Kıyı çamur çulluğu, Alaska’dan Yeni Zelanda’ya 11 günde 12.000 kilometreden fazla uçmuş.
Aerodinamik yapısı ‘savaş uçağı’ gibi olan kıyı çamur çulluğunun (Limosa lapponica), Alaska’dan Yeni Zelanda’ya kadar 12.000 km’den fazla uçtuğu gözlenmiş. Kuş, hiç durmadan uçmada yeni bir dünya rekoru kırmış.
Bir kıyı çamur çulluğu, 16 Eylül’de Alaska’nın güneybatısından kalkmış ve saatte 97 kilometreye varan hızlarda uçtuktan 11 gün sonra Auckland yakınındaki bir koya ulaşmış.
Bacaklarına takılan mavi, mavi, kırmızı ve beyaz halkalara ithafen 4BBRW adı verilen bu erkek kuş, kalçasında da bilim insanlarının takip etmesi için 5 gramlık bir uydu vericisi taşıyormuş. Diğer üç kuşla beraber iki ay boyunca Alaska’daki çamur düzlüklerinde istiridye ve solucan ile beslendikten sonra, bölgeden hep beraber ayrılmışlar.
Normal ağırlığı 190 ila 400 gram arasında değişen erkek çamur çulluğunun boyutu, uzun bir uçuş öncesinde iki katına çıkabiliyor. Ancak kuş iç organlarını daraltarak, yükü hafifletebiliyor.
Kuşlar Alaska’dan ayrıldıktan sonra, Aleut Adaları’na doğru güneye yönelip Pasifik Okyanusu üzerinde seyretmişler. Yolculuğun, grubu Avustralya’ya doğru iten kuvvetli doğu rüzgarları sebebiyle uzamış olabileceği düşünülüyor.
Barwit established new record of non stop flight +12000 km!
How awsome is that?!
See link to article with Jesse Conklin#biodiversity #conservation#migration #ISTC20 #IWSGconf#waders #shorebirds@GlobalFlyway @WaderStudy @eco_flyway @NIOZwdrchttps://t.co/fPqDDw741M pic.twitter.com/9FAnLCCGFU— José A. Alves (@_JoseAAlves_) October 13, 2020
Uydu, iki nokta arasında 12.845 kilometrelik bir uçuş kaydetmiş. Fakat bilim insanları, yuvarlama hatalarının hesaba katılmasıyla beraber yolculuğun yaklaşık 12.200 kilometre olacağını düşünüyor. Toplam uçma süresinin ise 224 saat olduğu tahmin ediliyor. Bir kuşun durmaksızın gerçekleştirdiği bir önceki en uzun uçuş ise 11.680 km olmuş ve 2007 yılında kaydedilmiş.
Olağanüstü göç yolculukları üzerinde çalışan bilim insanlarının yer aldığı Küresel Göç Yolu Ağı’nda çalışan Jesse Conklin, “Gezegenin neresinde bulunduklarını biliyor gibi görünüyorlar. Tam olarak açıklayamıyoruz fakat dahili bir haritaları var gibi duruyor” diyor.
Daniel Boffey/The Guardian. Ç: O.