İrade Gücü Tek Başına Yeterli Değil

0
Fotoğraf: TJ Dragotta/Unsplash

Bir sınava çalışırken veya teslim süresi kısıtlı bir proje üzerinde çalışırken kendimizi nasıl motive ediyoruz? Yaptığımız işten ne kadar az keyif alıyorsak, güçlüğün üstesinden gelmek için de o kadar irade gücüne ihtiyacımız oluyor. Maalesef irade depomuz kolayca tükeniyor. Bu durum, insanları sürekli olarak yüksek bir seviyede performans göstermeye motive etmek için başka mekanizmaların gerektiği anlamına geliyor. Bilim insanları, içsel ve bilinçsiz motivasyonun performans kabiliyetlerini önemli ölçüde geliştirebileceğini göstermişler.

İdeal bir dünyada çalışanlar ister alanlarında uzman olsun, ister işleri konusunda son derece motive kişiler; kendilerini şirketlerinin ticari hedefleriyle tamamen özdeşleştirirlerdi. Fakat gerçekte her zaman böyle olmuyor ve bu durum, liderlik pozisyonundaki kişiler için dikkatleri motivasyonel becerilere çeviriyor.

Münih Teknik Üniversitesi Psikoloji Kürsüsünde çalışan Prof. Hugo Kehr şöyle açıklıyor: “Motivasyonun üç bileşeni var. Birincisi bizim bilinçli hedef ve isteklerimiz; örneğin belli bir yaşam standardına ulaşmak için bir şirkette yüksek ücretli bir rol üstlenme isteği gibi. Fakat bilinçsiz ve dolaylı güdüler de bize yön veriyor. Bunlar duygularımıza derin kökler salarken, bir işi iyi yapma isteğini de barındırabiliyorlar. Diğer şeylerde etki ve kontrol oluşturabiliyor, kişiler arası ilişkilere dahil olabiliyorlar. Üçüncü motivasyonel bileşen ise bir role getirdiğimiz beceri ve kabiliyetlere dayanıyor.”

Üç bileşenin tamamı uyuştuğunda, işimizde yüksek ölçüde motivasyon kazanıyor, odaklanıyor ve mutlu oluyoruz. Fakat bileşenlerden biri kayıpsa, irade gücü boşluğu doldurmaya yardımcı olabiliyor. Ancak salt irade gücü veya öz kontrol bizi uzun süre idare etmiyor. Prof. Kehr, Münih Teknik Üniversitesinde çalışan spor psikoloğu Dr. Peter Gröpel ile birlikte bilinçsiz motivasyonumuzun irademizi nasıl etkileyebileceğini araştırmış.

Buz Devri ile irade gücü testi

Bilinçsiz güdülerin etkisini araştırmak isteyen bilim insanları, deneklere belli bir güçlüğün üstesinden gelmelerini gerektiren bir görev vermişler. Sonrasındaysa ikinci bir problem için ne kadar irade güçlerinin kaldığını incelemişler. Hipotez, bilinçsiz motivasyon seviyesi ne kadar yüksek olursa öz kontrolün de o kadar uzun süre hüküm süreceği varsayımına dayanıyor.

Çalışmanın birinci kısmında deneklere Ölü Ozanlar Derneği filmindeki önemli sahnelerden biri gösterilmiş. Bu sahnede baskıcı bir baba, çocuğunun aktör olmasını kesin olarak yasaklıyor. Bir grup katılımcıdan bu sahneyi yeniden canlandırması ve baba rolüne bürünmesi istenmiş. Kontrol grubunun ise sadece diyaloğu kağıda geçirmesi gerekiyormuş.

Deneyin ikinci kısmında deney görevlisi, katılımcılara Buz Devri animasyon filmindeki en komik sahnelerden birini gösterip gülümsemelerini veya gülmemelerini söylemiş. “Deneklerin her iki durumda da irade güçlerini kullanması gerekiyordu: Birinci kısımda, bir kameranın karşısında nahoş bir karakteri canlandırmaları ve ikinci kısımda da gülme dürtüsünü baskılamaları gerekmişti” diyor Gröpel.

Bilinçsiz motivasyonun gücü

Psikologlar standart testler yardımıyla, önceden katılımcıların güç istencinin kuvvetini değerlendirmişler (yani diğer kişileri etki altına alma veya onları kontrol etmeye yönelik iç motivasyon). Araştırmacılara göre kuvvetli güç motivasyonu, baskıcı babayı oynama görevinde katılımcılara yardımcı olabilirmiş.

Bilim insanları, daha kuvvetli bir güç motivasyonu barındıran katılımcıların Buz Devri sahnesinde gülmemeyi daha kolay başardığını keşfetmişler. Prof. Kehr şöyle açıklıyor: “Buradan, birinci görevi yerine getirirken iç motivasyonlarından faydalanabildiklerini çıkarabiliyoruz; hatta böylelikle ikinci görev için daha çok irade güçleri kalıyor.” Aradaki bu farklılık, sadece çatışma hikayesini yeniden aktarması gereken kontrol grubunda ise görülmemiş.

Benzer bir deneyde araştırmacılar bu sefer başka bir güdüyü incelemişler: İşleri iyi yapma ve bir takım mükemmellik standartlarına ulaşma motivasyonuna. “Yine yüksek bir başarı motivasyonu olan kişilerin irade gücü kaynaklarını tüketmedikleri ve böylelikle genel olarak daha iyi performans gösterdikleri belliydi” diyor Dr. Gröpel.

Bulguları mesleki bir bağlama yerleştiren araştırmacılar, içsel motivasyonun hedefli teşviklerle artırılmasını öneriyor. Çalışanlar da bu sayede zor durumların üstesinden gelmek için daha düşük miktarda enerjiye ihtiyaç duyacak ve sonraki görev veya zorluklarda daha yüksek motivasyon seviyeleri sergileyebilecekler. Prof. Kehr bir örnek veriyor: “Güçle motive olan bir bireye, şirkette bir takım lideri pozisyonları sağlanabilir. Başarıyla motive olan bir çalışan ise düşük miktarda bürokratik işlemin bulunduğu yaratıcı projelerle en iyi şekilde desteklenebilir.”

Bulgular Journal of Personality bülteninde yayımlandı.

 

Kaynak: Münih Teknik Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz