle kendilerinin de maske taktıklarından bahsetmişti.”
Hava Kalitesi Endeksi’ne bakıp ona göre hareket eden insanların sayısı ise bir elin parmaklarını geçmemiş. Bu kişiler, böyle durumlarda neredeyse her zaman birbiriyle konuşuyor ve sınırlı miktarda olan ya da içinde bulundukları topluluk için doğru ölçekte olmayan bilgiden anlam çıkarmaya çalışıyormuş.
Yazar: Danielle Torrent Tucker/Stanford Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.