Oyun oynamak, evcil bir hayvanın dehasını test etmek bakımından güzel bir yöntem olabilir.
Bir köpekle beraber yaşadıysanız, kelimelerin anlamını öğrenme kapasitelerini bilirsiniz; hatta bilmelerini istemediğiniz kelimeleri bile öğrenebilirler. Bir coşku patlaması yaşamamak için “yürüyüş” veya “yemek” gibi kelimeleri kaç kez hecelemek zorunda kaldınız?
Bilim insanları daha önce, aralarında şempanzelerin, deniz aslanlarının ve Hint şebeklerinin de bulunduğu insan dışı hayvanların kelimeleri nasıl öğrendiğini araştırmış. Fakat bu yıl Nature bülteninde yayımlanan yeni bir çalışma, bazı köpeklerin yeni bir nesnenin adını sadece dört kez duyduktan sonra bile öğrenebildiğini gösteriyor. Bu kabiliyetin daha önce sadece insanlara özgü olduğu düşünülüyormuş.
Araştırmacılar söz konusu kabiliyetin, incelenen köpeklerin hepsinde görülmediğini; bunun yerine birkaç “yetenekli” veya yüksek derecede eğitilmiş bireyle sınırlı olabileceğini keşfetmişler. Peki kendi köpeğinizin bir dahi olup olmadığını nasıl bilebilirsiniz?
Araştırmacıların bu çalışması, evde tekrarlanabilecek kadar basit ve kolay. Köpeğinizin nesnelerin isimlerini bu kadar hızlı öğrenip öğrenmediğini görmek için araştırmacıların attığı adımları takip etmeniz yeterli. Fakat köpeğinizin böyle bir kabiliyeti yoksa endişelenmeyin çünkü bu durum, köpeğin ırkına veya önceki deneyimlerine bağlı olabilir.
Whisky ve Vicky Nina
Bu yeni çalışmada, 59 nesnenin adını bilen Whisky isimli bir İskoç çoban köpeği ve 42 oyuncağı tanıyan Vicky Nina adlı bir Yorkshire teriyer yer alıyor.
Köpeklerden oyuncakları sırayla getirmesini isteyen araştırmacılar, bu şekilde köpeklerin oyuncak bilgisini test etmişler. Köpeklerin seçimlerini etkilemekten kaçınmak amacıyla, ne köpeklerin bakıcıları, ne de deneyi yürütenler oyuncakları görememiş.
Köpeklerin oyuncaklarının tamamının ismini bildiği belirlendiğinde, araştırmacılar iki yeni nesne daha getirmiş ve sırayla her birini, bilinen bir oyuncak grubunun içerisine yerleştirmişler. Bu testte Whisky, her seferinde yeni oyuncağı seçmiş. Vicky Nina ise yapılan denemelerin yüzde 52,5’inde doğru oyuncağı getirmiş; yani tesadüfün biraz üzerinde.
Yeni isimlerin öğrenilmesi
Çalışmanın bir sonraki aşamasında köpeğe bir oyuncak gösterilmiş, oyuncağın ismi söylenmiş ve sonrasında köpeğin bu oyuncakla oynamasına izin verilmiş. İki farklı oyuncağın isminin dört kez tekrarlanmasından sonra, köpeğe bu yeni oyuncaktan birini seçmesi söylenmiş.
Köpeğin doğru oyuncağı seçerek dışlamasını önlemek amacıyla, köpeğin bildiği hiçbir oyuncak deneyin bu aşamasına dahil edilmemiş. Köpek diğer bütün oyuncakların ismini bilirse, doğru oyuncağı seçebilir çünkü kendisine yabancı gelen kelimenin alışık olmadığı oyuncağı göstermesi gerekir.
Her iki köpek de, yeni oyuncağı tesadüfle açıklanamayacak kadar sık seçmiş. Bu durum aslında köpeklerin, yeni nesnenin ismini çok hızlı öğrendiğini akla getiriyor. Fakat köpeklerin hafızasındaki bilgi 10 dakika sonra önemli ölçüde zayıflarken, bir saat sonra neredeyse tamamen kaybolmuş. Bu durum ise öğrenilen yeni bilginin tutulması için daha fazla pekiştirme yapılması gerektiğini gösteriyor.
Yeni oyuncağın yer aldığı test, kendi köpekleri bulunan 20 gönüllüyle daha yürütülmüş fakat bu köpekler, yeni ismi birkaç kez duyduktan sonra aynı kabiliyeti sergilememişler.
Araştırmacıların öne sürdüğüne göre yürütülen testte bulunan bu iki köpek ile gönüllü köpeklerin performansı arasındaki fark, yeni isimleri hızla öğrenmek için köpeğin olağandışı derecede zeki olması gerekebileceği veya isimleri öğrenme konusunda oldukça tecrübeli olması gerekebileceği anlamına geliyor.
Akıllı köpekler
Görünüşe göre bu deneylerde belli bir etmen bileşimi iş başında. Bu türden çalışmalarda en yaygın şekilde kullanılan ırkın border collie olması dikkat çekici. İşitilebilir emirlere kulak vermeleri için yetiştirilen bu köpekler, görevleri yerine getirip bakıcısı memnun etme konusunda çok yüksek motivasyon sergiliyor. Yorkshire teriyerleri de zihinsel ve fiziksel şekilde uyarılmaktan keyif alıyor.
Diğer araştırma grupları da genelde border collie köpekler kullanarak benzer testler yürütmüş. 2004 yılında Rico isimli bir köpeğin 200 farklı nesnenin ismini bildiği keşfedilmiş. 2011 yılında ise Chaser isimli bir köpek 1.022 ayrı nesneyi öğrenmiş.
Diğer ırklar, belki de oyuncaklarla oynamaya veya onların getirmeye bu kadar ilgi göstermiyordur. Örneğin Gazel tazısı ve tazı gibi görerek iz süren tazılar, çoğunlukla avlanma veya yarış için yetiştiriliyor. Dolayısıyla bu köpeklerin eğitilmesi, genel olarak daha zor. Köpekler oyuncaklara hiç ilgi göstermiyor da olabilir veya bakıcılarını memnun etme konusunda önemli miktarda düşük motivasyon sergiliyor olabilirler.
Bu çalışmada yer alan deney köpeklerinin her ikisi de, oyun ve sosyal etkileşim yoluyla oyuncakların isimleri ve özelliklerine dikkat göstermeleri için yoğun şekilde eğitim görmüş. Bu durum, köpeklerin yeni ve tanıdık oyuncaklar arasındaki farklılıkları daha kolay ayırt etmesini ve bu oyuncaklarla ilişkili sözlü ipuçlarına daha iyi kulak vermesini sağlamış olabilir.
Köpeklerin eğitimi resmi olmasa da, hayvanların ve insanların eğitiminde güçlü bir yöntem olan olumlu pekiştirme eğitimi de değilmiş. Köpekler şüphesiz becerilerini yoğun ölçüde öğrenmişler.
Bütün köpeklere çeşitli görevleri yerine getirmeyi öğretmek gayet mümkün ve nesnelerin isimlerini öğretmek de bunlara dahil. Fakat bunun istekli olup öğrenebildikleri ve görevi yerine getirebildikleri dereceye kadar yapılması, büyük oranda köpeğin ırkına ve her köpeğin sergilediği motivasyon derecesine bağlı.
Eğer köpeğiniz bir Afgan tazısı veya bir St. Bernard ise, size saatlerce oyuncak getirmek istemesini beklememelisiniz. Diğer taraftan, köpeğiniz bir border collie veya kaniş ise, kabiliyetleri sadece sizin hayal gücünüzle ve kendinizi onlarla oynamaya ne kadar adadığınızla sınırlı olabilir.
Yazar: Jan Hoole (Keele Üniversitesinde biyoloji okutmanı)/The Conversation. Çeviren: Ozan Zaloğlu.